Geçenlerde sosyal medyada izledim; İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Doç. Dr. Murat Mücahit Yentür, okulda çocuklara ayakkabı bağlarını bağlamayı öğretiyor.

Hoşuma gitti.

Şöyle biraz baktım; aile hayatıyla ilgili aşağıdaki beceriler, bu süreçte ilkokul öğrencilerine kazandırılmak isteniyor.

* Sofra hazırlığı, çamaşır katlama, bitki bakımı, el yıkama ve kişisel hijyen, meyve ve sebze yıkama, giysileri kirli sepetine atma, ayakkabı bağlama, yemek servisi yapma, ışıkları açma ve kapatma, düğme ilikleme ve fermuar çekme…

* Liste böyle uzayıp gidiyor…

* Projenin adı; İlkokul Yaşam Becerileri…

* Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Yusuf Tekin diyor ki; “Ayakkabı bağlama, mutfak becerileri, sağlıklı beslenme alışkanlıkları, geri dönüşüm ve sıfır atık farkındalığı gibi yaşam becerilerinden iletişim ve problem çözme yeteneklerine kadar geniş bir yelpazede etkinliklerle donatılan öğrencilerimiz, kendi potansiyellerini keşfederek çevrelerine sorumluluk bilinciyle yaklaşacaklar…”

(aşağıdaki yazı yukarıdaki yazı ile irtibatlı kullanılacak…)

ÖNCE AHLAK VE MANEVİYAT!

Kazandırılmak istenen bu beceriler elbette gerekli. Millî Eğitim Bakanlığını tebrik ediyorum.

Ama ve de fakat…

En az yukarıdaki beceriler kadar adabımuaşeret kaidelerini de ilkokul çocuklarına kazandırmak zorundayız.

* Mesela, önce ahlak ve maneviyat.

* Mesela, anne babaya itaat.

* Mesela, öğretmenleri derste dikkatli dinlemek, dersi derste öğrenmek, dersi kaynatmamak!

* Mesela, derste ders harici şeylerle meşgul olmamak.

* Mesela, ders sırasında başkalarını rahatsız etmemek, konuşup gürültü yapmamak.

* Mesela, teneffüslere zamanında çıkmak ve derse giriş zili çaldığında sınıfa dönmek.

* Mesela, okulda sakız çiğneyip yere atmamak.

* Mesela, yiyip içtikten sonra varsa ambalaj atıklarını sıfır atık kutularına atmak.

* Mesela, arkadaşlarımızdan izinsiz (kitap, defter, kalem, silgi vs.) gibi özel eşyalarını kullanmamak.

* Mesela, arkadaşlarıyla alay etmemek, lakap takmamak ve küçük düşürmemek.

* Mesela, yazılılarda kopya çekmemek ve kopya vermemek.

* Mesela, okul girişinden son ders bitip çıkış yapılıncaya kadar cep telefonunu kapalı tutmak.

* Mesela, okulda diğer öğrencilere hiçbir şekilde fiziksel temas içeren saldırıda ya da sözlü tacizde bulunmamak. Akran zorbalığında bulunmamak.

* Mesela, başta öğretmen ve çalışanlar olmak üzere tüm büyüklerimize karşı saygılı olmak.

***

Geleceğimiz açısından çocuklarımıza adabımuaşeret kaidelerini de bir şekilde vermemiz gerekiyor.

GAZZE SOYKIRIMI 458. GÜNÜNDE!

Bugün, 6 Ocak 2025, Pazartesi…

* Gazze/Filistin soykırımı, 7 Ekim 2023 tarihinden bugüne kadar kesintisiz devam ediyor.

* Terörist İsrail işgal güçleri, Gazze Şeridi'nde soykırım suçu işlemeye 458 günden beri kesintisiz bir şekilde devam ediyor.

* Resmî açıklamaya göre, Gazze’de şehit sayısı 45.581’e, yaralı sayısı 108.438’e yükseldi.

* Terörist İsrail, esasen bir asırdır (100 yıl), Filistin topraklarını işgal etmeye devam ediyor, bu İslam coğrafyasında zulmünü sürdürüyor.

 AYDIN VALİSİ SAYIN YAKUP CANBOLAT’A: BİR YOL MAĞDURİYETİ!

