Bu ülkenin insanlarını her halükârda aşağılamayı erdem bilen/sayan kartel kalemşörlerinin çok kullandığı kelimelerden biridir "kafa" kelimesi. Tabiki yanında çağ ve zaman tanımları hep vardır.

"O kafa"

"Bu çağda bu kafa"

Ya yazı başlıklarıdır, ya da mevkutelerinin manşetleri.

Ellerinde tescil edilmiş, onaylanmış "kafa" standartı var; bilhassa ihtilalcilerden "görülmüştür" damgalı. Yahut kendi kafalarını birinci sınıf ve en yetenekli "kafa" sanıyorlar.

Yetenekli, işini bilen, işini gören ama sevgisiz ve ayrılıkÇı, bölücü, suçlayıcı, aşağılayıcı.

Geçmişiyle, geleceğiyle, nüfusuyla, toprağıyla, hayalleri ile büyük bir ülkede hata yapan, suç işleyen birkaç yüz rakamıyla ifade edebilinecek insanlar olabileceğini kabul etmezler ve mal bulmuş mağribi gibi oynatırlar kalemlerini.

"Bu çağda bu kafa olur mu "

Kaza ile biten bir aile içi tartışmadan da çıkartabilirler bu yorumu... Hele maktülün dekolte bir resmi de geçmişe ellerine... "Açık giyinen kardeşini doğradı!"

Şarap fabrikasına üzümünü satmak istemeyen üretici köylüler dahi sokulmuştur bu ülkede kartel kalemşörlerinin "o kafa" ayrımcılığına... Şarapçıların karşısında kimsenin kullanabileceği demokratik bir tercih hakkı olduğuna hiç inanmazlar; demokrasiyi ihtilalsiz düşünemediklerinden olsa gerek...

Halbuki bu ülkede "o kafa"nın sadece onlara mahsus olduğunu göstermesi gerek birilerinin. Lâkin kim yapacak bunu Bilemem, ama örnekleyebilirim.

Bu ülkenin en çok idam kararı veren hakimi imiş. Siyasi idam kararlarından önceki son idam kararını, ölümüne yakın anlatır bir gazeteciye.

"Karşıma bir katil getirdiler.Maktülü mavi gözlü olduğu için öldürdüğünü söylüyordu müdafasında. Ya öyle mi dedim, kırdım kalemimi..."

İhtilal mahkemesi başkanlığı ile ödüllendirilen bu hakimimizin, aradan onca yıl geçmesine rağmen pişmanlık duymaması, "o kafa"nın kim olduğunu daha iyi anlatmıyor mu bize

"Bu ülkede her "kafa" hak sahibi olduğunu bilmelidir.