Birinci Dünya Savaşı sonrasında İtilaf Devletleri ve Osmanlı Devleti arasında yapılması planlanan ancak Yunanistan dışında hiçbir Devlet Başkanı nın imza atmadığı Sevr Antlaşması nın diğer adı da Ölü Antlaşma dır. Mehmet Akif in Üç Beyinsiz dediği Talat, Enver ve Cemal gibi çılgınlar sebebiyle girdiğimiz Birinci Dünya Savaşı ndan mağlup olarak çıkışımızın faturası olarak görülen Sevr Antlaşması, Cihan İmparatorluğu için büyük bir yaradır. Aradan geçen onlarca yıla rağmen Sevr deki maddeleri hayata geçirme azminden vazgeçmemiştir. Sevr Faciası nın yıldönümü vesilesiyle hazırladığımız bugünkü sayfamızda Osmanlı Heyetine yapılan muameleyi ve kabul ettirilmek istenen maddeleri anlatmaya çalıştık.
İttihat ve Terakki iktidarının bir oldu-bittiyle BİRİNCİ Dünya Savaşı na soktuğu Osmanlı ya dayatılan ateşkes antlaşması
İTTİHAT IN SEVrGİLİSİ BATI
İttihat ve Terakki zihniyetinin Osmanlı ya getirdiği Birinci Dünya Savaşı belasının adıdır Sevr. 24 Temmuz 1920 de imzalanan Lozan Ateşkes Antlaşması öncesi Fransa nın Paris kentindeki Sevres banliyösünde imzalanan ve buranın adıyla anılan Sevr Antlaşması, kurtlar sofrasındaki Osmanlı yı kolay lokma haline getirmek için düzenlenmiştir.
SADRAZAMLIK yerine, İngilizlere uşaklık etmesiyle meşhur olan Damat Ferit in himmetiyle hazırlanıp sahneye konan Sevr faciasındaki gelişmeler hayli dikkat çekicidir.
Osmanlı Heyetine yapılan muamele
San Remo Konferansı nda tespit edilen barış şartlarını tebliğ için Osmanlı dan bir heyet isteyen galip devletlerin bu talebi üzerine eski sadrazam Tevfik Paşa nın başkanlığında, Dahiliye Nâzırı Reşid, Maarif Nâzırı Fahreddin Beylerle, Nafia Nâzırı Cemil (Topuzlu) Paşa dan kurulu Osmanlı Heyeti trenle Paris e hareket etti. İngiliz, Fransız ve İtalyanlar güya yardımcı olmak üzere bir grup subayı da Osmanlı Heyeti nin arasına kattı. Gerek bu yolculuk esnasında, gerekse yapılan toplantılarda heyete yapılan muamele, yürekleri yakıyordu.
Bu yürekler acısı hali, heyette bulunan Nafia Nâzırı Cemil (Topuzlu) Paşa şöyle anlatıyor:
Göz hapsine alınmış bir halde ve yolda hiç kimse ile görüşmeden Paris e vardık. Fakat, Fransızlar, heyetimizi Paris teki büyük istasyonda indirmediler. Gerisin geri gittik. Diğer bir tren yolundan adeta mahfuzen Versay a vardık. Orada Hotel de Reservoires denilen tarihî bir binaya indik. İçeriye biz girdikten sonra, kapıya süngülü bir asker konuldu. Bu suretle Fransa, misafirperverliğini bizden esirgememiş oldu!.. Lâkin, misafirperverlik sözü sizi yanıltmasın, otel masraflarını biz ödüyorduk! Ve sıkı bir kordon altına alınmıştık. Değil Paris e gitmek, hatta yanımızda bulunan Versay bahçesine bile çıkmamıza müsaade etmiyorlardı. Nerede kaldı ki, her hangi bir şahıs ile münasebette bulunalım ve görüşelim...
Sulh konferansı değil!..
