Bu sezon Avrupa mücadelesine bir virgül koyan Fenerbahçe, Avrupa’ya gidenlerin ligde takılmasıyla haftayı en kazançlı kapatan takım oldu. Geçtiğimiz hafta Alanyaspor mağlubiyetinin şampiyonluk yarışında çok önemli bir dezavantaj olmayacağının altını çizmiştik. Nitekim bu hafta işler sarı-kanaryalar açısından keyifliydi.
Bu durum şampiyonluk hesapları yapan takımlar için de geçerlidir. Her hafta bu tarz değişiklikler olacaktır. Bu yüzden yönetici ve taraftarlara tavsiyem skordan değil oyundan keyif almalarıdır. Netice de önemlidir. Sizi nihai amacınıza götürür. Fakat doğru atılan adımlar da sonunda doğru yere götürür.
Vedat Muriqi’nin hırslı oyunu galibiyette en önemli artıydı. Emre eleştirilerimizi dikkate almış olacak ki, maçta gayet yapıcıydı ve sakindi. Bu sakinliği onunla başlayan solak pas trafiğinde 2. golün hazırlayıcısı etiketini kazandırdı.
Fenerbahçe’nin tek yumuşak karnı defans bloğudur. Ersun Hoca buraya bir çözüm bulamadı. Adil Rami de henüz hazır değil görüntüsü verdi. Takımın bu kısmına çare bulunmaz ise kayıp puanlar can sıkabilir. Bir şöyle geriye baktım da; Gökhan Gönül-Caner Erkin-Skertel-Josef De Souza-Mehmet Topal’ı bu kadroya monte etmiş olsanız ya da hiç gitmemişler hesabı yapsanız! 90’ların ortasından 2000’li yılların başına damga vuran, Avrupa’dan ses ve kupa getiren Galatasaray formatını yakalardı diye düşünüyorum.
Avrupa Kupaları’nda mücadele edenler puan kayıpları yaşadı. Bizim Türk takımları için artık bu durum benimsendi. Taraftar da alıştı. Galatasaray, Malatya deplasmanında rotasyona gitti. Skor yazarlığı yapanlar için rotasyon tutmadı söylemleri ön plana çıktı. Andone yakaladığı fırsatları değerlendirseydi. Adem, Malatya’da oynama psikolojisini üstünden atıp daha olumlu işler yapmış olsaydı, bugünlerde rotasyon ve Terim’in planı tuttu diye başlıklar görebilirdik.
Eğer bir takımın kalecisi santrforunu tek topla gollük pozisyona sokuyor ise karşınızdaki takım çok kötü bir futbol sergiliyor demektir. Sergen Yalçın diye tempo tutan Beşiktaşlı taraftarların bu tespitimi okumalarını isterim. Muslera, Andone’u tek vuruşla pozisyona soktu. Bu kadar kötü oynayan bir Malatya seyretmemiştim. Galatasaray’ın şu kadrosu bile rahatlıkla yenebilirdi. Bu beraberliğin mazereti olmaz!
Beşiktaş üst üste zorlu maçlar oynuyor. Sakatlık ve cezalılara formsuz isimler de eklenince ortaya bu sonuçlar çıkıyor. Burak Yılmaz’ın gelişi takıma hareketlilik kazandırdı. Avcı’nın takımları her zaman önce form tutup, ligin ikinci yarılarında düşüşe geçerdi. Bu sezon tersi yaşanabilir. Atiba ve N’Kudou’ya ayak uydurmayan isimler var. Necip yine bir Başakşehir maçını es geçmedi. Hep bir arızalı işleri var. Fakat iyi niyetli!
Trabzonspor da Beşiktaş gibi Sivas deplasmanından eli boş döndü. Ünal Karaman, Gençlirbirliği maçından dersini almamış olacak ki, Sivas karşısında da devam ettirdi. Avdijaj bu takımda ilk oyundan alınacak kişi konumunda. Öyle sanıyorum ki, bu tavır devam ederse devre arası Ünal Hoca veda edebilir. Tanıdığım Ağaoğlu şimdiden arayışlara başlamıştır. Trabzonspor ilk defa yıllar sonra böyle bir kadroyu bir araya getirdi. Hata yapma lüksleri yok. Taraftarlar artık şampiyonluk şarkıları söylemek istiyor.