“Esselamü aleyküm Adnan Bey.

Satırlarıma başlarken selam ve hürmetlerimi arz ederim.

Yazılarınızı takip ediyorum, okuyucuyu sıkmıyor. Zevkle okuyorum.

Sizinle biraz dertleşmek istiyorum.

Ben Aydın/Bozdoğan ilçesinde ikamet ediyorum.

Emekli İmam-Hatip'im.

2002-2016 yılları arası Saadet Partisi Bozdoğan ilçe başkanlığı görevini ifa ettim.

Bozdoğan, Aydın’ın tarihi bir hayli eski ilçelerinden. Nüfusu 33.627, 849 km² yüzölçümüne sahiptir. 55 tane mahallesi vardır.

***

Bir mağduriyetimiz var;  

* Nazilli’den veya Yenipazar’dan Bozdoğan’a gelirken eski tarihi yol olan Alamut, Erebil, Osmaniye, Kavaklı, Yeniköy, Yenice, Kılavuzlar, Pınarlı (Araplı), Ziyaretli, Bozdoğan olarak mahalleleri birbirine bağlayarak geçiyor.

* Bozdoğan Kemer Barajı yapılırken bu güzergâhtan yolun yapımı uygun görülmemiş, ovadan yol açılmıştır.

* Ovadan geçen ana arter yol yukarıda zikrettiğim bu dokuz mahalleye 2 ila 3 km arası mesafededir. İsmini zikrettiğim mahallelerde oturanlar, ilçe merkezine veya Nazilli’ye gitmek istediklerinde 2 ila 3 km yolu yaya yürümek zorunda kalıyor.

* Mahalleleri birbirine bağlayan yol bakımsız. Pınarlı-Bozdoğan arası ham yol. Yapmış olduğumuz girişimlerden de bir netice alamadık. Bahse konu olan yolun düzgün bir şekilde açılması hem mahalledekileri rahatlatacak hem de mahalleler arası sosyal yapıyı güçlendirecektir.

* Ayrıca mahalleler arası şehir içi minibüs hattının kurulması, bu mahallelerin boşalmasının önüne geçecektir.

* Sizin güzide kaleminizden dökülecek kelimelerle derdimi paylaşıyorum. Bu mağduriyetimizi ilgililere ulaştırabilirseniz size ayrıca minnettar olacağız. Kalın sağlıcakla...” (Kâmil Kavaklıoğlu, Aydın, Bozdoğan)

***

Aydın Valisi Yakup Canbolat’a buradan seslenmek isterim; Sayın Valim, bu dokuz mahallenin yol mağduriyetini gidermek mümkün değil midir, acaba? İlginiz için şimdiden çok teşekkürler…

 

BÜYÜK İSTANBUL DEPREMİ: AŞAĞIDAKİ CÜMLELERE DİKKAT!

Prof. Dr. Naci Görür…

* Yer bilimci, deprem bilimci, sedimantoloji ile deniz jeolojisi uzmanı ve akademisyen.

Naci Bey’in önceki gün, muhtemel bir büyük İstanbul depremi ile ilgili ifade ettiği şu cümlelerine, Türkiye olarak hepimizin kulak kabartması elzem! Okuyalım;

* “İstanbul’da bir milyon yüz bin yapı stoku var, bina var. 97 binin içinden çöküleceğini düşünürsek ağırlıklı olarak 97 bin bina, yüz bin bina deyin. Her birini beş katlı söyleyin -şimdi beş katlı kalmadı- beş yüz kat demektir. İki daire koyun, bir milyon daire.”

* “Her daireye dört kişi koyun, dört milyon insan ölümle burun buruna! Ölecek demiyorum ama ölümle burun buruna! Şimdi sizin vicdanınıza, insafınıza sığınıyorum. Dört milyon insanın kaçı yaşasın ya? Ne kadar azaltabilirsiniz? Yani tehlike büyük.”

* “Kanal İstanbul’a ‘evet’ diyen yerbilimciler varmış, ben bu sorumluluğu alamam.”

***

Siyasi parti farkı gözetmeksizin, merkezi ve yerel yöneticilerin bir an önce bir araya gelip muhtemel İstanbul depremi için acil tedbirler almanın zamanı gelmedi mi?

Sizce!..

---