Şiir, daha geniş anlamıyla sanat, hayatın içinde devinip

durur da onu dışlaştırmada çoğunlukla farkında olunmaz. Mutfakta hazırlanan

yemeğin sunuluşundan tutun, giyilen elbisenin kesim ve rengine kadar gösterilen

tutumlarda bir beğeni duygusunun yönlendirip karar verdirdiği her davranış

sanat, şiir dediğimiz olguyu işaret eder.

İkincisi 30 Mayıs-2 Haziran tarihleri arasında

gerçekleştirilen Kahramanmaraş II. Şiir Festivali/Dünya Şairleri Şiirin

Şehrinde etkinliği, şiirin, hayatın içinde olduğunun bir göstergesi

sayılabilir. Etkinliğin özelliği olarak Yılın Teması: Sezai Karakoç

tercihinde kendini ortaya koyulmuştur. Yani Türkiye içinden çeşitli şehirlerden

katılan şairler ile yurtdışından katılan şairler yanında, Sezai Karakoç şiiri,

düşüncesi ve faaliyeti irdeleme konusu olarak gündeme alınmıştır. Yoğun bir

program akışı içinde katılımcı şairler şiirlerini okuma yanında, belirlenen

okullarda da sanat ve şiir görüşlerini açıklama imkanı bulmuşlardır. İşte

Yılın teması başlığı altında Sezai Karakoç un bizzat kendisi değil, şiiri ve

düşüncesi bir bakıma okuyucusuyla, izleyicisiyle buluşturulmuştur. 1 Haziran da

Necip Fazıl Kültür Merkezi nde gerçekleştirilen üç oturum bunun bir ifadesi

olmuştur.

Bizim şiir dünyamızın önemli ve özgün bir kaynağı olan

halk şiiri nin yaşatıcıları ve temsilcileri konumunda bulunan halk şairleri

de şiir festivalinin, daha doğrusu şöleninin yaşanmasına anlamlı katkılan sunma

fırsatı yakalamışlardır.

Kuşkusuz bizim insanımızın, toplumumuzun ruh derinliğinde

şiir hep var olagelmiştir. İnsanın manevi dünyasının ciddi, hatta vahim denecek

derecede örselendiği, sıkıştırıldığı ve kıstırıldığı bir hayat tarzı baskısına

ragmen, bu damar varlığını sürdürmektedir. İslam ın inanç ve kültürel değerlere

dönüşerek hayata nüfuz etmesinde bu şiir damarının besleyicilik niteliği,

mutlaka gözönünde tutulmalıdır. Gündelik hayatın hayhuylu akışında insanların

manevi dünyalarının derinleşip zenginleşmesinde, ahlaki bilinçlerinin işler

hale gelmesinde bu şiir damarı İslam ın inanç ilke ve değerlerine götürür bizi.

II. Şiir Festivali nin gerçekleştirilmesinde

Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi nin hayırhah katkısı tebrike layıktır.

Özellikle Başkan ve Başkan yardımcılarıyla diğer yöneticileri, yani Mustafa

Poyraz, Cevdet Kabakçı, Serdar Yakar, Hasan Balba tebrik ve teşekkürü hak

ediyorlar. Hedefleri arasına koydukları Kültür belediyeciliği hedefinin,

şimdiye kadar hemen hiç üzerinde durulmamış ama asıl hizmetlerin kesiştiği

noktada yer alan önemli bir hizmeti yaptıklarını da belirtmek gerekir. Şehrin

çeşitli semt ve mahallelerine kütüphane açmak. Şehrin kuzeydoğusuna düşen, bir

bakıma dış mahalle gibi duran Sütçü İmam Mahallesi ne Nuri Pakdil Halk

Kütüphanesi nin açılışına şahit olmak, kendi payıma mutluluk vericiydi.

II. Şiir Festivali nin yapılış ve düzenleniş tarzı

üzerinde durulabilir. Bu bağlamda çeşitli eleştiriler, eksiklikler olduğu ileri

sürülebilir. Daha doğrusu bu türden görüşlerin ifade edildiğini gözlemledim.

Kanaatimce, hemen eleştiri mekanizmasını çalıştırmak pek uygun bir tutum

olmamalıdır. Elbette, daha düzenli, daha etkili, daha tasarruflu (maddi anlamda

değil), daha katılımlı ve daha kalıcı olabilmesi için, imkanlar ile fırsatları

dengeleyici değerlendirmeler önemlidir. Nitekim, sevgili Cevdet Kabakçı, Serdar

Yakar, bir vesileyle bu türden değerlendirmelere ihtiyaç olduğunu ihsas

etmişlerdir.

Özetle Kahramanmaraş, somut örneklere de sahip ve kaynak

olmasıyla, Şiirin Şehri dir. Aynı zamanda düşüncenin, İslam uygarlığının özgül

bir şehridir de.