Bismillahirrahmanirrahim
Âlemlerin Rabbi, Rahman ve Rahim olan Allah’a hamt, Peygamberimize, âline ve sahabelerine salât ve selam ederiz.
Erbakan Hoca’mız, “Bir ülkenin asıl gücü, ne tankıdır, ne parasıdır. Milli ve manevi değerlere bağlı genç evlatlarıdır.” diyor. İnsan ruh ve bedenden meydana gelen mükemmel bir varlıktır. İnsanın beden sağlığı kadar ruh sağlığı da önemlidir. İnsanın ruh sağlığı maneviyatla sağlanır. Maneviyatın temelinde inanç esasları vardır. Hak hukuk vardır. Helali ve haramı bilmek vardır. Adabı muaşeret kuralları vardır. Sevgi, saygı, edep ve merhamet vardır. İbadet ve emanet şuuru vardır. Siz, manevi değerler içinde sayılacak şeyleri tahrip ederseniz, insanı insan olmaktan çıkarır, onu şeytanın oyuncağı ve Siyonizm’in kölesi yaparsınız. Bunun için devlet, maddi kalkınma yanında manevi kalkınmaya da önem vermek zorundadır. Manevi kalkınma konusunu önemseyen Milli Görüş’ten başka bir zihniyet yoktur. Bunun için Milli Görüş’ün ortağı olduğu hükümetlerde “Manevi Kalkınmaya” ne kadar önem verildiyse, içinde Milli Görüş’ün olmadığı “İşbirlikçi Hükümetler” döneminde de manevi tahribat o derece hızla ve kapsamlı bir şekilde yapılmıştır. En büyük manevi tahribat da, üzülerek belirtelim ki AK Parti döneminde olmuştur. Irkçı emperyalizm, kendi etkisindeki AKP iktidarını kullanarak, Haym Nahum Doktrini’nin en önemli maddesi olan “Türk Halkını, Milli ve Manevi Değerlerinden ve Dininden Uzaklaştırmak” gaye ve hedefini gerçekleştirmek için bütün gücüyle çalışmıştır. İşbirlikçi iktidarlar döneminde yapılan manevi tahribattan kısa bir özet sunmak, bu tahribatı tanıtmak bakımından yeterlidir.
İŞBİRLİKÇİLER DÖNEMİNDE
İşbirlikçiler döneminde, dini değerlere ve Kur’an’a saygı azalmış, bu ülkenin evlatları, içinde İslam olmayan eğitim müfredatlarıyla milli kimlik ve kişilikten uzak nesiller olarak yetiştirilmiştir. Gençlerimiz; helali, haramı, faydalıyı, zararlıyı, adalet ile zulmü, hayırla şerri ayıramaz vaziyettedir. Genel eğitimin içi boşaltıldığı gibi, imam hatip okullarının da içi boşaltılmıştır. İmam hatip okullarından mezun olan birçok öğrenci, bırakın imamlığı, düzgün bir şekilde müezzinlik bile yapamaz şekilde mezun edilmektedir. Erkek ve kız öğrenciler arasında mubah olmayan ilişkiler normalleşmiş, madde bağımlılığı, sigara ve içki kullanımı artmıştır. Sanal kumar alışkanlığı gençleri bunalıma ve intihara sürüklemektedir. Yıllarca süren sinsi çalışmalar sonunda, gençlerin ve toplumun konuşma adabı bozulmuş, küfrederek konuşmak sıradanlaşmıştır. Nesiller, Kur’an’la eğitilmediği için, ülkede güzel ahlâk krizi yaşanmaktadır. Özellikle AK Parti iktidarı döneminde, Kur’an seçmeli dersler arasına konularak halk uyutulurken, diğer yandan gerçekte ırkçı emperyalizmin hoşuna gidecek dini ve manevi öğrenim sulandırılarak etkisiz hale getirilmiştir. Yine AK Parti iktidarı döneminde, okullarda ve ders kitaplarında milli ve manevi değerlerimizle ilgili mefhumların kullanılması engellenmiştir. Allah ve Resulüne açılmış bir savaş olan faiz, yaygın hale getirilmiş, ülkede faize bulaştırılmadık kimse bırakılmamıştır. Bu durum toplumda yardımlaşma duygusunu tahrip etmiştir. Okullarda okutulmakta olan din derslerinin gerek muhtevası ve gerek öğretmenleri bakımından bütün mana ve önemini ortadan kaldıracak adımlar atılmıştır. Şuurlu İslam’ın yerine“Ilımlı İslam” “Avro İslam” projelerine destek olunmuş, İbrahim’i dinler söylemiyle de İslam, Yahudilik ve Hristiyanlık dinleriyle bir tutulmuştur. “Dinler Bahçesi” “Diyalog” “Medeniyetlerin Buluşması” gibi sinsi söylemlerle yine ırkçı emperyalizmin istediği şekilde İslam’ın aslının ve özünün değiştirilmesine yönelik adımlar atılmıştır. “Zina suç sayılmaz” kanunu çıkartılmıştır.
