Yandaşlar bir ara kendilerinden o kadar emindiler ki sağda solda “darbeler dönemi artık kapanmıştır” deyip geziyorlardı. Hep iktidar koltuklarında oturacaklarını sanıyor olmalıydılar.

Ne zaman ki yerel seçimlere gidildi ve yerel seçimlerde tabandan gelen ikazlara kulak verilmediği için Ankara ve İstanbul gibi büyük şehirler kaybedildi o zaman yandaşlar arasında ciddi bir güven bunalımı yaşanmaya başladı.

Kim ne söylese, “birilerinin iktidara karşı darbe hazırlığında” olduğu manasını çıkarmaya başladılar.

Ve başladılar “canımız, başımız feda olsun” demeye!

Sadece canları başlarını feda ettiklerini söylemekle yetinmeyip olası bir darbe teşebbüsü sırasında kimlerin “canlarını alacaklarına” ilişkin sayılar vermeye başladılar.

Böyle tehditler savururken bir yerlere mesaj vermeyi ihmal etmediler ve genel başkanları için her şeyi “göze aldıkları” algını oluşturmaya çalıştılar.

Altından darbe yapılacak anlamını çıkardıkları sözler muhalefet tarafından sarf edilen “bu düzenin sonu gelecek, gideceksiniz” türünden laflardan başka bir şey değil.

Yani kısa bir süre önce “darbeler dönemi artık sona ermiştir” diyenler bugün nasıl böyle “darbe yapabilirler korkusu” içine girdiler anlamak mümkün değil.

Biz o muhalifler gibi “düzenin sonu geldi, gideceksiniz” demiyoruz ama yandaşları üzecek bir haber vermek istiyoruz.

Şu adına İstanbul Sözleşmesi denilen sözleşme iptal edilmezse iktidar partisi önemli ölçüde oy kaybına uğrayacak.

İktidar partisinin tabanı bu konuda çok huzursuz!

İnsanlar yıllardır her seçimde oy vermiş oldukları partinin bu konuda duyarsızlığı karşısında büyük bir hüsran yaşıyorlar.

Çocuklarının, torunlarının geleceğinden endişe ve kaygıya düşüp iktidarın bir an evvel harekete geçmesini talep ediyorlar.

Ama aylardır iktidar bu konuda onları tatmin edecek bir adımı henüz atmış değil.

Bırakın sözleşmeyi iptal etmeyi bir de sahiplenmeler olunca parti tabanı kaynar kazan gibi fokurduyor.

Evet, yakın bir gelecekte iktidar partisi bir de bu konu nedeniyle yani İstanbul Sözleşmesi’ne karşı olanlar ve destekleyenler yüzenden bölünmek durumunda kalabilir.

Sözleşmeye karşı olanların “hadi bize eyvallah” demeleri halinde ise iktidarı Cumhur İttifakı bile kurtaramaz.

Yani kendilerini iktidardan İstanbul Sözleşmesi konusundaki vurdumduymazlıkları götürecek gibi görünüyor, bizden söylemesi!