Birkaç gün sonra, İtilâf Devletleri nin murahhasları Versay ın tarihî salonunda bizi kabul ettiler. Loyd Corc, Klemansa ve o devrin hemen hemen bütün diplomatları hazır bulunuyorlardı. İçeri girdiğimiz zaman, ayağa kalkmak nezaketini lütfen gösterdiler. Hepimizi, hususî surette hazırlanmış ve salonun bir köşesine yerleştirilmiş bulunan kürsü gibi bir yere çıkardılar!.. Halbuki ben, sulh konferansı için ayrılmış olan salona girince, yeşil çuha örtülmüş büyük bir masanın etrafında toplanacağımızı, İtilâf Devletleri murahhasları ile karşı karşıya oturacağımızı ve muahedenin her maddesi için ayrı ayrı müzakere ve münakaşada bulunacağımızı zannediyordum!.. Nitekim, heyet-i hâkime huzuruna çıkan bir maznun gibi muamele görüyor ve muahedenin maddeleri etrafında münakaşa ve müzakere yerine, ültimatom alıyorduk!.. Bakınız, kısa bir vakfeden sonra, elinde bir tomar kâğıt olduğu halde ayağa kalkan Klemanso ne diyordu:
Kelimesi Bile Değişmeyecek
Efendiler! Siz harbe sebepsiz girdiniz. Çanakkale yi yıllarca kapattınız. Muharebenin dört sene uzamasına, milyonlarca insanın ölümüne sebebiyet verdiniz! Bundan dolayı, bugün size teklif etmekte olduğumuz muahede şartları çok ağırdır. İçindeki maddeleri asla müzakere ve kat iyyen münakaşa etmeyeceğiz! Onların bir kelimesini bile değiştirmeyeceğiz!.. Kül halinde ve aynen birkaç gün içinde tedkik ettikten sonra kabul eylemenizi istiyoruz!
Klemanso nun bu sözlerinden sonra muahede metnini, daha doğrusu idâm hükmümüzü havi dosyayı bize uzattılar.
Utanmasam bir çocuk gibi ağlayacaktım
Nafia Nâzırı Cemil (Topuzlu) Paşa hatıratında devamla şöyle diyor: Tevfik Paşa ayağa kalktı, verilen bir deste kâğıdı eline aldı. Fakat zavallının zaten titrek olan vücudu, zangır zangır oynamaya başlamıştı. Ahmet Reşit Bey ve benim yardımım ile iskemlesine oturabildi!.. Manzara, hakikaten çok fecî idi: Bir taraftan, Klemanso nun söylediği çok ağır sözlerin kâbusu karşısında idik. Bir taraftan da, İtilâf Devletleri nin murahhasları arasında yer alan Venizelos ile Nobar Paşa nın (Mısır Ermenilerindendir ve orada nazırlık yapmıştır) keyf ve neş e ile bize bakarak gülmekte olduklarını görüyorduk!..
Bu vaziyetten o kadar müteessir olmuştum ki, ben de Tevfik Paşa gibi oturduğum yerde titremeye, ter dökmeye başlamıştım. Buraya geldiğime de, geleceğime de bin kere pişman olmuştum. Utanmasam, bir çocuk gibi hüngür hüngür ağlayacaktım. Orada duyduğum yeis ve ıstırabı, bu tarifi kabil olmayan derin acıyı hiçbir zaman unutmama imkân yoktur.
Damat Ferit in Sevr sevdası!..
Heyetin İstanbul a gelmesiyle Sevr e dair toplantılar da yapılmaya başladı. Bu toplantılara bizzat padişah başkanlık etti. Bu toplatılarda antlaşma maddelerinin lehimize düzeltilmesi konuşuluyordu. Damat Ferit e muhalefet edenlerin sayısı azımsanmayacak kadar fazlaydı. Gelen baskılara daha fazla dayanamayacağını hisseden Damat Ferit istifa ederek yeni bir hükümet kurdu. Yeni hükümetle birlikte Sevr i imzalamak için yola çıkan Sadrazam Damat Ferit, Hadi Paşa ve Rıza Tevfik, Bern Sefiri Reşat Halis i de alarak bir Fransız torpidosu ile yola çıktı.
Sultan Vahdettin e imzalatamadılar
Sevr Antlaşması, 10 Ağustos 1920 Salı günü bu heyet tarafından imzalandı. Fakat Damat Ferit in bütün ısrarlarına rağmen, Sultan Vahdettin, Sevr Antlaşması nı tasdik etmedi. Ahmet Reşit Bey, hatıratında bu konu hakkında şöyle diyor: Zât-ı Şahane nin bu muahedeyi Sadrâzam ın ihramına (fazla ısrarına) rağmen tasdikten suret-i kai iyyede içtinap ettiği şüpheden berîdir.
Sevr den bazı maddeler
TÜRK hukuku ve idari düzeni hemen her alanda Müttefikler tarafından belirlenen kurallara uygun hale getirilecek; sivil deniz ve demiryolu trafiği Müttefik devletler arasında yapılan işbölümü çerçevesinde yönetilecek.
EDİRNE ve Kırklareli dahil olmak üzere Trakya nın büyük bölümü Yunanistan a, Ceyhan-Antep-Urfa-Mardin-Cizre kent merkezleri Suriye ye bırakılacak, İstanbul Osmanlı Devleti nin başkenti olarak kalacak.
