Bu yazının kaleme alındığı dakikalarda Kırım da savaş
rüzgarları bütün şiddetiyle esmeye devam ediyordu. Kiev de Özgürlük Meydanı nda başlayan ve Batı
yanlılarının galibiyetiyle biten karşı devrim/darbe süreci, şimdi de iki ülke
arasında hızla tırmanan bir bunalıma yol açmış durumda.
Düne kadar, Kiev-Özgürlük Meydanı üzerinden
örtülü-vekaleten yürütülen bir kirli savaşa şahit olan Ukrayna, bu sefer Kırım
üzerinden açık bir mücadeleye sahne oluyor. İki taraf arasındaki gerginliğin
çok hızlı bir şekilde karşılıklı savaş tehditleri ve Batı nın krizi engellemeye
yönelik tırmandırıcı etkisi ile önce bölgesel akabinde küresel çapta etkileri
olabilecek bir savaşa doğru yol aldığı görülüyor. Aynen Birinci Kırım
Savaşı nda olduğu üzere...
***
Başlangıçta, 1853 de bir Osmanlı-Rus savaşı olarak patlak
veren, sonrasında ise İngiltere, Fransa ve Piyemote-Sardinya nın Osmanlı
tarafında savaşa dâhil olmasıyla birlikte Avrupalı devletlerin Rusya yı Avrupa
ve Akdeniz dışında tutmak amacıyla verdiği bir mücadeleye dönüşen Kırım Savaşı
1856 tarihinde son bulmuş ve Osmanlı şeklen savaşı kazanmakla birlikte, aslında
bu savaşın kaybeden ikinci tarafı olmuştur.
Rusya, Kırım sonrası Birinci Dünya Savaşı na kadar yönünü
doğuya çevirirken; Osmanlı borçlandırılmak suretiyle önce mali anlamda iflas
ettirilmiş, sonrasında ise bu müttefikleri arasında paylaştırılmıştır.
***
Dolayısıyla tarihsel döngü bir kez daha iş başında.
Suriye krizi üzerinden Akdeniz ve Ortadoğu da tekrar etkili olmaya başlayan ve
Gümrük Birliği politikası ile AB nin Komşuluk Politikası alanında
(Baltık-Hazar hattı) tehdit oluşturmaya başlayan Rusya, bir kez daha Batı nın
hedefinde. (Daha somut anlamda ise tüm dünya başlangıçta Almanya nın Doğu ya
Doğru Politikası ile Rusya nın Güney e Doğru politikası arasındaki sınırlı
rekabette daha küresel boyutta bir çatışmaya sürükleniyor.)
Başta Ukrayna ve Rusya olmak üzere, bölge yeni bir
yapılandırılma sürecinin içerisine çok hızlı bir şekilde sokulmuş vaziyette.
Bir diğer ifadeyle Batı, çok az bir maliyetle söz konusu bölgeyi bu iki ülke
üzerinden yeniden dizayn ediyor. Bundan dolayı da, Rusya ve Batı arasında Soğuk
Savaş sonrası dönemde ucu savaşa işaret eden en büyük kriz yaşanıyor.
***
Bu bağlamda, her iki ülke parlamentosunun aldığı kararların
yangına körükle gitmekten bir farkı yok. Rusya adeta gemileri yakmış vaziyette.
Kırmızı çizgileri doğrudan doğruya bir savaşa işaret ediyor.
Rus parlamentosunun Ukrayna ya müdahale yetkisi veren
kararının ardından toplanan Ukrayna Milli Güvenlik Konseyi nin orduya savaş
durumuna geçin emri bunun en bariz göstergesi. Nitekim, geçici Cumhurbaşkanı
Turçinov, nükleer tesisler ve havaalanlarındaki güvenlik önlemleri en üst
seviyeye çıkarılacak derken; Başbakan Yatsenyuk da Putin e seslenip, Askeri
müdahale savaşa yol açar ve bu Moskova yla Kiev ilişkilerinin bitmesi anlamına
gelir dedi.
***
Rusya nın buna nasıl bir tepki verdiği de ortada; Kırım a
6 bin ek asker, Parlamento binasının kuşatılması ve Sivastopol ve Simferopol
havaalanlarının da içinde bulunduğu stratejik noktaların arma ve rütbeleri
sökülen Rus askerleri tarafından kontrolü altında tutulması.
Peki, Rusya başta ABD olmak üzere Batı nın Ukrayna
topraklarına yönelik askeri bir müdahaleyi cevapsız bırakmayacağı yönündeki
açıklamasına rağmen neden krizi tırmandırmakta ısrarlı
***
Öncelikle Rusya, son meydan darbesi sonrası başka bir
enstrümanın bölgede Batı ilerleyişini durdurmayacağı kanaatinde. İkinci neden
ise, tamamen jeopolitik ve jeostratejik gerekçelere dayanıyor. Moskova
açısından Ukrayna ve Kırım, Rusya nın Güneye Doğru Politikası nın ayrılmaz bir
parçası. Bundan dolayı da, aynen Gürcistan örneğinde olduğu üzere burada da her
türlü yönteme hazır olduğu mesajını veriyor. Bunun anlamı ise, geleneksel kaba
güç politikası demek!
Rusya Kırım ı ve bu bağlamda Ukrayna yı gözden çıkardığı
takdirde: 1. Karadeniz i; 2. Baltıklar dan Hazar a kadar uzanan geniş bir hat
üzerindeki tampon bölgeyi ve dolayısıyla da bölgesel inisiyatifini; 3. Avrasya
Birliği ni hedef alan Gümrük Birliği Projesini; 4. Yakın çevresi ve bu bağlamda
güvenlik ve imparatorluğun yeniden ihyası anlamına gelen Yakın Çevre
Politikası nı kaybedeceğini biliyor. Bu da, orta ve uzun vadede Rusya nın beka
sorunu ile eşdeğer...
Peki, Ukrayna Batı ya güvenmekte ne kadar haklı Ve pek
tabi ki burada Türkiye nin pozisyonu da önemli. İkinci Kırım Savaşı na (aradaki
Alman işgali girişimini dışarıda tutar isek) doğru Türkiye bu sefer ne yapacak,
ne yapabilir