İSTANBUL UN fethinde top döken ustalardan biri olduğu
söylenen Macar asıllı Urban ustaya Konstantin in ajanlarından biri gelir ve
kendi kalesine gol attığını, Hıristiyanlığın başşehrinin düşmesine yardım
ettiğini hatırlatmış ve Yoksa Müslüman mı oldun demiş.
Urban usta da İstavroz çıkarmış ve dininde devam
ettiğini söylemiş.
Urban ustanın Müslüman olduğunu söyleyen hiç bir kaynak
yok.
Çok samimi Hıristiyan iken de kendi dinine ihanet
edebilir bir insan.
***
Birçok görevlinin tanıdığı kahraman bir vaiz vardı.
Tayin olduğu her ilçede imam, müezzin, kurs yöneticisi ve
kurs hocalarını harekete geçiriyor, şehri kıyama kaldırıyordu.
Altı ay geçmeden müfettişler gelip gitmeye başlarlardı.
Doğudan batıya kadar birçok ilçede bu faaliyetlerini
başarıyla yaptığı için kendisini sürgün eden raporları tutan müfettişlere
teşekkür ediyordu.
Sizin bu raporlarınız olmasa, devletin bu harcırahları
olmasa, ben bu kadar şehirde nasıl hizmet edebilirdim derdi.
Günlerden bir gün iyi kalpli bir başkan onu il vaizliğine
tayin etti. Tayin olduğu bu ilde de aynı hızla hizmetlerini sürdürdü.
Derken o iyi kalpli başkan gider yerine birileri gelir.
Kahraman vaizi çağırır. Dosyanı tetkik ettim. Dosyan çok kabarık. Bütün
dikkatleri üzerine çekmişsin. Seni seviyorum. Seni il müftüsü yapacağım ama
dikkat çekmemek için vekâleten atayacağım. Seni ve beni izleyenler senin
işlerini takip edip ikimiz hakkında karar verecekler. Bir süre vekâleten idare
et der.
Vekâleten göreve başladığı günden itibaren bizim kahraman,
görevlileri toplar ve gün battıktan sonra akşam ve yatsı namazlarının dışında
imam odasında, kursta, salonda, evlerde veya her hangi bir yerde Kur an
öğretmeyi engeller hatta neredeyse Allah demeyi bile yasaklayacak hale gelir.
Sokakta fetva soranları müftülüğe göndermelerini,
kendilerinin fetva vermemelerini söyler.
Gündüz dükkânlarda dini sohbetlere dalmalarını yasaklar.
Hatta bir gün vakfın biri, kendisini il vaizi yapan iyi
kalpli başkanı davet edip şehrin merkez camiinde vaaz verdirmek istediklerini
söylediklerinde nazik bir dille kabul etmemişti.
Eski başkanlar vaaz için izin almazlar, yalnız müftüye haber verirler ama iyi kalpli
başkan bu yetkisini hiçbir zaman izinsiz kullanmamıştır.
Vekil müftümüz, ilk yıl bütün bu yaptıklarının ardından
dairenin kapısını kilitler gözyaşları dökermiş. İkinci yıl, içi burkularak yapmış. Vekâleti asalete
dönüşmemiş.
Üçüncü yıl, Gözlerimi kaparım görevimi yaparım
mantığıyla yapmış asalet yine gelmemiş.
Dördüncü yıl, durdurduğu gerici faaliyetleri zevkle anlatır
olmuş.
En çalışkan bir imamın ardında öğle namazı kıldıktan
sonra tesbih çekerken imamın kravatsız olduğunu görünce ayağa kalkmış ve
cemaate Bir daha kravatsız gelirse siz de bunun ardında namaz kılmayın, siz de
bize yardımcı olun canım uyarısında bulunmuş ve o yıl asaleti gelmiş.
***
Bayram ziyaretlerinin ana konusu bayram, kurban, kahve,
şeker, kolonya, faslından sonra malum konuya geçilir.
Maddi durumu yerinde olan bir iş adamımız Hocam, ben
İstanbul a gelirken de babadan kalma mal ile durumum iyi idi. Şimdi daha iyi
oldu. İlk geldiğim yıllarda tanıştığım bu arkadaşların İslâm için cansiperane
çalışmalarına hayran kalır kendimi hep günahkâr hissederdim.
Kendi kendime Sen mal ortaya koyuyorsun, bunlar can
koyuyor diyor ve aşağılık kompleksine kapılıyordum. Şimdi ise değişimlerini
gördükçe kahroluyorum. Sen bana Bunlar baskı altındalar de hakkımı onlara
helal edeyim.
Baskı altında beni öldürseler ama öldürürken yüzlerinde
üzüntü izini görsem yine helal ederim. Fakat özlemlerimizi zevkle öldürdüklerini
görüyorum diyor. Ölüden diriyi, diriden ölüyü çıkaran Allah tan umut kesilmez
ama iğdişten hiç bir zaman teke olmaz.
Teke olmaz diye de kendi haline bırakamayız.
Çünkü iğdiş etli olduğundan kurbanda ve etlikte tercih
edilir.
Ben yukarda yazdığım olayı ve kendimde gördüğüm değişim
kokularını hatırlıyor, iyimserliğimi korumak için Ey geceleri ve gündüzleri,
baharları ve kışları evirip çeviren Allah ım, bizim halimizi de senin
beğendiğin en güzel hale dönüştür diye dua etmekten başka bir şey diyemiyorum.