Televizyon, radyo ve gazete gibi sözüm ona kitle iletişim

araçları(!)nın olmadığı dönemlerde eskiler kukla oynatarak geçirirmiş mübarek

Ramazan gecelerini.

Bu devirde mezkûr edevatla, her Ramazan ayında kafamıza

örecek bir çorap buluyorlar. Her Ramazan bir temel dini problemi, toplumsal

tartışmaya açıyoruz. Hikmet-i ilâhîdir tartışmaya açtıkları konuları da bir

ramazan boyu akşam sabah dilimize pelesenk ediyoruz, onla yatıp onla

kalkıyoruz. Kurban bayram öncesi horozdan kurban olur mu Yâ da parasını

versek!  tartışması gibi bir şey bu.

Bu Ramazan da Suriye ve Mısır da da yaşananlar

dolayısıyla bu sene böyle bir gündem yok diye sevinmiştik.

Tartışmaya açtıkları konu yine bildik türden. Ülke ve

dünya gündeminde Müslümanların biri imsak vaktinin yanlışlığını, diğeri de

iftar saatinin uzunluğu.

Ramazan günü niyetlerini bilmiyoruz- insanların midesini

bulandırıp ibadetten soğutma amacına hizmet eden bu konuları gündeme

getirmeleri çok ilginç.

Ekranlarda Mısır Rabitül Adeviye müdafaası, kitlesel

katliam haberleri tavan yapmışken; bu çıkışları sadece şovmenlik olarak

açıklamak yeterli mi Yoksa bu açıklamaların altında başka maksatlar mı

aramalı

Ümmeti ilgilendiren her konuda olduğu gibi Mısır

konusunda da Milli Görüş camiası farkını ortaya koydu. İlk günden değil sadece

Türkiye yi ; tüm dünyayı ayağa kaldırarak Mısır a sahip çıktı. Bu arada kimse

gocunmasın, alınmasın, İstanbul teşkilatının sefer tası seccade konsepti de

müthiş ilgi gördü. Her gün, yurdun dört bir köşesinde yüzlerce sofrada On

binlerce insan bu izi takip ederek Mısır a sahip çıkıyor. Sokakta direnmek

Mısırlı kardeşlerin kendi kararıydı. Bize saygı duymak düşüyor. İnşallah süreç

biran önce Müslümanların yararına sonlanır. Rabbim yar ve yardımcıları olsun.

Ne diyelim. Ne mutlu kalbi ümmet için atanlara! Ne mutlu şehadeti bekleyerek

ölümü göze  alanlara... İnanıyoruz ki hak

galip gelecek.

Unutmayalım ki her yer Rabia, her yer direniş..

Ne mutlu kalbi ümmet için atanlara!..

Ne mutlu safını ümmetten yana seçenlere!..

Ne mutlu menfaat beklemeden hakkı savunanlara!..

Ne mutlu cennet ikramı olan direniş iftarlarında yer

alanlara