Bir maçın analizini yaparken tek bir futbolcuya
odaklanmayı sevmem. Ancak ne var ki, bu futbolcu taraftarı tarafından devamlı
horlanırsa, spor medyasının cahilleri tarafından o takıma layık gösterilmezse,
ben de öteden beri savunduğum tezin üzerine yaslanır ve yazının bir bölümünü de
bu futbolcunun üzerine kurarım.
Evet, Fenerbahçe nin futboldan anlamayan, dümen suyunda
kürek çeken taraftar grupları ve de spor medyasının paraşütle köşelere
oturtulmuş ünlü(!) yazarları; Selçuk Şahin, günümüz futbolunun çok aradığı,
yerini iyi tutan, arkasındaki savunmaya zamanında yardım yetiştiren, pozisyona
göre de öne çıkıp iyi şut atabilen, hatta ölü toplarda ön direk golleri yapan
bir oyuncudur. Ama ne yazık ki sizin gibi kafalar bu futbolcuyu her sezon
uzunca yedek kulübesine mahkum ettiniz. Tabii hocalar da basın ve yönetim
korkusundan aynı suçu işlediler.
Fenerbahçe, Sivasspor a bir futbol dersi verirken bunun
baş mimarı Selçuk idi... Çok akın kesti, kestiklerini de büyük bir yüzde ile
kendi takımına aktardı. Gerek tandem, gerekse de paylaşıma gelen arkadaşlarını
rahatlattı. Bir başka oyuncu daha önemli katkı yaptı. O da ta sezon başından
beri bu sütunlarda yazmaktan yorulduğum ve çıkarın şunun lisansı diye
seslendirdiğim Holmen idi. Hatta bir ara, Gökhan ın takımdaki tek alternatifi
olabileceğini bu ülkede ilk yazan ve söyleyen tek kişi idim. Şimdi Gökhan
yerinde... Ve de etkili olmaya başladı. Neden mi Selçuk ve Holmen gibi iki
günümüz futbolunun istediği orta alan var da ondan. Caner in de avantajı bunlar
oldu. Hatırlarsanız, Konya da Selçuk u oyuna alsa Yanal ın bu maçı en kötü tek
farkla kazabileceğini yazmıştım. Meireles de bu iki oyuncu sayesinde rahatladı.
Kuyt ve Webo, hatta Emenike paylaşacak oyuncuları daha kolay buldular. Önde
basabildiyse Fenerbahçe, bu iki oyuncunun büyük rolü oldu.
Ya Sivasspor Orta sahası felaket. Adem on topun dokuzunu
kendi stoperine kullanıyor. Utaka diye bir uç adamı var. Ben bir şey
zannetmiştim, meğerse emekli imiş. Roberto Carlos un futbolculuğuna diyecek bir
şeyimiz olamaz. Ancak teknik adamlık başka şeydir. Platini, Zidane, Pele gibi
büyük yıldızlar acaba neden teknik adamlık yapmadılar. O iş başka, bu iş
başkadır. Ben Sivasspor un Konya Torkuspor la birlikte şimdilik en zor
durumdaki takım olduğunu söyleyebilirim. Demek ki şanla şöhretle gitmek de
varmış yani... Benden söylemesi...
Ya Özgür Yankaya Hocam, epeyce bir zamandır hakemlik
yapıyorsun. Sahanın neresinde durmasını öğrenememişsin. Hiç, bir takım hücum
yaparken pas arası durulur mu Ortadan geliştirilen bir atakta nerede
durulacağını sana öğretmediler mi Hani bir kere olsa neyse. İkinci yarıda da
bir tane oldu aynısından. Ama ilki ilk gole sebep oldu da, Fenerbahçe nin bu oyun tarzı ve tertibi ile o Sivasspor a
beş atması için senin hatana hiç mi hiç ihtiyacı yoktu.
Şimdi milli maç arası var. Keşke hemen bir maç olsaydı
da, Fenerbahçe bu seçilmiş(!) tertibi ile soğumadan devam edebilseydi. CAS ın
onayından sonra kadronun bazı eksilmelere neden olabileceği şeklinde haberler
var. Sow da ilk belirti. Her şeyde bir hayır vardır derler. Kim bilir belki de
Alper Potuk, Salih falan gibi bizim çocuklar sivrilirler. Selçuk banko olur.
Ersun Yanal ın, şayet Sow la ilgili iddialar doğru ise, dik durması gerekiyor.
Hele hele Demokles in Kılıcı da başından çekilirse...
Özetle Fenerbahçe, son bir kaç sezondur ilk defa tempolu,
basan, oynatmamaya çalışan, kendisi de oynayabilen bir görüntü verdi. Beşten de
fazlası olurdu. Tabii ki rakibin önden arkaya yardım yetiştirmeye çalışan
sadece Burhan ın olması da, ağır skorun hazırlayıcıları arasında yer aldı. Yani
11 e 6 oynanan bir maçtı bu...