Galatasaray şu anda ligin en ön sıradaki favorisi durumunda.

Bunun yanı sıra da Şampiyonlar Ligi nde bir dev rakiple karşılaşmak üzere...

İki maç arasında dört gün var. Yani konsantrasyon mutlaka dikkate alınmalıdır.

Ligde alınacak bir yara Çarşamba akşamki maçı olumsuz etkiler... Ya da ligde

alınacak uçuk bir galibiyet Real Madrid karşısına çok havalı bir takım çıkarır

ki, aman aman...

Yazıya neden böyle bir giriş yaptım... Her zaman söyler, her

zaman yazarım. Futbolda maç öncesi çok önemlidir. Strateji çok hassas bir

durumdur. Burada yapılacak doğrular, sağlıklı analizler maçın kazanılmasında

büyük rol oynar.

Şimdi sadede gelelim. Galatasaray, ne yapıp edip İBB yi

yenmeliydi. Maça da bu kafa ile başladı. Müthiş pres, rakip alanı neredeyse tam

takım kullanma, rakibin çıkışlarını engelleme, yani nefes aldırmadan maçı cebe

indirme... Bunların hepsi ilk yarıda yapıldı. Burak Yılmaz ın, birincisi büyük

kaleci hatası ile ağlara giden vuruşu ve sonrasında iyi bir zamanlama ile

ikinciyi yapışı... Ve Galatasaray devre bitimine daha çok zaman kalmasına

rağmen bu iki golün üstün yatmadı. Aynen başlangıçtaki gibi asıldı maça... Ve

devre bittiğinde Galatasaray maçı kazanmıştı. Tabii ki kendisine göre,..

İBB nin bu maçtaki orta alanı tam anlamıyla bir amatör takım

niteliğinde idi. Bu yüzden de maçın 2-0 dan sonra kazaya uğrama ihtimali azdı.

Üstüne üstelik en uçta oynayan siyahi oyuncu da futbolcudan çok bir yağlı

güreşçi fiziğine kavuşmuştu. Yani İBB nin bu maçı döndürme ihtimali hemen hemen

hiç yoktu. Durumdan vazife çıkarmak derler ya, işte bu rakip zayıflıkları

Galatasaray ı ilk yarıdaki oyunun tam tersine bir stratejiye yöneltti. Yani

idare-i maslahat. Fazla basmayıp sakatlık riskinden uzak durma... Devamla...

Fiziksel yıkıntıya neden olmamak için uzun mesafede oynamama... Bulursak bir

üçüncü gol ne ala, yoksa beraberlik sınırlarını kapatmak... Mümkünse uzun top

kullanıp rakibin onları alıp üzerinize gelirken yorulmasını sağlamak... Bütün

bunları yaptı Galatasaray. Ve Real Madrid oyununa hiç bir biçimde yıpranmayarak

sahadan çıktı.

Ancaaaak. Terim hocaya bir soru da sormadan edemeyeceğim.

Acaba Drogba sözleşme imzalarken bu haliyle maçı bitirmek gibi bir imza attı

mı Bu oyuncu önemli bir koz. Maçın son yirmi dakikasında oyundan alınmalıydı

derim. Benim görüşüm bu...