Önce son günlerde yazdığımız makalelerimizin sadece başlıklarını hatırlayalım…
Ramazan, Kur’an Nizamı, Kur’an Mucizeleri-18 (yani 18 yazı)
Usulcülerin (Fıkıh Usulü) Kuralları ve Şeriat…
Kur’an’ı Anlama Usulü İçin Oluşan Dil İlimleri
Kur’an’ı Anlama Usulü İçin Oluşan Fen İlimleri
Kur’an’ı Anlamak İçin Oluşan Tefsir İlimleri-2
Bizi Kur’an Nizamına Götürecek Olan Usul İlmi
Bizi Kur’an Nizamına Götürecek Olan Usul İlmi
***
Fıkıhtaki bazı hükümler bin sene önceye ait olup bugün uygulanmaz veya uygulanamaz durumdadırlar, o hükümlerin günümüz ihtiyacına göre yenilenmesi gerekmekte.
Bu sebepledir ki Sultan Fatih döneminden başlayarak fıkhın yerini kanunlar almaya başlamış, Kanuni Sultan Süleyman zamanında bu uygulama daha da artmıştır.
Cumhuriyet dönemimde ahkâmı şer’iyye lağvedilmiştir, çünkü zaten ahkâmı şer’iyye kalmamıştı; ne var ki lağvedilmiş ahkâm-ı şer’iyye yerine Batı kanunları aktarılmıştır.
Zannedilmiştir ki; teknikteki gelişmeler gibi Batı’da hukukta da gelişmeler olmuştur.
Oysa gelişme şöyle dursun, Batılılar bin sene evvelki usule bile henüz başlamamışlardır, bunun detaylarını bundan önceki bir yazımızda yazdık.
Demek ki bin sene önceki fıkıh bizim çağımızdaki sorunlarımızı çözmüyor.
Artık onu çağımızın fıkhını yazmak ve uygulamak mecburiyetindeyiz.
Kur’an’ın dışındaki çare ve çözümler de sonuç vermiyor.
Sonuç olarak;
-İnsanlık ciddi bir hukuk bunalımı içinde.
-On yıllarca süren davalar caydırıcı olmuyor.
-Sanayi döneminin çok çetrefilli işleri yürümüyor.
-İşler ya rüşvetle ya da arka kapıdan bir şekilde hallediliyor.
Evet, sözde hallediliyor ama aslında sorunlar giderek daha da büyüyor ve en sonunda geldiğimiz merhale son yıllarda her vesileyle hep hatırlattığımız üzere; SOSYAL TUFAN!
***
Çok önemli bir sorun daha var
Başka türlü yaşamanıza şans ve imkân tanınmıyor. Terör olayları kapımıza dayanmıştır. Çok yönlü ekonomik ve sosyal krizler, faili meçhul cinayetler yahut meçhul tetikçiler, sahte sanıklar bizi nereye kadar götürecektir?
Allah’ın büyük nimeti olarak elimizde “Fıkıh Usulü” vardır.
Fıkıh İlmi ve Fıkıh Usulü sayesinde Kur’an’ı yeniden çağımızın ihtiyaçlarına göre çözümler üreterek anlama ve uygulama imkânları ortaya çıkmaktadır.
İşte bu amaçla “ADİL DÜZEN” ve “Adil Dünya Düzeni” ortaya çıkmıştır.
Bizim takip ettiğimiz usul nedir?
a) Kur’an’ı, sünneti, icmaları ve fıkıhçıların içtihatlarını öğrenmek yani Kur’an Arapçası ile ilgili ilimleri ve İslâmî ilimleri her gün çalışarak öğrenmek...
b) Fıkıh Usulü ilmini yeniden düzenlemek kendimize göre bir usul oluşturmak yani çağımızın sorunlarını çözmek için bir ekol oluşturmak için çalışmak, çalışmak...
c) Bugün Batı dünyasında ulaşılmış sosyal ve tabiî ilimleri öğrenmek, çağımızın sorunlarını ortaya koymak, devamında çözüme kavuşturmak için çalışmak…
d) Çağımızın sorunlarını dört delile (Kur’an, Sünnet, İcma, Kıyas) dayanarak çözmek, çağımızın fıkhını oluşturmak ve bunun için çalışmak, çalışmak…
İşte bu çalışmaların sonunda bugün en çok ihtiyacımız olan “Adil Düzen” ile “ADİL EKONOMİK DÜZEN” ve “Adil Dünya Düzeni” ortaya çıkmıştır. Kur’an’dan kopmamak için fıkıhçıların usulünü benimsemek… (DEVAMI VAR.)