"Siyah Elmas Hz. Bilal" Mola yayınları arasında Sergül Vuralın yazdığı bir biyografik roman (221 sayfa, Ağustos 2012). Kitabın adından da anlaşılacağı üzere Peygamber Efendimiz (SAV.) döneminde yaşamış olan, ilk ezanı okuyan, çeşitli çilelere maruz kalan, cennetle müjdelenen bir güzel, bir mübarek insan Hz. Bilal (RA)in esaretlikten İslamın doğuşuyla başlayan istiklal mücadelesi.

Gerek Asrı Saadet dönemi sahabeleriyle ilgili ve gerekse Allah dostları üzerine yeni yeni kitaplar yayınlanmaya başladı. Bu durumu İslami edebiyatın zenginleşmesine kuşkusuz katkı sağlayacaktır. Bu alanda bir eser yazmanın zorluğu meydandadır. Sergül Hanım böyle bir zorluğu göze alarak zor bir işe girişmiş. Hadislerden beslenen şiir tadında bir eser ortaya çıkmış.

Kitabın arka kapağı tanıtım yazısında şu ifadeleri okuyoruz:"Adeta uçuyordu yüreğiyle, Adımları kanat olmuştu. Bilinenden öteye uçuyordu Bilâl. Bozduğu ezberin yerine yenisini öğrenmeye gidiyordu. Beyaz bir sayfaydı artık onun kalbi. İman ile donanmıştı, amel ile dolacaktı. Küçücük âlemine, koca okyanusu hapsetmişçesine fokurduyordu. İçinin dehlizlerinde salınıyordu gelincikler. Hiçbir rüzgâr dokunamazdı onlara. Savuramazdı yapraklarını kendinden öteye. Bir yandan geceye inat gündüzü yaşıyordu yüreğinin yamaçlarında. Umut yüklü papatyalarına bakıyordu hayran hayran. Bir yandan da ötenin ötesine gidiyormuşçasına heyecanlı bu gidişte ayakları birbirine dolaşıyor, kâh arkasına bakıyor kâh sağını solunu denetliyordu. Tedirgin yürünen yollar da biter, varılacak adrese varılır elbette. Bilâl sonunda bir kapının önünde durdu. Tokmağı dokundurdu kapıya..."

Kitapta özetlemek gerekirse; Hz Bilal (RA)in önce Hz. Ebubekir (RA) ile buluşması daha sonra Peygamber olan Hz. Muhammed (SAV) Efendimize inanması, putlara karşı tükürmesi... Köle olan bir insanın puta karşı gelişi hoş kabul edilecek bir durum değildi. Putları tahkir etmesiyle birlikte Hz. Bilal (RA)e kötü davranılması, boynuna ip geçirilmesi, sokaklarda yürütülmesi, tahkir edilmesi... Hz. Bilal (RA) gibi Yaser ailesine de yapılan işkenceler. Çile üstüne çile, zulüm üstüne zulüm. Bu zulümlerin Bahta vadisinde devam etmesi. Demirden zırhlar giydirilerek güneşin kızgın anında çölde bırakmalar; kör edene kadar dayak atmalar; karanlık kalpleriyle iman dolu gönüllere küfür ederek aşağılamalar... Ve bu tablo karşısında Hz. Muhammed Efendimiz (SAV)le istişare eden Hz. Ebubekir (RA)in Hz. Bilal (RA)i para vererek satın alması, kölelikten azat etmesi... Daha sonraları o billur sesiyle okunan ezan-ı Muhammediye. Müminleri namaza davet etmesi. Sabah namazında "Namaz uykudan hayırlıdır" demesi ve bu mübarek söz için Peygamberimizin Hz.Bilal (RA)e bakarak buyurması; "Bilal! Bu ne güzel sözdür böyle. Sabah ezanlarını okuduğunda bu sözü de söyle diyerek buyurması ve Hz. Bilal(RA)in sabah ezanına "Es-selatu hayrun minen-nevm" cümlesini eklemesi.

Kız çocuklarını diri diri toprağa gömen, insanları köleleştiren, çok basit denebilecek sebeplerden dolayı adam öldüren cahiliye insanları...

Ve küfre karşı, cahilliğe karşı çekilen kılıçlar... İslamiyet güneşinin insanlığı ısıtması, aydınlatması...

Hayber savaşında savaşırken bile Peygamberimize hizmette kusur etmeyen bir Hz. Bilal (RA).

Medine sokaklarında muhtaç kimseleri arayan ve elinde ne var ne yok Allah yolunda harcayan siyah inci Bilal, cennetle müjdelenen bir mübarek insan... Bu kitapta bunları anbe an duyarak okuyacaksınız.

Sergül Vural, İslamiyetlin doğuşundaki heyecanı bu biyografik romanda güzel tavsif etmiş. Ezanı ilk okuyan, özgürken esaret hayatı yaşayan bu mübarek insana dokunmuş! Heyecanla okunacak şiir tadında bir eser ortaya çıkmış. Kendisini kutluyoruz.