Hayat böyle. Bir devran halde akıp gidiyor. Ya da dönüp
duruyor. Biz de bu yolun bir yerindeyiz. Biz, bize verilmiş olan yol
sorumluluğunda yolu ve kendimizi ne kadar anlamlı kılabilirsek o kadar değerli
olur. Hayatın anlamı ve nimetine sonsuz şükürle karşılık vermek durumundayız.
Var olma bilincimizi sürekli kılarsak değeri olur.
Kendimizin farkına vardığımız o ilk andan itibaren her
adımın bir anlamı olduğunu ve bilinçle yol yürümek gerektiğini, yolculuğumuzda
hiçbir canlıyı incitmemeyi, canlı varlıkların yaşamasını kolaylaştırmayı, bir
bilinç olarak bellemeyi bilmek.
Yolculuğumuzun zorluklarına katlanırken, bunu başkalarını
yansıtmamayı, başkalarına da yük olmamayı bilmek Yolculuğumuzda var olabilecek
olan her türlü olumsuzluğa karşı tetikte olmayı, dikkatli, ama hiçbir vehme
kapılmamayı, yolculuğun kendisinin bir sorumluluk olduğunu bilmeyi bilmek.
Yol uzamı sonsuz. Ve biz bu yolun bir yerinde ilk adımı
attık, belli bir yerlerdeyiz. Yolun neresinde olduğumuz çok da önemli değil. Bu
yol ve yolculuğun yürünmesi gerektiğini bilmeyi, dursuz duraksız sevgiyle yol
almayı düşünmek gerek.
Her yolculuğun inişli çıkışlı anları var.
Her yolculuğun insanı umutlandıran, kimi zaman yoran,
kimi zaman bezdiren, kimi zaman umudu çoğaltan anları olur. Bütün bunların da
yol gereği olduğunu düşünmek bilinci güçlendirir. Yol yolculuğu daha önemli kılar.
Bizden öncekilerin yolculuğuna bakarız. Bize bu yolu
açanların erdemine, ilmine, fehmine, algısına, düşünüş biçimine, yol yürüyüş
tarzına bakarız. Yoldan çıkanları gözlerimizin önüne getiririz. Hayat yolculuğu
kimi neye götürmüş, kimi hangi menzile ulaştırmış, hangi yolda yalnız kalınmış,
hangi devrede kimler katılmış, kimler ayrılmış bunlar bilinçli bir bakış ve
düşünüş gerektiriyor.
Yolculuk ihmale gelmez. Her anın kendine özgü koşulları
var. Her zamanın bir bakışı. Her mekânın bir ruhu bir sıcaklığı veya soğukluğu
var. Bunları göze alırken de hazırlık yapmayı bilmek bir bilinç.
Yolculukta söz kalabalığına, gürültüsüne, şamatasına
kapılmadan, güzel söze kulak kesilmek, doğadan ve insandan gelene dikkat etmek.
Hangi ses bize eşlik etmeli, hangi sesle yol yürümeyi, hangi ritme eşlik etmeyi
bilmek.
Yolculuğumuzda kendi türkümüzü söyleriz. Kendi sesimize
kulak veririz. Kendi sesimizi en iyi algılayan da bizim kulağımız. Kendi
sesimiz bir cızırtıya, bir kakafoniye dönüşmeden, usulünce, edebince, başkalarını
tedirgin etmeden, başkalarının yüz ifadelerinin buruşmasına neden olmadan
terennümle yürümeyi.
Sesimiz bize eşlik ederken, biz bu ses ritmiyle yol
türkümüzü, şarkımızı, melodimizi söylerken, ya da mırıldarken gözlerim yol
dikkatinde.
Yolculuğum dünyanın merkezine.
Sevgililer Sevgilisinin başlangıç noktasına ve yanına,
ona eşliğe, onun yoluna toz olmaya, zerrelerin uçuşmasında ürkütücü, bezdirici,
tedirgin edici olmadan Sevgili ye eşlik ederken bütün dikkatimizi bu
yolculuğun her an ve durumunda kendimize neler katabiliriz, neyi anlayabiliriz,
neyi anlamlandırabiliriz Biz, bize yükümlenmiş olan yolculuğumuzda yolu
kolaylaştıracak neler yapabiliriz.
Her benin yapacağı bir şeyleri vardır mutlaka. Gücü,
bilgisi, beceresi oranında. Her benin, yani bireyin mutlaka bir yapıya taş
olacak bir harcı olur. Terinden damlarlar karabilir.
Yolculuk aşk ile yüründüğünde bütün zorluklar yiter,
bütün engeller kalkar. Çile, zorluk sevgiyle ve istekle anlamlı hâle
evrilebilir. Bunun da hayatın ve yolun bir gerekliliği olduğunun bilincine
erilir.
Hayat bu, yol bu mutlaka bilinç gerektirir.
Hayat ve yol bu Emin olmak, Emin olanın yol izinde olmak
gerek.
Hayat ve yol bu. Bir de bakmışız ki yol ritmimiz düşmüş
takatimizde zorlanmalar oluyor, kendimizi ona göre ayarlamak durumundayız. Son
soluğumuza kadar bu bilinçle yol yürümeyi bilmek en anlamlı ve sağlıklı olanı.
Ötesi boş sözlerden ibaret. Eylemlerimiz ve yol bilincimiz bizi tanımlar. Başka
şeyler ise bizim dışımızdadır.