Türk Veteriner Hekimleri Birliği (TVHB) Merkez Konseyi Başkanı Ali Eroğlu, 3 Kasım “Tek Sağlık Günü” dolayısıyla gazetemize yaptığı açıklamada, hayvan, insan ve çevre sağlığının bir bütün olarak ele alınması gerektiğini vurguladı. Eroğlu, “Tek Sağlık yaklaşımı, sadece hastalıklarla mücadele değil, toplumun geleceğine yatırım anlamına geliyor” dedi.

3 Kasım, tüm dünyada “Tek Sağlık Günü" olarak kutlanıyor. İnsan, hayvan ve çevre sağlığının birbirinden ayrı düşünülemeyeceğini vurgulayan bu özel gün, zoonotik hastalıklardan gıda güvenliğine, antimikrobiyal dirençten iklim değişikliğine kadar pek çok alanda disiplinler arası iş birliğinin önemine dikkat çekiyor. Biz de bu kapsamda, Türk Veteriner Hekimleri Birliği (TVHB) Merkez Konseyi Başkanı Ali Eroğlu ile “Tek Sağlık” yaklaşımının Türkiye’deki yansımalarını, eksiklerini ve çözüm önerilerini konuştuk.

“TEK SAĞLIK” KAVRAMI TAM OLARAK NEYİ İFADE EDİYOR?

Tek Sağlık bir bütündür. Hayvan ve insan sağlığını birbirinden ayırmak doğru değildir. Bu yaklaşım, zoonotik hastalıklar, antimikrobiyal direnç, gıda güvenliği, iklim değişikliği ve ekosistem sağlığı gibi konularda multidisipliner bir iş birliği gerektirir. Aslında bu kavram uzun yıllardır biliniyor, ancak ciddi bir ilerleme son 20 yılda kaydedildi. 2007 yılında Amerikan Veteriner Hekimleri Birliği’nin yayımladığı “Tek Dünya, Tek Sağlık” deklarasyonu ile küresel ölçekte yeniden gündeme geldi. Temel hedef; hayvan, insan ve çevre sağlığını optimize etmek, zoonotik hastalıklarla mücadelede ortak bir koruyucu sistem kurmaktır.

DÜNYADA VE TÜRKİYE’DE “TEK SAĞLIK” UYGULAMALARI HANGİ NOKTADA?

Amerika, Almanya ve Fransa gibi ülkelerde bu çalışmalar kurumsal bir yapıya kavuşmuş durumda. Erken uyarı ve erken teşhis sistemleri kurulmuş, disiplinler arası iletişim ağları oluşturulmuş. Bizde ise son 20 yıldır Tarım ve Sağlık Bakanlıklarının çalışma alanlarında yer alıyor ancak hâlâ yasal bir zemine oturmuş değil. Ülkemizde bir “Tek Sağlık Yasası” hazırlanmalı ve doğrudan Cumhurbaşkanlığına bağlı bir Hastalık Kontrol ve İzleme Merkezi kurulmalıdır. Bu merkezde erken uyarı, tanı ve reaksiyon sistemleri entegre biçimde çalışmalı. Çünkü dünya bu modeli uyguluyor ve sonuç alıyor.

ZOONOTİK HASTALIKLARIN BOYUTU NEDİR?

Dünyada 2,7 milyar hayvandan insana bulaşan hastalık tespit edilmiş durumda. Her yıl yaklaşık 2,5 milyon insan bu hastalıklardan hayatını kaybediyor. İnsanlarda görülen hastalıkların yüzde 61’i, gıdaya bağlı hastalıkların ise yüzde 95’i hayvansal gıdalardan kaynaklanıyor. Türkiye’de Sağlık Bakanlığı tarafından bildirimi zorunlu 50 hastalığın 26’sı zoonotik. Yani hayvandan insana geçiyor. Dolayısıyla bu sadece bir sağlık meselesi değil, bir milli güvenlik meselesidir.

ANTİMİKROBİYAL DİRENÇ (ANTİBİYOTİK DİRENCİ) KONUSUNDAKİ RİSK NEDİR?

Antibiyotik direnci, Tek Sağlık yaklaşımının en kritik alanlarından biri. 2025 yılında dünya genelinde her yıl 100 milyon insanın bu direnç nedeniyle hayatını kaybedeceği öngörülüyor. Dirençle mücadele, sadece insan hekimlerinin değil, veteriner hekimlerin, çevre mühendislerinin ve gıda uzmanlarının da iş birliğini gerektiriyor. Hayvanlara verilen antibiyotiklerin bilinçsiz kullanımı, doğrudan insan sağlığını etkiliyor.

VETERİNER HEKİMLERİN BU SİSTEMDEKİ YERİ NEDİR?

Veteriner hekimler, “çiftlikten sofraya” kadar her aşamada gıda güvenliğinin ve halk sağlığının teminatıdır. Mezbahalardan üretim zincirine kadar her noktada denetim yapıyorlar. COVID-19 pandemisi de bize veteriner hekimlerin ne kadar kritik olduğunu gösterdi. Dünyada üç temel hekimlik dalı vardır: beşeri hekimlik, diş hekimliği ve veteriner hekimlik. Türkiye’de de COVID aşısını geliştiren ekipte bir veteriner viroloji profesörünün yer aldığını unutmamalıyız. Ne yazık ki veteriner hekimler, sağlık meslek gruplarının haklarından tam anlamıyla yararlanamıyor. Oysa onlar halk sağlığının birinci halkasıdır.

TÜRKİYE’DE VETERİNER HİZMETLERİNİN MEVCUT DURUMU HAKKINDA NE SÖYLERSİNİZ?

1984 yılında Veteriner İşleri Genel Müdürlüğü kapatıldı. Bu, hayvancılığımız açısından bir kırılma noktasıydı. O günden sonra üretimde patinaj çekiyoruz ve dışa bağımlı hale geldik. Tarım Bakanlığı bünyesinde Veteriner İşleri Genel Müdürlüğü yeniden kurulmalı; ayrıca Sağlık Bakanlığı’nda “Veteriner Halk Sağlığı” birimleri oluşturulmalıdır. Taşra teşkilatları da güçlendirilmeli.

BELEDİYELERİN VE BARINAKLARIN DURUMUNA DA DEĞİNDİNİZ, NELER YAŞANIYOR?

Türkiye’de bin 401 belediye var, ancak sadece 400 barınak mevcut. Belediyelere 2028’e kadar barınak kurmaları için süre tanındı, fakat veteriner hekim sayısı yetersiz. Bir barınakta bir hekim, 600’den fazla hayvana bakmak zorunda kalıyor. Bu kabul edilebilir bir tablo değil. Ayrıca belediyelerdeki Veteriner İşleri Müdürleri mutlaka veteriner fakültesi mezunu olmalı, bu mevzuatta açıkça belirtilmelidir.

SON OLARAK, “TEK SAĞLIK” YAKLAŞIMININ TOPLUMA MESAJI NEDİR?

Tek Sağlık, sadece hastalık sonrası tedavi değil, hastalıklardan önce önlem alma sistemidir. Koruyucu hekimliğin özüdür.Sloganımız basit ama çok anlamlı: “Sağlıklı hayvan, sağlıklı gıda, sağlıklı birey ve sağlıklı toplum.” Dünyada artan nüfus, küresel ısınma ve gıda krizi karşısında bu yaklaşımı benimsemek zorundayız. Çünkü sağlıklı bir çevre olmadan sağlıklı insan mümkün değildir.