İstanbul u İstanbul da aramak

İstanbul, medeniyetimizin en önemli başkentlerinden, kültür merkezlerinden. Manevi açıdan Mekke, Medine, Kudüs, Şam ile birlikte anılması gerekir. Efendimizin övgüsüne layık kentlerin başında gelir. İşaret buyrulan en önemli merkezlerden. Yedi yüz yıldır bir kültür başşehri. Şu anda da bu özelliğini kısmen de olsa koruyor.

Başşehirlerimiz, kültür merkezlerimiz bir bir elden çıkıyor. Bağdat işgal altında. Manevi kültürü imha edildi. Bir şehrin ruhunu öldürmek için oradaki bütün manevi kültüre ait eserlerin ortadan kaldırılması gerekir. Haçlılar bunu yaptı. Bağdat ın manevi ruhunun çok uzağındayız artık. Şam için giderek tehlike belirtileri var. Bir yandan mültecilerin kuşatmasında bir yanda Haçlı tehdidi en ağır haliyle devam ediyor.

Mekke yerlilerin yabancı ruhlu istilasında. Kültürümüze ait ne varsa yok ediliyor. Batı ruhunun yapıları bu büyük medeniyet merkezine egemen oluyor. Putların devrilmesinin üzerinden şu kadar zaman geçmiş olmasına rağmen betonarme putlar dikiliyor. Saltanat sürücü olan sekülerler Allah ın evine karşı keyif çatarak ibadet edecekler. Öyle sanılıyor. Türkiyeli seküler Müslümanlar da orada kendilerine yer ayırıyorlar. Yüksek katlı binaların tepesinden bakarak, kendilerini Allah ın evinden daha yüce yerlerde yer edinmek bir putperestliktir. Ne kadar yüksek katlara çıkılırsa çıkılsın, bunların hiç biri yücelik makamına ermeyi sağlamaz. Bu giderek sonsuzluk uzamında küçülmek olur.

Kudüs bir yüz yıldır bir kan kazanı, cadı kazanı. İnsan ruhunun lime lime edildiği bir belde. Putperestliğin, paganizmin yeniden kök salması için yapılan büyük bir savaş alanı. Siyonizm den muharref dinlere kadar herkesin cirit oynadığı ama asıl oyunun, ipin Siyonizm in elinde olduğu bir belde.

İstanbul, yüz yıllardır batılılar için bir kızıl elma. Bir mega idea. İstanbul ruhunu İslâm a bahşettiğinden beri maneviliğiyle kök salmış bir büyük kültür merkezi. Tanzimat tan beri iki ruhun çatışması yoğun yaşanıyor. Bu yoğunluk giderek koyulaşıyor.

Müslüman aydınlar batı sularından içtikçe bir aşağılık duygusuna kapıldılar. O gün bugündür bu, böyle sürüp gidiyor. Aydınlar siyasa adamlarını sürüklediler. Siyasa adamları çoğunlukla okumayanlardan oluşuyor. Kültür ve düşünden mahrum, medeniyet duygusundan mahrum insanlar.

İstanbul u uzun zamandır medeniyet duygusundan yoksun kimseler yönetiyor. Bu, bir acımasızlık oluşturuyor. İslâmî bilinçlilerin yönetimine geçtiğinden beri de bu durum değişmedi. Dünyevilik öne çıkınca medeniyet ruhundan yoksunluk insanı diğerlerinden farklılaştırmıyor. İstanbul u korumak, İstanbul ruhuna sâdık kalmak bir ruh ve bilinç gerektiriyor.

AB dalgası ve modası insanları ters yüz etmiş. Tanzimat aydınlarının ruhu bugünün siyasa adamlarına egemen. Küçüklük duygusuyla yaşıyorlar. İstanbul, küçümsenecek bir tavırla sahiplenilmez ve Batı karşısındaki küçüklük duygusuyla da yüceltilmez. İstanbul, bir bütün olarak korunmalı.

Anadolu insanı İstanbul a gelince yabancı dalgaların etkisinde kaldıysa da kısa zamanda toparlandı. Tanzimat ruhu bir bütün olarak belli merkezlerde yaşıyor. Batı nın bütün dalgalarına açık. En somut örneği Bağdat Caddesi ve Şişli, Beşiktaş ve Bakırköy. Ne yazık ki bu ruhun dışında oldukları halde İstanbul u batının ruhsuz ve karmaşık çöplüğüne doğru sürüklüyorlar.

İstanbul, İslâm medeniyetinin önemli başkentlerinden. İstanbul u Avrupa başkenti hülyasıyla bir çöplüklü ruha sürüklemek büyük bir felaket. Zaten İstanbul u kuşatan yabancı ruhun giderek içerilere doğru girdiği görülmektedir.

Bugün iktidar olanlar kavga halinde oldukları gibi görünenlerle birlikte İstanbul u Batı nın kirli ruhuna doğru sürüklüyorlar. Hem kavga ediyor gibi görünüyorlar hem de İstanbul u bir batağa sürüklüyorlar.

Pagan Bizans ruhunun öne çıkarılma düşüncesi de bunun bir sonucu. Muharref ve yıkıcı kültürlerin ve dinlerin tuzağına da sürükleniyor.

İstanbul u bize bırakın. İstanbul, kendi ruhunu yaşamaya devam etsin. Bizans ın, Batı nın karanlık ruhunu buradan uzak tutun. İstanbul Avrupa başkenti olmaz, olamaz. Olsa olsa bu kirli ruhun içinde küçük bir ayrıntı olur. Paris, Londra, Berlin/Bonn, Atina, Roma, Vatikan dururken İstanbul yeniden onların küçük bir ayrıntısına dönüştürülecek.

Not: Sevgili kardeşim Ahmed Nedim Çeker, beyin kanaması geçirmiş, şu an hastanede yatıyor. Kendisine şifa diliyorum. Siz sevgili okurlarımdan şifa bulması için dua istirham ediyorum.