TARTIŞMAYI biliyorsunuz: 1 Mart 2003 te Meclis in

tezkereye geçit vermemesi yanlış olmuş. Suriye konusunda aynı yanlışa

düşülmemeliymiş. Eğer tezkereye evet denilmiş olsa imiş, bugün Irak ın

kuzeyinde ülkemizi tehdit eden oluşumlar engellenebilirmiş. Genelde dile

getirilen iddialar bunlardan ibaret.

Gerçekten öyle mi Meclis 1 Mart ta yanlış mı yaptı

Bu sorunun cevabını bulmak için aslında, 1991 Körfez

Savaşı na gitmek lazım. Eğer o dönemi doğru bir şekilde analiz edersek 1

Mart ın cevabını daha kolay bir şekilde bulabiliriz.

Saddam ın özellikle ABD nin cesaretlendirmesi ile

Kuveyt i işgal etmesinin ardından, ABD öncülüğünde, Türkiye nin de dâhil olduğu

28 ülke İşgale karşı bir koalisyon kurdu. Turgut Özal Cumhurbaşkanı idi. Baba

Bush ile yakın dostluğu vardı. Özal o süreçte öylesine inanmış ve

inandırılmıştı ki, ABD ile birlikte olunursa, Türkmen nüfusun yoğun olarak

yaşadığı Musul ve Kerkük e girilebilir ve Misak-ı Milli tescil ettirilebilirdi.

Özal TSK yı kolaylıkla ikna edeceğini zannetti ama olmadı. Genelkurmay Başkanı

Necip Torumtay direndi. Sonrasında kendi rızasıyla emekliye ayrıldı. Yerine

Doğan Güreş getirildi. Sorun böylece çözülmüştü. Artık engel kalmamıştı.

Stratejik müttefik ABD, yakın dost Bush bu yapılanları elbette görür ve

gereğini yaparlardı. Öyle mi oldu Hayır! Peki, Türkiye nin Musul- Kerkük ün

yanında, oluşturulan koalisyona destek vermesinin gerekçeleri neydi

Irak ın kuzeyinde bir Kürt devletine engel olunması ve

bölgedeki PKK nın etkinliğinin bitirilmesi.

Türkiye koalisyona verdiği destekle bu konuların herhangi

birinde hedeflerine ulaşabildi mi Net bir şekilde, hayır! Türkiye 36.

Paralel in oluşturulmasını engelleyebildi mi Hayır!  36.

Paralel, ABD nin Irak ın bölünmesini tescil ettiği alan haline dönüşmedi mi

Evet! Bugün, 2016 da bağımsızlık için referandum yapılacağı iddia edilen

devlet, bu alanda neşvünema bulmadı mı Evet! Yani o zaman Türkiye, 1. Körfez Savaşı nda tuzağa mı düşürüldü Evet!

Yani Necip Torumtay, tuzağı görmüş, uyarmış ve direnmiş; ancak siyasi iradenin

öngörüsüzlüğünü aşamamıştı.

Şimdi gelelim 1 Mart 2003 tezkeresine.

Öncelikle şunu ifade edelim: 1991 deki oyunu gören TSK, 1

Mart tezkeresi için soğuk davrandı. Her ne kadar H. Özkök, destekler bir

pozisyonda olsa da, şuna kesinlikle inanıyorum ki TSK tam anlamıyla istese o

tezkere geçerdi. AK Parti yeni iktidara gelmişti ve tezkerenin geçmesini

canıgönülden arzu ediyordu. Hatta tezkere geçmeden, Amerika nın her türlü

askeri hazırlığı yapması için gereken destek verildi. Meclisten onay

çıkmayınca, Askerlerin başına çuval geçirilme hadisesi dâhil birçok olay

doğrudan 1 Mart taki sonuçla ilişkilendirildi.

Şimdi 1 Mart ta yanlış yapıldı tartışmalarına gelelim.

Sözü o dönemde, milletvekili olan Türkiye nin Washington Büyükelçisi olarak da

görev yapmış bir isme, Şükrü Elekdağ a, bırakalım:

  Hükümet üyeleri

ve dönemin Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök, Tezkere nin geçmesi halinde, Türk

askeri birlikleri Kuzey Irak a girecek ve PKK terör yuvalarını temizleyecekti

Şimdi bu imkanı kaybettik!.. diyerek hayıflandılar. Oysa söyledikleri büyük

bir yalandı. Zira, Türk askeri birliklerinin, Mutabakat Muhtırası (MM)

gereğince, Irak topraklarında sınırımız boyunca uzanan bir kuşakta

konuşlanmalarına izin veriliyor; fakat Türk askerinin, PKK teröristlerine

karşı, meşru savunma hakkı hariç, silah kullanması, altını çizerek söylüyorum,

yasaklanıyordu. Yani, Türk askeri Kuzey Irak ta dar bir kuşakta konuşlanacak;

fakat PKK unsurlarını izleyip imha etme yetkisine sahip olmayacaktı