BAŞLIKTAKİ sözcüğe bayılırım. Gerçekten de hiç
ummadığımız anlarda türlü türlü aksiliklerle karşılaşırız. Bunların içinde
tabii ki kayıp, kazalar da vardır.
Şimdi buraya nereden geldim değil mi Bu sütunlarda hep
yazdım; Galatasaray ın kolay maç kazanma şansı hemen hemen hiç yok gibi diye...
Zaten bu maç da dâhil çok şükür beni hiç yanıltmadılar. Son örnekler Başakşehir
ve Kasımpaşa idi... En son da Karabükspor... Tamam Galatasaray maçı 4-2
kazandı. Ama şöyle bir özellikle maçı tribünden izleyen 35 bin taraftara bir
sorun bakalım, 3-2 den sonra neler çekmiştir.
Galatasaray için bu gözlemim, daha doğru bir deyişle bu
yorumum takım savunmasındaki ciddi arızalardır. İki ön kenar oyuncuyu bir
kenara alırsak ve de tabii ki Umut u da, Galatasaray ın kadrosunda savunma
katlanmaları ciddi arızalar göstermektedir. Hâl böyle olunca da arka dörtlü yer
seçiminde dağınıklığa uğrayıp pozisyon hatası da yapabilmektedir. Kademeler ön
kenar adamlarının takipsizliği yüzünden zaafa uğramaktadır zaman zaman...
Selçuk-Hamit ikilisinin futbolculuğuna diyecek yoktur ama bu iki futbolcunun da
son görevlere karşı alışkanlıkları yoktur. Sneijder inanılmaz efor
harcadığından son on beş-yirmi dakikaları dinlenmeyle geçirmektedir.
Karabükspor, maçı hiç çirkinleştirmeden, yani savunmasına yığılmadan oynadı.
İki gol attı, iki mislini kaçırdı diyebiliriz. Rakip, yani deplasman gelen bir
takım bu kadar çok kolay top kullanırsa, geriye katlanmada arıza da
gösteriyorsanız, açık verirsiniz. Bu sezon bu böyle gider. Neden Melo nun bu
takım için çok önemli bir oyuncu olduğunu sanırım son beş-altı maçta daha iyi
anlamışsınızdır. Yine de Sneijder gibi bir üstadın bulunuşu, dara düşünülen
anlarda bile imdat simidi olmaktadır.
Semih ve Burak ın sakatlıkları, bence Burak la daha fazla
hissedilmektedir. Şunu hemen belirteyim, benim yerli futbolcum sakatlığı tam
geçmeden kendini zorlayıp hem kendini yakmaktadır, hem de takımını...
Bu maçtan sonra Konyaspor-Trabzonspor maçını izlemeye
koyuldum. Ve de ne yazık ki on beşinci dakikadan sonra terk edip, Eczacıbaşı
Kadın Voleybol Takımı nın Avrupa Şampiyonluğu için oynadığı maça takıldım.
Molalarda Konya ya döndüğümde ise kör dövüşünün devam ettiğini ve bir
saniyesine bile dayanılmayacak bir kovalamaca yaşandığını gördüm. Neyse ki
bizim Eczacıbaşı bize yeni bir gurur kazandırıp şampiyon, Vakıfbank da üçüncü
oldular. Yani üç madalyadan ikisi Türkiye ye geldi. Aaa bir de baktım ki
Konyaspor da kazara bir gol atıp öne geçmiş. Ben tekrarında gördüm.
Neyse, 450 milyon dolar yayın havuzu olan ve önümüzdeki
sezon yerli oyuncusu pek kalmayacak benim süper ligim daha seyredilir duruma
girer mi sizce Ne saat satıcıları gelecek, bekleyin görün... Hele hele
Fenerbahçe ye yapılan silahlı saldırıdan sonra bizim ülkeye top oynamaya
başkaca şahıs gelir mi Kötü ve art
niyetliler amaçlarına işte böyle ulaşıyorlar... Tabii ki bu defa kazayla değil
organize, bilerek yani...