Millî Görüşçü olup da “Her bahar bir çiçekle başlar” sözünü bilmeyen yoktur.
Ve hatta bu sözü hayatının merkezine koymayan da yoktur.
İnancımızın gerekleri de bunu öğütler.
Umutsuzluk bize göre değil anlayacağınız.
Ancak yeni umutlar yeşertmek için zaman ve zeminin de hazır olması gerekir.
Yani çiçeğin yeşermesi için baharın gelmesi gerekir.
Gerek ülkemizin gerekse ümmetin içinde bulunduğu durumun esaslı bir bahar ayına ihtiyacı var.
Siyaseten çeyrek asırdır ülkeyi tek başına yöneten Adalet ve Kalkınma Partisi, ikinci parti konumuna geriledi ve içine düştüğü çıkmazdan bir türlü kurtulamıyor.
Baştan aşağı yorgunluk ve bilumum olumsuzluklar genel merkez binalarının üzerine çökmüş durumda.
Her seçim farklı bir konjonktür ürünü parti kafasını gösteriyor ama ikinci seçimi göremiyor.
Şimdi tek tek sıralamayalım, sorunlar ise gün geçtikçe kar topu gibi büyüyüp duruyor.
Siyasetin yeni ve köklü bir nefese ihtiyacı var.
Siyaset demişken, bildiğiniz üzere Ankara’da gözler tekrar Saadet Partisi’nde.
Saadet Partisi genel başkan vekilliğine getirilen Mahmut Arıkan Bey, önceki gün Millî Gazete’yi ziyaret etti.
Millî Gazete İmtiyaz Sahibi ve Genel Müdürü Ömer Yüksel Özek Bey’in odasında oldukça uzun süren bir toplantı yapıldı.
Mahmut Bey’e eşlik eden Genel Başkan Yardımcısı Adnan Simit Bey ve Ömer Bey’in dostluğu ve yakın mesaisi çeyrek asrı aşınca geçmişe dönük önemli anekdotlardan bahsedilirken geleceğe yönelik de önemli projeksiyonlar ortaya kondu.
Her ne kadar gündem ağırlıklı olarak Millî Gazete olsa da ülke siyaseti ve ümmet adına oldukça umut veren bir tablo ortaya çıktı.
Önümüzdeki dönem Millî Görüş, tüm kurum ve kuruluşlarıyla ümmet için yeniden ayağa kalkacak…
… ve şunu söyleyebiliriz ki; Millî Görüşçülerin davaları ve ümmet adına umutlu olmaları için önemli sebepler var.

Evet, "30 Ağustos'ta büyük saygısızlık"...
Büyük zaferin yıl dönümünde Gazi ünvanını alnının akıyla ve kanıyla alan şehrimizde yaşanalar bir kez daha gösterdi ki; bu ülkede “30 Ağustos ruhunu anlayamayan ruhsuzlar”, işgalcilerin safına geçmiş durumda...
Aranızda “Konu neydi?” diyenler varsa onlara da kısa bir özet geçelim.
Gaziantep'te 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlamasının yapıldığı alanda HAMAS'ın şehit lideri İsmail Heniyye'nin posterinin olmasından rahatsız olan CHP heyeti, "Burada Atatürk pankartı yerine bu pankart niçin asılıyor?" diye tepki göstererek, Heniyye posterini indirdiği alana Türk bayrağı ve Atatürk posteri astı.
Uzun uzadıya demeçleri falan burada tekrar etmeye gerek yok.
Çarpıklıklara bakacak olursak…
Peki, İsmail Heniyye’nin posteri 30 Ağustos günü mü o meydana asılmış?
Hayır...
Peki, 30 Ağustos töreninin düzenleneceği alanda Türk bayrağı ve Atatürk posteri yok muymuş?
Tabii ki var.
Sorun ne o zaman?
TV 100’de gazeteci Sinan Burhan’ı dinledim. Bakın Gaziantep Valisi Kemal Çeper, Sinan Burhan’a neler anlatmış: “İsmail Heniyye resimleri bugün asılmadı. Bir ay önce asılan resimler. O resimlerin tören alanı ile ilgisi yok, bariyerlerin dışında. Hem belediye hem valilik hem de park Atatürk resmi ve bayraklarıyla süslendi. Kimse bizim Atatürk’e saygımızı test edemez.”
Evet resmî açıklama bu yönde. Gerçekler tüm detaylarıyla ortada.
Son yarım asırdır toprakları işgal edilen, zulme uğrayan, tecavüze uğrayan, aç bırakılan, susuz bırakılan yani bizim kurtuluş savaşı verdiğimiz günlerden daha ağır tablo ile karşı karşıya kalan bir avuç Filistinlinin kurtuluş mücadelesinden rahatsız olmuşlar.
Hem de büyük zaferin, 30 Ağustos’un yıl dönümünde.
Büyük bir tenakuz ve en hafifinden ikiyüzlülük.
Dünyanın en büyük hapishanesinde sadece nefes almalarına müsaade edilen insanları bir nebze olsun anlamanın neresinde sorun var.
Hani diyorsunuz ya “HAMAS teröristtir” diye.
İsmail Heniyye siyasi bir liderdi ve dünyanın en organize ve en büyük terör örgütüyle “siyasi” görüşmeleri yöneten bir isimdi.

Yani siyaseten bir çıkış arayan isimlerden biriydi.
Alçakça ve sizin de mücadele ettiğinizi söylediğiniz emperyalist zihniyetin çektiği tetikle şehit edildi.
Onu da mı anlamadınız yoksa?
Ya da işinize mi gelmedi?
Tüm bunlara “sözcü”lük eden gazete de manşet atmış.
“30 Ağustos’ta büyük saygısızlık” demiş gazete...
Aynı başlığı Millî Gazete’de de atıp içerisine yukarıda yazdıklarımızı koysak başlık sırıtmaz.
Ortada saygısızlığın daniskası var, anlayacağınız.
Neyse…
29 Ekim’de de aynı alana Netanyahu’nun posterini asıverin de gönlünüz olsun bari…
Zira, hem Heniyye’ye hem de Netanyahu’ya karşı olamazsınız…
Mehmet Şimşek’in istifa ettiğine yönelik haberlerin faturası 10 milyar dolarmış!
Peki Mehmet Şimşek’in istifa etmediğine yönelik haberlerin faturası ne kadar?

