Duisburg’da düzenlenen basın toplantısında Mahmut Arıkan’ın sözleri salondaki her yüreğe dokundu: “Yeter ki çözmek isteyelim.”

Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Almanya’nın Duisburg kentinde düzenlenen kahvaltılı basın toplantısında gurbetçilere adeta moral verdi. Yalnızca bir ziyaret değil, yıllardır ötelenen sorunlara dair kararlı bir çözüm iradesiyle gelen Arıkan, samimi ve etkili mesajlarıyla katılımcıların gönlünde taht kurdu.

Salonda bulunan çok sayıda basın mensubunun ve gurbetçi temsilcisinin dikkatle dinlediği konuşmasında Arıkan, “Gurbetçimizin çözülemeyecek hiçbir sorunu yok! Yeter ki gerçekten çözmek isteyelim.” sözleriyle umut verdi. Bu ifade, yıllardır beklenti içinde olan yüzbinlerce vatandaş için yalnızca bir söylem değil; samimi bir sahiplenmenin yansımasıydı.

Arıkan, yurt dışındaki vatandaşların yaşadığı sıkıntıların farkında olduklarını ve bu konularda yalnızca konuşmakla kalmayıp Meclis’te somut adımlar attıklarını vurguladı. Daha önce sundukları yasa tekliflerinden bazılarını şöyle sıraladı: çalışarak emeklilik hakkı, askerlik bedelinin 1000 Euro’ya indirilmesi, fahiş uçak bileti fiyatlarının gündeme taşınması, gümrük kapılarındaki bekleme sürelerinin azaltılması ve Avrupa’daki meslek diplomalarına denkliğin sağlanması…

Toplantının dikkat çeken bir diğer yönü ise Arıkan’ın klasik siyasi söylemlerden uzak, içten bir dille konuşmasıydı. “Nerede yaşarsan yaşa, sen bu milletin evladısın.” diyerek, gurbetçilerin kendilerini dışlanmış hissetmesine neden olan ayrımcı bakış açılarına karşı durdu.

Daha önceki yazımda detaylı biçimde ele aldığım çözüm önerileri arasında konsolosluk hizmetlerinin güçlendirilmesi, randevusuz işlem imkânı, mavi kartlılara seçme ve seçilme hakkı, yurtdışı borçlanmayla emekli olanlara tam zamanlı çalışma hakkı ve sıla yolu güzergâhına yönelik özel projeler yer alıyordu. Arıkan’ın bu adımları yeniden vurgulaması, Saadet Partisi’nin yalnızca vaat eden değil, takip eden ve sonuç alma iradesine sahip bir anlayışı temsil ettiğini bir kez daha gösterdi.

Bu toplantı; seçim dönemlerinde hatırlanan değil, her zaman yanında olunan bir gurbetçi politikasının mümkün olduğunu gösterdi. Arıkan’ın çizdiği yol, siyasetin samimiyetle birleştiğinde nasıl güçlü bir umut kaynağına dönüşebileceğinin canlı bir örneğiydi.

Bugün burada yazıya döktüğüm her cümle, aslında milyonlarca insanın yıllardır duyulmayı bekleyen sesi. Ve o sese, Duisburg’da kulak veren bir lider vardı.