Domuz kredisi verilmesine önem verilmiş ve domuz etinin kasaplarda satılması için yönetmelikler değiştirilmiş, tamimler yayımlanmıştır. Gençler arasında suç işleme oranı artmıştır. İstanbul Sözleşmesi’ne bağlı olarak çıkarılan kanunlar ile aile bağları zayıflatılmış, aile düzenini bozacak şekilde kadın kocaya düşman edilmiştir. Evlilikler azalmış, boşanmalar artmıştır. Bunun adı manevi felakettir, manevi tahribattır.
OLANLAR
Olanlar tesadüfî değildir. Diğer ülkelerde görülen alışılmış bir gelişme de değildir.
Bu bir uçurumdur. Yaşanan manevi tahribat, yöneticilerin beceriksizliğinden ibaret bir gidişat da değildir. Hükümetlerin sadece manevi kalkınmaya önem vermemelerinden ibaret bir şey da değildir. Yine, dünyadaki gelişmelerin Türkiye’ye yansımasından ibaret olay da değildir. O halde nedir? Tamamen planlı ve programlı bir şekilde belli mihraklar tarafından üzerimizde uygulanan planlı bir oyundur. Sadece dış güçlerin planlarının sonucu olarak ortaya çıkan bir durum da değil, işbirlikçi hükümetlerin, onların istediği istikamette gayretli çalışmalarının neticesinde meydana gelen bir olaydır.
TEDAVİ
Manevi tahribatın önlenmesi, mukabil karşı ıslah çalışmalarıyla mümkündür. Manevi değerlerimizin korunması ve tahribatın önlenmesi için yapılması gerekenleri şöylece sıralamak mümkündür. Bu olumsuzlukların önünün kesilebilmesi, öncelikle konunun ehemmiyetinin idrak edilmesine bağlıdır. Çünkü karşılaştığımız mesele sadece toplumumuza zarar verme işi değil, inancımızı, ahlâk ve maneviyatımızı yok etme işidir. Yani ya var olacağız, ya da yok olacağız. Çare Milli Görüş’e dönmektir. Çünkü Milli Görüş’ün en önde giden bayrağı her zaman “Önce Ahlak ve Maneviyat” olmuştur. İnsanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmak, devletin temel görevidir.
Manevi değerlerin korunması, bir bütün olarak ele alınmalı, gerekli plan ve programlar devlet tarafından hazırlanmalıdır. Ahlâki ve manevi tahribatın önlenmesinde ilk hedef ailenin korunmasıdır. Aile toplumun nüvesi, en küçük organı, temel taşıdır. Aile sağlam temeller üzerine inşa edilmelidir. Gençliğe sahip çıkılması, ailenin ve toplumun korunması, onların manevi değerlere sahip nesiller olarak yetişmeleri ile mümkündür. Bunun için, eğitim en önemli müessesedir. Gençlere daha kaliteli eğitim verilmeli, “Milli Tarih Şuuru” kazandırılmalıdır. Toplumun refah seviyesi yükseltilmeli, faiz ve haksız vergiler kaldırılmalı, adil ekonomik düzene geçilmelidir. İslam’la, fert ve toplum arasına konulmuş bütün engeller kaldırılmalıdır. Selam hidayete tabi olanlara…