(Güncelleştirilmiş Yeni Bakışla)

İyi insanlar çayı ucuza satanlardır.

Çay isteyen müşterisine “Demlikteki bayat, yeni demledim, sizi on dakika bekleteceğim” diyenlerdir.

Masaya adisyon kâğıdını bırakmak yerine müşterisinin hafızasına güvenenlerdir.

Çay bitti mi bitmedi mi diye ikide bir gelip boşalan bardağınızı almak için davranmayıp size psikolojik baskı yapmayanlardır.

Konuşurken sizin de cümle kurma hakkınız olduğu bilinciyle davranarak size de konuşma fırsatı tanıyanlardır.

İyi insanlar, yüzlerinden bellidir. Dillerinin söylediğini gözleri yalanlamayanlardır onlar.

Yaptığı iyiliği çok çabuk unutanlardır.

Kötüye kızmak yerine acıyan, kötülüğü konuşmaktan ziyade iyiliği yaymaya çalışanlardır.

Bir şey olmasına rağmen kendini bir şey sanmayanlardır.

Yemek vakti “Çay içer misin?” diye sormayanlardır.

“İkimizde de hata var” demekten çekinmeyenlerdir.

Karlı bir gece vakti bir dost tarafından uyandırıldığında “Bu saatte de olmaz ki yani!” diye söylenmeden yatağından fırlayıp kalkanlardır.

Dostluğu siyasi görüşe tercih edenlerdir.

Haksız olan canciğer dostu veya kardeşi bile olsa haklının hakkını koruyup haksıza haksız diyebilendir.

Otobüsle beş dakikada gidilecek bir mesafeye yürüyerek gitmeyi tercih edendir.

Sakatatsever olduğunu her fırsatta ispatlayandır.

Namaz kılacağım, namaz kılıyorum, namazda olacağım demeden kalkıp sessizce namazını kılandır.

En resmi ortamda bile espri yapabilendir.

Türkü dinleyen ve türkü söyleyen, şiir okuyan ve şiir yazan insan.

Dünyaya kanmayan, ölüme inanandır.

Yolunu mezarlığa düşüren insandır.

Makamında bile olsa kendini ziyaret eden insanların yanında başkalarıyla gelip gidip telefon konuşması yapmayandır.

Gıcır gıcır takım elbise ve kunduralarla ayağına gelen topa şut çekmekten kaçınmayandır.

İkide bir ismini andığı her kişiye makamı ve mevkisi ne olursa olsun sayın ifadesini kullanmaya kalkmayandır.

Esnaf lokantasında sadece bir tas çorba içenler ve üzerine baharat ekenler.

Samimi olduklarıyla cep telefonu vasıtasıyla mesajlarla konuşmayanlardır.

Çiçeği burnunda yazarların imza günlerine iştirak eden, okuduğu kitapların satır altlarını kurşun kalemle çizmeyi ihmal etmeyenlerdir.

İyi insan, iyi olduğunun farkında olmayandır.

Kibri yakasından akmayan, gururu paçasından sarkmayandır.

Arkasındaki güce, sırtındaki hörgüce değil, hakkın ve hakikatin kuvvet ve kudretine dayanandır.

Sahip olduklarıyla etrafındakilere hükmetmeye kalkmayandır.

Türkçeyi güzel konuşmak için gayret sarf etmeyen, doğal biçimde güzel konuşandır.

İnsandan sadece Allah’ın soracağı soruları insanlara sormaya kalkmayandır.

Selamı dua kıvamında alıp dua kıvamında verendir.

Doğduğu toprakları sevip özleyendir.

Günün en hareketli saatinde ölümden bahsedebilendir.

Herkesin kızıp öfkelendiği bir ortamda “Çocukları rahat bırakın!” diyendir.

Para üstü olarak biraz fazlaca madeni bozuk para verince özür dileyen kimsedir.

Bir kümeye dahil edilmediği zaman “Ne yani şimdi ben kötü biri miyim?” demeye kalkmayandır.

Dut kurusu, keçi boynuzu ve iğde gibi popüler olamamış yemişlerle arası iyi olanlar.

Nedendir bilmiyorum, ama trenle (hızlı değil) ve şehir hatları vapuruyla yolculuk edenler.

Sokak hayvanlarını doyurup barınmaları için çaba sarf edenler.

Köpek gelip kendisini ısırdığında köpeği ısırmaya kalkmayanlar.

Yağmurlu havada şemsiyesiz yürüyenler.

Otobüste bir genç tarafından oturması için yer verilmek istenince “Teşekkür ederim evladım, ben iki durak sonra ineceğim” deyip beş durak geçmesine rağmen inmeyen yaşlılar ve de orta yaşlılar.

İmla hatası bile olsa kendi yaptığı hatalarla dalga geçen, kendisini tiye almaktan çekinmeyenler.

Köşe yazılarını okuduktan sonra yazarını arayıp takdirlerini bildiren.