Siyonist İsrail’in fitilini ateşlediği, Orta Doğu’yu yangın yerine çevirdiği savaşta sekizinci güne girmiş bulunuyoruz. Her iki taraf da birbirlerine saldırırken, özellikle İran’ın füze saldırılarında İsrail’in çok yüksek olduğu iddia edilen Hava Savunma Sistemleri’nin delik deşik olması dikkatlerimizden kaçmıyor.

Siyonist kuklası ABD Başkanı Donald Trump’ın da güvenlik toplantısında savaşa girip girmeme konusunu ele aldığı, nükleer tesislerini sığınak delici bombalarla vurarak İran’ı hedef alabileceği kaydediliyor. Trump, İran Lideri Hamaney’i de tehdit ederek, “Yerini biliyoruz, ama öldürmeyeceğiz” dedi.

Hamaney de, “Siyonist rejim hariç herkesle diplomasiye hazırız” mesajı verdi. Gazze kasabı Netenyahu, sabah saatlerinde Tel Aviv yakınlarında bir hastanenin İran füzeleriyle hedef alınmasını, “Bu bir savaş suçudur. En ağır karşılığı vereceğiz” diyerek İran’ı tehdit etti. Sanki savaşı kendileri başlatmamışlar, İran’da en az 650 sivili şehit etmemişler gibi….

Bu ne yüzsüzlüktür!

Dünyada bazı liderler hariç, herkes İsrail’in saldırılarına destek veriyor. İsrail’in kendisini koruma hakkının olduğunu iddia ediyor. Alman Başbakanı Merz, “İsrail, Orta Doğu’da bizim pis işimizi yapıyor” diyerek, bu savaşın ne kadar pis, anlamsız olduğunu itiraf etti.

Bizim en beğendiğimiz tepki ise Kuzey Kore’den geldi… Kuzey Kore, “İsrail, Orta Doğu’daki barışın kanseridir” diyerek, barbar İsrail’i kınadı.

ABD Başkanı Donald Trump, İran ile yürüttükleri nükleer müzakereler konusunda, “Bu anlaşmayı imzalamaları gerekiyordu. İran kesinlikle nükleer silaha sahip olamaz” açıklamasını yapıyor. Tamam, İran nükleer silaha sahip olmasın… Zaten, İran da nükleer silah geliştirme konusunda çalışma yapmadığını ifade ediyor.

Peki Orta Doğu’nun  çıbanbaşı, haydut devlet İsrail’in elindeki nükleer silahları nereye koyacağız? Bu ne yaman çelişkidir… Çarşamba günkü yazımızın başlığında “İsrail-İran savaşı gösterdi! Küfür tek millettir” demiştik. Bu savaş açık şekilde gösterdi ki, küfür tek millettir. Büyük Orta Doğu Projesi’nin Büyük İsrail Projesine evrildiği, Siyonist İsrail’in Fırat ve Dicle arasına kadar bölgeyi haritasına katmayı düşündüğü Arz-ı Mev’ud yavaş yavaş hayata geçiriliyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, savaşın sonlandırılması için bir çok ülke nezdinde diplomatik girişimler yapıyor. Neye yarayacaksa? 600 gündür Gazze’de çoluk, çocuk, genç, ihtiyar, sivil, sağlık görevlisi, gazeteci katliamları yapan, dünya ülkelerinin kendilerine bu soykırımı durdurması için çağrıda bulunduğu, bir çok ülkede insanların sokaklarda, caddelerde protesto gösterileri yaptığı Siyonist İsrail, diplomasiden, telinden, kınamadan anlar mı? Onların anlayacağı tek dil, Cennetmekan Erbakan Hocamızın ifade ettiği gibi, “Güç”tür…

Arap Birliği, İslam İşbirliği Teşkilatı, artık delirmişçesine, çıldırmışçasına sağa sola saldıran barbar İsrail’e karşı güç kullanmanın formüllerini aramalıdır. Cennetmekan Erbakan Hocamızın İslam ülkelerinin birliği, dirliği, beraberlik vizyonu için kurduğu D-8 en kısa zamanda çok daha aktif şekilde hayata geçirilmelidir. D-8 aktif olsaydı, barbar İsrail, böylesine pervasız olabilir miydi? Orta Doğu’yu yangın yerine çevirmeyi düşünebilir miydi? Bu savaş Orta Doğu’da yepyeni bir denklemin kurulmasına yol açacak. Cennetmekan Erbakan Hocamızın Suriye iç savaşından sonra söylediği gibi, “Sıra Türkiye’ye gelecek”… Siyonist İsrail’e anlayacakları dilden cevap verip, yerle yeksan olacakları bir Osmanlı Şamarı vurmanın zamanı geldi.

Artık ebabil beklemeyelim! Üstad’ın ifade ettiği gibi, “Yumurtalarını pişirmek için dünyaya ateşe atmaktan çekinmeyen bu lanetli” kavme anladığı dilden cevap verelim. Dünyadaki 2 milyar Müslüman, bu lanetlilere şeytana atılan taş gibi, bir taş atsa, bunların korkudan ödü patlar, kaçacak kuytu, delik ararlar. Bugün İran füzelerinde nasıl sığınaklara kaçıyorlarsa!