CHP neden geriyor Her komisyonda geren tarafın CHP olduğunu görüyoruz. Bunu anlayabilmek için cumhuriyetin kuruluşuna bakmak ve İttihat ve Terakki Cemiyetini iyi tahlil etmek gerekmektedir. 1923ün cumhuriyet kavramı ile bugünkü cumhuriyet kavramının farklı olduğu çok net bir şekilde anlaşılmaktadır. Bunun nedeni; o gün cumhuriyetin çok genç oluşundan kaynaklanmamaktadır. İttihat ve Terakki Cemiyetinin kurmak istediği bürokratik cumhuriyetten kaynaklanmaktadır. Osmanlı devleti gibi bir hanedanlık kuramayacağını anlayan o günün elitleri, bürokratik bir oligarşi kurdular. Bundan dolayıdır CHP yirmi altı yıl tek parti olarak bu ülkeyi yönetmiştir. Düşünebiliyor musunuz Bir ilin valisi aynı zamanda CHP il başkanı olarak görev yapmaktaydı. İktidarı kaybeden CHP o günden beri hep agresifliğini sürdürmektedir. Merhum Menderes bu hırsın kurbanı olmuştur!
Osmanlı devletini işgal eden emperyalistlerden İngilizler, hiçbir şekilde savaşmayarak, bir mermi yakmadan bu ülkeden ayrılmışlardır. Bunun sebebi, kurulacak olan cumhuriyetin alt yapısını yaptıkları ve anlaşmaları sağladıkları için olabilir mi İngilizler: 1- Trakyada kalacaksınız! Daha ileri gitmeyeceksiniz! 2- Suriye ve Iraka girmeyeceksiniz. Oralardan vaz geçeceksiniz. Petrol yerleri bize kalacak. 3- İktidara asla bir İslami partiyi getirtmeyeceksiniz. İşte bu maddelerden dolayı, İngilizler bu ülkeyi çok rahat bir şekilde terk ederek gittiler. Bu ülkenin insanında Osmanlıdan beri gelen İslami anlayış olmasına rağmen asimile edildi ve sadece İslam dediği için her türlü zulmü Merhum Erbakan gördü. Yirmi altı yıl bir ülkeyi yönetebilmek için, bütün kurumlara kendi zihniyetinizi yerleştirmek durumundasınız! Dikkat ettiyseniz, emekli olan üst düzey bürokratlar siyasi hayatlarına CHPde başlıyorlar. Yönettikleri kurumları tarafsızlık ilkesine bağlı olarak yönetmediler. Aksine; CHP ideolojisini ön planda tutarak bunu yaptılar. Bundan dolayıdır ki, İslami düşünceye devlet kurumlarınca asla geçit verilmedi. Cumhuriyet, kuruluş aşamasında çoğunlukçu laiklik üzerine kurulmuş olsaydı, bugün PKK diye bir terör örgütünden ve darbelerden bahsedilmeyecekti.
Teslimiyetçi politikalar izleyenler iktidar oldular, güç sahibi oldular. Sadece Hakkı temsil etmek isteyen, sadece Allah diyenler ise laiklik adına cezalandırıldı! Bu ülke için, kendi kendimizi yönetmek için, adil paylaşım için ne yapabilirim düşüncesini terk ettik ve sadece laikliği koruma adına yanlış üzerine yanlış yaptık. 28 Şubat post modern darbeden sonra iktidara getirmemiz gereken Saadet Partisine, "askeriye izin vermez" deyip, oy vermedik! Ülkemizin refahı, adil ve adaletli paylaşımı için yapılması gereken, ideoloji gözlüklerimizi çıkarmak, Milli görüş politikalarını anlamaya çalışmaktı!
SU VE RÜZGÂR
Rabbim öyle bir ülke vermiş ki, dört mevsimi yaşayabileceğimiz, bol akarsuları olan muhteşem bir ülkeye sahibiz. Sinopta bulunduğum günlerde; Gerze ilçesine bağlı Yaygil köyü halkının denizlerini korumak adına nöbet tuttuklarını gördüm. Denizin üç kilometrelik bölümüne HES (Hidro elektrik santralı) yapılmaya kalkışılınca, köylü topyekun engellemek için mücadele etmiş ve başarmış. Yaygil köyü bunu denizini korumak maksadıyla yapıyor. Oysa ülkemizde kurulacak HESler elektrik üretimimize yüzde iki bucuk bir katkı sağlayacak. Sizi duyar gibiyim! Değer mi Yüzde iki bucuk için bu güzelim denizleri, akarsuları kirletmeye ve yok etmeye Değmez tabi! Rüzgârımız var! Elektrik üretiminde yüzde birlere yakın bir şekilde faydalanılıyor. Neden akarsuya gösterilen ilgi, rüzgar enerjisine gösterilmemektedir Ülkemizin birçok yerinde rüzgâr türbinleri kurulup, elektrik üretilebilir
HESin kurulması gerçekten elektrik üretmek maksadıyla mı Her gecen gün suyun öneminin arttığı küresel dünyada, akarsularımız özelleşiyor mu İster istemez insanın aklına bu soru geliyor! Son on yıldır, devletin kazanımları olan KİTler satılarak özelleşti. Sıra sularda mı Her şeyi satmak, krizden çıkmanın bir yolu olarak mı görülmektedir
OSMANLI DÜŞÜNÜYORDU
Rüyalar üzerine birçok kitaplar okumuşsunuzdur! Gördüğümüz rüyaların ne anlama geldiğini merak eder, mutlaka da birilerine sorar ve yorumlamasını isteriz. Sevgili büyüğüm, üstadım, yazar ağabeyim Ekrem ŞAMA en son kitabını imzalayıp verdiğinde, kitabın ismi ilgimi çekmişti. Osmanlı Padişahlarının görmüş olduğu rüyaların onların hayatları üzerindeki etkilerini araştırmış ve yazmış. Ortaya çok güzel bir eser çıkartmış. Rüyalarınızı yorumlamadan ve başkalarının fikrine başvurmadan evvel mutlaka bu kitabı almalı ve okumalısınız. Bu kitabı okuduğunuzda rüya anlayışınızın değişeceğine emin olabilirsiniz. Kalemine sağlık!