Aşağıdakiler de emeğim olarak sizlere sunuluyor (Cemal Hüseyin Çağlar):
DERTLERİMİZİN ÇARESİ DESTANLARIMIZDA MEVCUTTUR
“Hanlar Hanı Bayındır Han, her yıl Oğuz Beylerine ziyafet verir. Yine zengin bir sofra hazırlatır. Üç otağ kurdurur. ‘Oğlu olanı ak otağa, kızı olanı kızıl otağa, oğlu kızı olmayanı kara otağa kondurun.’ der…
Dirse Han, kırk yiğidiyle davete gelir. Ne kızı vardır ne de oğlu… Kara otağa kondururlar onu…
Dirse Han, gönül koyar, sitem eder. ‘Buyruk böyledir.’ derler. O da kalkar, kırk yiğidiyle yurduna döner. İçini oyan kara kaygıyı hatununa açar. ‘Tanrı Teala, bize neden çocuk vermez.’ deyip kahırlanır.
Hatun; ‘Hey Dirse Han, yiğide kahır yaraşmaz; er işte gerek.’ der…
‘Kurban kes, zengin sofra düz... İç Oğuz’un, Dış Oğuz’un beylerini topla; aç görsen doyur, çıplak görsen donat; borçluyu borcundan kurtar… Bir ağzı dualının duasıyla Yüce Tanrı bize bir oğul verir.’ der…
Dirse Han, eşinin aklını beğenir; dediğini işler…
Yüce Tanrı bir oğul verir…”(…) (Dirse Han Oğlu Boğaç Han Destanı’ndan)
Bayındır Han; kahırlanır, üzülür, çaresizliğinin açmazlarında kalır ama böbürlenmez, kibirlenmez, yüce gönüllülük eder, hatununun sözünü dinler.
Fukaraları, aç ve açıkta olanları doyurup giydirir Bayındır Han…
Borçluları, borçlarından kurtarır.
Yaradan, Bayındır Han ailesine evlat; diledikleri bir oğul evlat nasip eder…
Türkiye’mizin bu zamanki Bayındır Hanları, yani karnı tok sırtı pekleri ne yapmalı:
Cömert olmalı…
Fakir fukaraları iş, aş, ekmek, ev, bark sahibi etmeli; devletle-milletle el ele…
Bu ulu coğrafyada kıyamete kadar var olmamız, merhametli olmamıza bağlıdır…
Türkiye’de iyi olan, iyiye giden hiçbir iş yok...
Kendi depremini kendi yapan ülkedir Türkiye...
Bebekler ağlayarak büyür, çocuk olur;
Çocuk haliyle de arada bir ağlar…
Yetişkin hale gelince de savaşır hayatla…
Ama…
Biz millet olarak tarih boyunca hep ağlamışız;
Çektiğimiz büyük acılardan dolayı…
Öyle acılar ki;
Öyle her milletin katlanıp dayanamayacağı acılar…
Kâhin olmaya, dahi olmaya ve öyle gaipten haber veren olmaya da gerek yok!..
Gelecek günler, milletçe ağlayacağımız günler olacak ne yazık ki!..
İşin acı yanı;
Türk’ün kurdu bizzat kendisidir…
Çok mu zor; sevgiyle, merhametle, iyilikle, doğrulukla, sırtı pek karnı tok halle yaşamak; bu ulu vatanda!..
Türklüğün mertliğini, İslam’ın merhametini neden esirgiyoruz birbirimizden!..
Neden ders almıyoruz tarihimizden!..
“Geçmişten adam hisse kaparmış... Ne masal şey!
Beş bin senelik kıssa, yarım hisse mi verdi?
“Tarih”i “tekerrür” diye ta’rîf ediyorlar;
Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi?..”
Selam, sevgi ve hürmetlerimle; ailenizle Allah’a emanetsiniz. (Cemal Hüseyin Çağlar)
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.