Sömürenlerin putları, tanrıları vardır. Acaba sömürenlerin putları nelerdir

-Dolarları yani "karşılıksız kâğıt paraları" onların bir numaralı putlarıdır. Sonunda "dolar" mı galip gelecek, yoksa "halk" mı Yarın dolar yerine halkın onayladığı para geçerli olacak. Halk; elinizi bu faizli pisliğe sürmeyin dediği zaman, artık yeryüzünde doları kimse eline almayacaktır. Onun yerine altın karşılığı çıkarılan altın para geçerli olacaktır... 

-Onların ikinci putları ise bombadır, atomdur, her türlü silahtır. Biz istersek ülkeleri ve halkı bir günde silahlarımızla yok ederiz, halkın ne gücü varmış ki diyorlar. Oysa bir milyon halkı silahla yok etseler bile; halk bir milyar insan olur, iki milyar insan olur ve varlığını sürdürür. Artık milyarları silahlarla yok etmek mümkün değildir... 

-Üçüncü putları ise yalandır, medyadır, basın-yayındır. Ellerine geçirdikleri medya gücünü halkı kandırmak için kullanmaktadırlar. Bu suretle yalanın, yönlendirmenin, kandırmanın onları her yere ve ilelebet iktidara ulaştıracağını sanmaktadırlar. Oysa, yalancının mumu yatsıya kadar sürer. Bu sahte tanrı da bir gün buz gibi eriyip gidecektir... 

-Onların dördüncü putları ilimdir, doğadır, tabiattır. İlmin gücünü görünce kendilerini güçlü sandılar. Ne var ki ilim 20. yüzyılın sonunda onlara ihanet edip cephe değiştirdi, halkın tarafına geçti. Artık halk ve dindarlar da âlim oluyorlar. Bu güç artık onlarla değil, bizimle beraberdir. Yarın bütün güçler Âlemlerin Rabbi olan Allah a teslim olacaktır...

-"Karşılıksız kâğıt para"nın tanrı olmayacağını halktan önce onlar da biliyorlar.

-"Silah gücü"yle sorunların çözülmeyeceğini onlar da biliyorlar.

-"Yalancı medya"yla bir yere varılmayacağını onlar da biliyorlar.

-"İlim" tanrı değil, Tanrı ya götüren araçtır, bunu da biliyorlar. Ama cahil halkı belki ikna edip bir süre sömürebiliriz diye yalanlarına devam diyorlar. Bu putları savunurken tanrı olmadıklarını biliyorlar ama halkı inandırmak için inanmış görünüyorlar.

Bu putlardan kurtulmak için "işçilik sistemi" sona erdirilmeli, "ortaklık sistemi" getirilmelidir. Kişi "ortaklık sistemi" sayesinde bir-iki patrona değil, topluluğa yani halka hizmet edecek, topluluğun işçisi olacaktır. Bunun için "emek sahibi" her insanı "hür insan" hâline getirmeliyiz. Kişi birine değil, hukuka ve sözleşmelere uymak zorunda olmalı, "iş ortakları" ile eşit haklara sahip olmalıdır.

Bunun gerçekleştirilmesi için şunlar yapılacaktır:

-Herkesin yeryüzünde kira payı vardır. Çalışmasa da herkes yaşayabilmelidir. Kira payından yararlanarak, isterse çalışmak zorunda olmamalıdır. Bunun için kişiye iki hâl tanıyoruz; ya emekliliğini al ve çalışma, ya da emekliliğini alma, çalışma kredisini al. Böylece kişi yaşamak için çalışmak zorunda olmaktan kurtarılmıştır. Çalışmayanlar fonda toplanan miktarı paylaşırlar. Sayıları çoğalırsa payları azalır, o zaman çalışmak zorunda kalırlar.

-Herkese çalışma kredisi verilir ve "git istediğin işyerinde çalış" denir. Senin ücretini topluluk olarak biz ödeyeceğiz ve işvereni borçlandıracağız. Ayrıca aldığı ham maddenin bedelini de onu borçlandırarak biz ödeyeceğiz. Bu borç icrasız ve faizsiz olacaktır. Böylece herkes sermayesini sırtında taşıdığı için işverenle eşit hâle gelmiş olacaktır.

-Küçük firmaların büyük firmalarla birlikte faaliyetlerine devam edebilmeleri için "Genel Hizmet Kooperatifleri" kurulmalıdır. Küçük işletmeler kendi içlerinde tamamen bağımsız ama dışarıya karşı tek marka hâline gelmelidirler. Sabit giderleri olmamalıdır; bedel, emek, tesis ve genel hizmet üretimden pay almalıdır.

-Masraflarını asgariye indirmek ve işletmeleri teke gitmeye zorlamak için "dayanışma ortaklıkları" kurulmalıdır. Sigortalama böyle yapılmalıdır.

İşte bu şartlarla eşitlik sağlanacak ve herkes yalnız topluluğun kulu olacaktır. Amir yok, ulu l-emr vardır, görevli vardır; "hakim" değil "hadim" vardır.

Hülâsa; sömürenlerin putları yıkılacaktır Vesselâm