6- Hac yapmak insanımızın en çok arzuladığı bir ibadet olduğu

gibi Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimizin kabrini ziyaret edip orada kırk vakit

namaz kılmak da bunun yanında gelmektedir. Ancak buna imkân bulamayanlar, ne

zaman hacca ve umreye giden bir yakınlarını veya tanıdıklarını görseler Hz.

Peygamber (S.A.V.) Efendimize selâm göndermeyi ihmâl etmezler.

 Şairler, aşıklar

ve edipler, fizikî ve coğrafî anlamda uzak olsalar bile, Anadolu insanı ile Hz.

Peygamber (S.A.V.) Efendimiz ve O nun kabrinin bulunduğu Medine şehri arasında

bir sevgi köprüsü kurmuşlardır. Öyle ki, O na ulaştırılmak üzere esen rüzgârlar

ve akan sularla selâm, hasret, ta zim ve sevgilerini göndermişlerdir. Şu şiir

bunu ne güzel dile getirmiştir:

Ey bâd-ı saba, uğrarsa yolun semt-i Haremeyne,

 Ta zimimi arz

eyle, Resûlüs-sekaleyne.

 Şahidim arz-u

sema dır, bütün ecramîle,

 Aşıkım, sıdk ile

ben, Hazret-i şâh-ı Rusüle.

 Yansa da kalbim bu

hasret ile,

 Takati yok dilimin

halimi takrire bile.

 Ey bâd-ı saba,

uğrarsa yolun semt-i Haremeyne,

 Selâmımı arz eyle

Resûlüs-sekaleyne!

Fuzuli de Su Kasidesi nde Fırat ve Dicle nin aktığı

istikameti, Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimizin istikameti olarak

değerlendirerek bu iki nehrin başlarını taştan taşa vurup o yöne doğru yol

almalarını Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimize ulaşmanın çırpınışları olarak değerlendirmektedir:

Ravza-i kûyına her dem durmayıp eyler güzar âşık olmuş

galiba ol serv-i hoş-reftare su.

Hak-i payine yetem der ömürlerdir muttasıl başını taştan

taşa urur gezer avâre su.

Şu beyit ise Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimizin sevgisini

zirveye taşıyarak O nun muhabbetten yaratıldığını ve kaynağını O ndan almayan

bir sevginin değeri oImadığını çok veciz bir şekilde açıklamaktadır:

Muhabbetten Muhammed oldu hasıl,

 Muhammed siz

muhabbetten ne hasıl

Bütün bunlar milletimizin Hz. Peygamber (S.A.V.)

Efendimize olan sevgisinin her vesileyle ifade edildiğinin birer işaretleridir.

Resûlullah (S.A.V.) Efendimizin ahlakı

Resûlullah (S.A.V.) Efendimizi, ALLAH Teâlâ terbiye

ettiği için bir insanda bulunması düşünülebilen güzel huyların hepsi O nda

toplanmıştı. Ahlâkının güzelliğini O na inanmayanlar bile takdir ediyordu.

Kur an-ı Kerîm, Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed

(S.A.V.) Efendimizin yüksek bir ahlaka sahip bulunduğu ve O nun inananlar için

en güzel bir örnek ve model olduğunu bildirmektedir.

Sa d b. Hişam (R.A.) diyor ki: Hz. Aişe (R.Anha)

validemize geldim de:

- Ey Mü minlerin annesi! Bana, Resûlullah (S.A.V.)

Efendimizin ahlâkından haber ver! dedim. Hz. Aişe (R.Anha) validemiz:

- O nun ahlâkı Kur an-ı Kerim idi. Sen, Kur an-ı Kerîm de

ALLAH Teâlâ nın:

  Şüphesiz sen, en

güzel ve en yüksek bir ahlâk üzeresin.  Ayet-i kerimesini okumuyor musun Diye sordu.

- Evet okuyorum! dedim.

- İşte Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimizin ahlâkı,

Kur an-ı Kerim idi, buyurdu. Sonra:

- Ben evlilikten uzak kalmak istiyorum, yani

evlenmeyeceğim, dedim. Hz. Aişe (R. Anha) validemiz:

- Bunu yapma! Çünkü:

  And olsun ki

ALLAH Teâlâ nın Resûlünde, sizin için, ALLAH Teâlâ ya ve ahiret gününe

kavuşmayı umanlar ve ALLAH Teâlâ yı çokça zikredenler için güzel bir numune

vardır.   Ayet-i kerimesini okumuyor

musun Resûlullah (S.A.V.) Efendimiz evlendi ve çocukları da oldu, buyurdular.