Yaptığı birbirinden ilginç çalışmalarla zaman zaman ülke ekonomisinin gidişatına ilişkin çarpıcı veriler ortaya koyan ATO Başkanı Sinan Aygün, siyasete merak sarmış ve 10 günlük kısa bir süreç içinde "soyunduğu bu işin" boyunu aştığını görerek çark etmek zorunda kalmıştı. Sinan Aygün, siyasetteki bu kısa süre içinde, hakim paradigmanın, statükonun ve derin siyaset erbabının temsilcisi olan iki partiyi, ANAP ve DYP yi birleştirebilmek için yoğun bir çaba sarfetmişti. Geçtiğimiz günlerde bir televizyon programında, bu macerasıyla ilgili özeleştiri yaparken gördüğümüz Aygün, "10 gün içinde 10 yıl yaşlandım. Siyasetin böyle olduğunu bilmiyordum" mealinde bir şeyler söyledi

Türkiye de siyasetin bu minvalde yürüdüğünü "bürokrasinin ve siyasetin göbeği" Ankara da görev yapan Sinan Aygün ün bilmemesine imkan yok. Sağır sultan dahi, siyasetin nasıl yürüdüğünü biliyor Türkiye de siyaset, kavramlar, misyonlar, vizyonlar üzerinden yapılmaz. Türkiye de siyaseti etkileyen, türlü türlü saikler vardır Siz, ağzınızla kuş tutsanız, sandıktan ezici çoğunlukla bile çıksanız, "siyasal çoğunluk" diye üretilmiş, bu ülkeyi babalarının çiftliği gibi yönetmeye alışmış bir azınlığın tahakkümüyle karşı karşıya kalırsınız. Bu ülkede siyasi partileri denetleyen türlü türlü mekanizmalar vardır Ama siyasi partiler üzerinde tahakküm kuran, hatta ucundan bucağından hükümetin yetkilerine bile ortak olanları denetleyecek hiçbir şey yoktur. Diyebiliriz ki, göz önünde üretilen, kamuoyu ile paylaşılan siyaset argümanları farklıdır, iktidar erkinin paylaşımında gözetilen argümanlar ise daha farklıdır. Bu nedenle, bu ülkenin demokrasisi güdüktür, siyaseti savruktur. Bugünden yarına ne olacağı belli olmadığı için, planlama ve stratejiler hep yarım yamalaktır.

Zihinler hep karmakarışık olduğu için, çapsız idarecilerin başında olduğu siyasi çatılardan tabansız, misyonsuz, vizyonsuz vaadler ortaya konulur Ne hazindir ki, bu tabansızlık, çapsızlık, vizyonsuzluk bile prim yapar.

Aygün ün yaptığı en büyük hata, bir önceki seçimlerde genel başkanının, "Siyasi hayatıma malolsa bile Yarasalar" sözleriyle sandığa gömdüğü siyasi çatıyla, ne demek istediğini bile anlatmaktan aciz bir genel başkanın başında olduğu siyasi çatıyı birleştirmek için olağanüstü çaba sarfetmesiydi Herkes gibi O da zannediyordu ki, 2+2=4 edecek ve bu çatı merkez sağda matematiksel bir sinerji oluşturacak. Oysa, siyasette iki artı iki dört etmez Etmediği görülmüştür Sinerji oluşturacağız diye yapılan kısır hesaplardan şimdi çıkan sonuçla mevcut bile korunanamış, bilanço eksi olmuştur. Aygün ün yaptığı ikinci büyük hata, kriz tüccarlarını biraraya getirerek, ambarı dolduracak bir yapı oluşturulabileceğini zannetmesidir. Oysa, matematikte bir başka kesin kural, sıfırla sıfırın toplamı da, çarpımı da sıfırdır.

Velhasıl kelam, Anayasa Mahkemesi nin sağ eliyle sol kulağını gösterip 367 yi bulduğu ve seçim sürecine girmemizi sağlayan siyasetin iki aktöründen birisi şimdi meydanlarda "demokrasiyi nasıl koruyacağının! " derdini anlatıyor, diğeri ise adresi belirsiz bir Avrupa ülkesinde tatil yapıyor. Sıfıra sıfır, elde var sıfır!