İŞPORTADA böyle bağırırlar  ya... Galatasaray ın ara transferde oyuncu

sayısı rekora ulaşmış kadrosundan dün de çok ama çok değişik takım çıktı. Son

Tokatspor maçından Chedjou, Hajroviç, Telles vardı ilk on birde... Yani

neredeyse yüzden 90 a varan bir değişik kadro. Mancini nin arada transferde

rekor kırdırmasının arkasındaki gerçek de bu oldu. Üç cephedeki mücadeleye

geniş kullanımlı bir kadro... Tabii ki sakatlıklar ve cezalar da dahil... Ancak

bu tür yapılanmada oynanacak maçın on sekizi, hatta on birini belirlemek çok

ciddi idman oluşumuna bağılıdır. Böylece o maç günü sahaya çıkmayacak oyuncular

da kimsenin söylemesine gerek kalmadan durumdan anlarlar... İyi midir, kötü

müdür Batı da işler de, bizde ne olur, bakıp göreceğiz.

Galatasaray, maçın ilk yarısının büyük bölümünde yine

tıpkı Bursaspor maçında olduğu gibi yüksek tempolu bir baskı ile başladı.

Eskişehirspor, ben istatistiklere inanmam, kendi gözlemine göre ligde genel

olarak en kompakt oynayan takımdır. Böylece Bursaspor a karşı sergilenen

futbolun bu maçta da oluşması biraz güçtü. Ama Aytaç kenarda oturup yerine yeni

transfer Laval oynayınca orta alandaki karşılama direncinde aksama meydana

geldi. Tabii ki ilerde de Bienvenu ağırlığı ve yetersizliği de direnci indirdi.

Camara nın formsuzluğu öne doğru bütün yükün Erkan ın omuzlarına yükledi. Yine

de Eskişehirspor, Galatasaray ın bir önceki maçtaki resitalinin dozunu kıstı.

Sabri, Chedjou, Ceyhun, Hakan gibi görünen dörtlü oldukça

önden kaydırmalı, yani Ceyhun un öne çıkışı ile sık sık 4 lüden üçlüye döner

gibi oldu. Hajroviç, Melo, Selçuk üçlüsünün önünde zaman zaman sola yaslanan

Sneijder ve tipik uç adamı gibi Burak vardı. İkinci yarıda bu düzen Sneijder in

tamamen sola dayanması ile etkinin giderek azalmasına sebep oldu.

Eskişehirspor, ikinci yarıda topa sahip olma, pas tezgahı dokuma gibi kendine

has özelliklerini sahaya getirdi ama Necati girene kadar Bienvenu yüzünden

Galatasaray ceza sahasına önüne yaklaşımlardan sonuç çıkmadı. Aytaç ın da oyuna

girmesiyle Galatasaray ın egemenliği son buldu. Ama tabela 2-0 la da yetinmedi,

üçle bitti. Futbol bu işte... Bazen sahanın içinden skor tabelasına yansımalar

şaşırtıcı olabiliyor.  Hele hele oyuna bitime

az bir dakika kalan girip, bir oyuncu gol atıyorsa... Bravo Umut!

Şimdi önemli saptama... Ülkemin değerli futbol

otoriteleri, okuduğum kadarı ile yorumcuları dinleyebildiğim kadarı ile

Galatasaray ın ikinci yarıda oyunu rölantiye aldığını, bu yüzden rakibin

kontrolüne yakalandığını yazmışlar... Öyle de konuştular. Acaba Muslera nın ön

direğe doğru müthiş zamanlama ile yaptığı yatışlar, yan yer toplarına zamanında

ulaşmaları olmasaydı, aynı şeyleri yazabilecekler miydi Ne demişler; Yaşasın

skor tabelası... Galatasaray, Bursaspor maçında da bunu yaptı... Tamam da bu

defa skor sadece 2-0 da idi. Biz not edelim de...