BOĞAZLAR ile Marmara Denizi silahtan arındırılacak, savaş ve barış zamanında bütün devletlerin gemilerine açık olacak.
YAKLAŞIK olarak bugünkü İzmir ili ile sınırlı alanda Osmanlı devleti egemenlik haklarının kullanımını beş yıl süre ile Yunanistan a bırakacak. Bu sürenin sonunda bölgenin Osmanlı veya Yunanistan a katılması için halk oylaması yapılacak.
OSMANLI, Ermenistan Cumhuriyeti ni tanıyacak; Türk-Ermeni sınırını hakem sıfatıyla ABD Başkanı belirleyecek. (Wilson un 22 Kasım 1920 de verdiği kararla Trabzon, Erzurum, Van ve Bitlis illeri Ermenistan ın olacaktı.)
İNGİLİZ , Fransız ve İtalyan temsilcilerinden oluşan bir komisyon Fırat ın doğusundaki Kürt vilayetlerinde bir yerel yönetim düzeni kuracak. Bir yıl sonra Kürtler dilerse Milletler Cemiyeti ne bağımsızlık için başvurabilecek.
OSMANLI NIN askeri kuvveti, 15.000 i jandarma olmak üzere 50.000 personelle sınırlı olacak, Türk donanması tasfiye edilecek. Marmara Bölgesi nde askeri tesis bulunduramayacak. Askerlik gönüllü ve paralı olacak. Azınlıklar orduya katılabilecek. Ordu ve jandarma Müttefik Kontrol Komisyonu tarafından denetlenecek.
KRONOLOJİ
1 AĞUSTOS Kıbrıs ın Fethi (1571).
1 AĞUSTOS Almanya nın, Rusya ya harp ilan etmesi (1914).
2 AĞUSTOS I. Dünya Savaşı na girmek için Osmanlı nın seferberlik ilan etmesi (1914).
2 AĞUSTOS Irak ın, Kuveyt i işgali (1990).
2 AĞUSTOS Almanya ile İttifak Antlaşması (1914).
4 AĞUSTOS Enver Paşa nın Türkistan da öldürülmesi
(1922).
4 AĞUSTOS I. Dünya Savaşı nın Başlaması (1914).
6 AĞUSTOS II. Dünya Savaşı nda, ABD tarafından,
Japonya nın Hiroşima şehrine ilk atom
bombasının atılması (1945).
7 AĞUSTOS IV. Mehmet in saltanat tahtına oturması (1648).
8 AĞUSTOS Ruslarla Kalas Mütarekesi nin imzalanması
(1791).
8 AĞUSTOS Türk jetlerinin Kıbrıs ı bombardımanı (1964).
8 AĞUSTOS İran-Irak Savaşı nda ateşkes (1988).
9 AĞUSTOS Türkiye -Yugoslavya -Yunanistan arasında
ittifak antlaşması (Balkan Paktı, 1954).
9 AĞUSTOS Nagazaki ye ikinci atom bombasının atılışı
(1945).
10 AĞUSTOS Sevr Antlaşması nın imzalanışı (1920).
11 AĞUSTOS Otlukbeli Savaşı (1473).
11 AĞUSTOS Alman Göbel (Yavuz) ve Breslav (Midilli)
zırhlılarının Türk sularına sığınmaları
(1914).
11 AĞUSTOS II. Dünya Savaşı nda, Japonya nın kayıtsız
şartsız teslim oluşu (1945).
14 AĞUSTOS İkinci Kıbrıs Harekatı (1974).
14 AĞUSTOS Süleymaniye Camii nin açılışı (1556).
16 AĞUSTOS Kıbrıs ın, bağımsız bir cumhuriyet oluşu
(1960).
17 AĞUSTOS Büyük Marmara Depremi (1999).
23 AĞUSTOS I. Selim in, Çaldıran da Şah İsmail i yenmesi
(1514).
23 AĞUSTOS Lozan Barış Antlaşması nın Büyük Millet
Meclisi nce onaylanması (1923).
24 AĞUSTOS Osmanlı Hükümeti nin, Palmer ve
Goloschimid şirketlerinden borç alması
(1851).
26 AĞUSTOS Büyük Taarruz un başlaması (1922).
26 AĞUSTOS Malazgirt Zaferi (1071).
29 AĞUSTOS Mohaç Meydan Savaşı (1526).
30 AĞUSTOS Büyük Taarruz un zaferle sonuçlanması (1922).