Ebu Hureyre (R.A.) den rivayete göre Resûlullah (S.A.V) Efendimizin:

“Kim, faziletine iman ederek ve mükâfatını sadece ALLAH Teâlâ’dan bekleyerek Ramazan orucunu tutarsa, onun geçmiş günahları mağfiret olunur.” 

Ve yine Ebu Hureyre (R.A.) den rivayete göre Resûlullah (S.A.V) Efendimizin:

 “Kim, faziletine iman ederek ve mükâfatını sadece ALLAH Teâlâ’dan bekleyerek Ramazan ayının gecelerini ihya ederse, onun geçmiş günahları mağfiret olunur.”  Diye müjdelediği rahmet ve bağışlanma ayı geliyor.

Şüphesiz kıymetli misafirler büyük bir coşkunlukla beklenir, şevkle karşılanır ve hürmetle uğurlanır. Ne mutlu bu mübarek ayı idrak edenlere ve ne mutlu bu ay geliyor diye sevinenlere, ne mutlu bu aydan istifade edenlere…

Selman-ı Farisi (R.A.)den rivayete göre, Resûlullah (S.A.V) Efendimiz, Şaban-ı şerifin son günü hutbe okuyarak şöyle buyurdu:

“Ey insanlar! Çok büyük ve mübarek bir ay sizi gölgeledi, gelmesi çok yaklaştı. O, kendisinde bin aydan daha hayırlı Kadir gecesi bulunan bir aydır. ALLAH Teâlâ, onun orucunu farz, gecesinin kıyamını yani Teravih namazının kılınmasını da nafile kıldı. Her kim, onda bir hayırla ALLAH Teâlâ’ya yaklaşırsa, nafile bir ibadet yaparsa, diğer aylarda bir farz eda etmiş gibi olur. Onda bir farz işleyen ise, diğer aylarda yetmiş farz eda etmiş gibi olur. O, sabır ayıdır; sabrın karşılığı ise cennettir. O, iyilik ayıdır; o, kendisinde Mü’minin rızkı artan bir aydır. Her kim, onda bir oruçluyu iftar ettirirse, günahları mağfiret ve kendisinin cehennemden kurtulmasına vesile olur ve oruçlunun mükafatından bir şey eksiltilmeksizin, iftar ettirene de onun bir misli verilir. Dediler ki:

- Ya Resûlellah! Hepimiz, oruçluya iftar ettirecek bir şey bulamayız ki… Bunun üzerine Resûlullah (S.A.V) Efendimiz şöyle buyurdu:

“ALLAH Teâlâ; bir hurma, bir yudum su veya süt ile oruçluyu iftar ettirene de bu sevabı verir.  O, bir aydır ki, başı rahmet, ortası mağfiret, sonu da cehennemden azad olmaktır. O ayda her kim kölesinin, işçisinin işini-yükünü hafifletirse,azaltırsa; ALLAH da onu mağfiret eder ve cehennemden azad eder.O halde, onda dört şeyi çokça yapınız. Bunların ikisiyle Rabbinizi razı edersiniz, diğer ikisine de mutlaka muhtaçsınız. Rabbinizi kendisiyle razı edeceğiniz iki şey: La ilahe illALLAH kelime-i tevhidini söylemeniz ve O’na istiğfar etmenizdir. Mutlaka onlarsız duramayacağınız diğer ikisi ise: ALLAH Teâlâ’dan cennet isteyip cehennemden ona sığınmanızdır. O ayda her kim, bir oruçluyu doyurursa; ALLAH Teâlâ da ona, benim Kevser havzımdan öyle bir içirir ki, cennete girinceye kadar bir daha susamaz.”

Muhterem Okuyucu!

Ramazan ayı diğer aylarda bulunmayan birtakım özelliklere ve üstünlüklere sahiptir. Bu sebeple ona “On bir ayın sultanı” denilmektedir.

 Buhari, İman:27, No:38,1/22; Müslim, Sıyam:3; Ebu Davud, Ramazan:l

  Buhari, İman:26, No:37, 1/22; Müslim, Müsafirin:173-176, Ebu Davud, Ramazan:1

  Görülüyor ki; iftarın mükellef sofralar ve ziyafetler şeklinde düzenlenmesi şart değildir. Bir lokma ekmek, bir hurma veya bir yudum su ile de olsa aynı sevabı alır. Yeter ki ikramlar, ALLAH rızası için yapılmış olsun. İftar davetlerinde lüks ve israftan kaçınılmalı ve bu davetlerde fakirlere de yer verilmelidir.

  İbn-i Huzeyme, Sıyam:8, No:1887, 3/191; Beyhekî, Şuabül-İman,