Bu yıl Başkomutanlık Meydan Muharebesi nin zafere
dönüştüğü günün 91. yıldönümü.
30 Ağustos 1922 de biten Meydan Muharebesi genç
Türkiye nin tapusunun alınmasının ilk adımını oluşturmuştu. Bu adımı kâğıt
üstünde kalıcılaştıran da 24 Temmuz 1923 tarihinde imzalanan Lozan Anlaşması
olmuştu.
Aksi olsaydı, Türkiye Cumhuriyeti kurulamayacaktı, Trakya
Yunanistan a bağlanacaktı ve de Anadolu da 5 ayrı devlet kurulacaktı. İzmir ve
yöresinde Yunanistan a, Antalya ve yöresinde İtalya ya, Güney Doğu Anadolu da
Fransa ya, Doğu Anadolu da Ermenistan a bağlı devletler kurulurken, Marmara ve
Boğazlar çevresinde de İngiltere, İtalya, Fransa ve Yunanistan ın ortaklaşa
yönettikleri bir yönetim oluşacaktı. Osmanlı Devleti nden geri kalanlar da
Karadeniz kıyılarından İç Anadolu ya kadar uzanan bir toprak parçası üzerinde
devlet kuracaklardı.
Bu devletler, Suriye, Lübnan, Ürdün, Irak, Katar,
Birleşik Arap Emirlikleri, Dubai ve Suudi Arabistan da yaşandığı gibi İkinci
Dünya Savaşı na kadar göbeklerinden bağlı oldukları Avrupa nın büyük
devletlerinin yönetiminde güya özerk olarak varlıklarını sürdüreceklerdi,
savaşın bitiminden sonra da bağımsızlıklarını kazanacaklardı.
Büyük bir olasılıkla da, İzmir ve çevresinde kurulmuş
olan devletin adı Dutiki Anatolia Demokratias yani Batı Anadolu Cumhuriyeti
olacaktı. Aynen Oniki Ada larda olduğu gibi Paris te 27 Haziran 1946 da
yapılan Dışişleri Bakanları Konferansı nda Oniki Ada ların Yunanistan ın
hâkimiyeti altına girmesine ilaveten Batı Anadolu Cumhuriyeti nin de
Yunanistan ın hâkimiyeti altına girmesi kabul edilecekti.
İtalya 10 Şubat 1947 tarihinde Paris Anlaşması nı
onaylayıp Oniki Ada ları resmen Yunanistan a devrederken, büyük bir olasılıkla
Antalya ve yöresinde kurulmuş olan ve adı da Ortaçağdaki Kilikya Devleti ne
ithafen Kilikya Cumhuriyeti konmuş olan devlete de Yunanistan talip olacaktı
ve masa üstündeki başarılı diplomasisi ile de bu devleti de topraklarına
katacaktı.
Yunanistan ın en büyük özelliği, 1821 de Mora da
Arnavutlar tarafından başlatılmış olan özgürlük mücadelesine sahip çıkmak ve
1829 tarihinde Osmanlı Devleti ile yaptıkları savaşı kaybederken İngiltere,
Fransa ve Rusya yı yardıma çağırıp, bu devletlerin müdahalesi ve askeri
yardımları ile savaşın sonucunu lehlerine döndürmekti.
Arkasından Osmanlı Devleti nin 1829 yılında Ruslarla
imzalamak zorunda kaldığı Edirne Anlaşması na Yunanistan ın bağımsızlığını
tanımak maddesini de koydurtmayı başarmışlar ve 1830 yılında da Londra da
imzalanan Anlaşma ile de Avrupalı devletler ile Osmanlı Devleti nin
Yunanistan ı resmen tanımasını sağlamışlardı.
Yunanistan bağımsızlığını ilan ettikten sonraki aşamalarda
da bir tek kurşun atmadan ve de hiçbir savaşı da kazanmadan Avrupalı
devletlerin desteği ve koruması ile toprak kazanmaya devam etti ve sınırlarını
da bir asır içinde Mora Yarımadası ndan Meriç nehrine kadar uzatmayı başardı.
Masa üstünde bu denli başarılı olan Yunanistan ın, İkinci Dünya Savaşı ndan
sonra İtalyan idaresindeki Kilikya Cumhuriyeti ni ele geçirmesi daha da kolay
olacaktı.
Fransa yönetimi altında Güney Doğu Anadolu Bölgesi nde
kurulacak olan devletin adı büyük bir olasılıkla Kürt Cumhuriyeti olacaktı ve
kurulduğu günden itibaren de Ermenilerin toprak talepleri ve Ortaçağ da
kurulmuş olan Küçük Ermenistan İmparatorluğu nu hayata geçirmek istekleri
nedeni ile Ermenistan Sovyet Cumhuriyeti ile sorunlar yaşayacaktı.
Doğu Anadolu Bölgesi nde ise bu günkü Ermenistan
Cumhuriyeti topraklarını da içine almış olan Ermenistan Demokratik Cumhuriyeti
kurulacaktı, bu Cumhuriyet de 1920 Aralık ında, Ermenistan Sovyet Sosyalist
Cumhuriyeti adını alarak Rus idaresi altına girecekti.
Osmanlı Devleti nden kalanların kuracağı Osmanlı
Cumhuriyeti ise Karadeniz kıyılarından İç Anadolu ya kadar uzanan bir toprak
parçası üzerinde yer alacaktı.
Bu oluşumun ve paylaşımın en büyük özelliklerinden bir
tanesi de, Anadolu nun Osmanlı Cumhuriyeti sınırları dışında kalan toprakları
üzerinde hiçbir Müslüman ın yaşamasına izin verilmeyeceği idi.
Dolayısıyla 30 Ağustos 1922 günü zaferle sona eren Meydan
Muharebesi ni kaybetseydik, bugün Anadolu nun yüzde yetmiş gibi büyük alanı
içinde hiçbir Müslüman yaşıyor olmayacaktı. 30 Ağustos zaferini kutlar,
şehitlerini ve gazi olup vefat edenleri rahmetle anar, varsa halen yaşamını
sürdüren gazilerine de uzun ömürler dilerim. Gerçekten de tarihimizin akışını
değiştiren ve kaderimizi belirleyen büyük bir adım atıldı ve büyük bir sonuç
alındı 30 Ağustos ta...
Geleceğimizi yönlendirmek, oluşturmak ve kurmak için,
geçmişimizi çok iyi bilmemiz gerekiyor. Aynısı biz Kıbrıslı Türkler için de
geçerli...