Türkiye de korkunç hadiseler beklenmedik anlarda ve mekânlarda cereyan ediyor. Nerede, ne zaman ve ne ile karşılaşacağınız belli olmuyor. Önceden okullar, arkasından resmi daireler derken kamusal alan dedikleri yerlere Müslümanların tesettürlü olanlarını (yani başı örtülülerini) almıyorlar, onlara zenci muamelesi yapıyorlardı. Sonradan anlaşıldı ki, bu tür eylemleri yapanların "Ergenekoncu"lar olduğu anlaşıldı. Savcıların Ergenekon çetesi ile ilgili iddianamelerinde bunlar bir bir sıralandı.
Her yıl Ramazan ayında Müslümanlar oruçlu olur; kapasiteleri nisbetinde herkes arınma telâşına düşer. Gündüz-gece ibadetlerle meşgul olunur. Ehl-i küfür de bu manzaradan deliye döner. İnsanları bu telâştan vazgeçirmek, meşgul edip şeytan tarafında alıkoymak için akla hayale gelmedik hinlik yaparlar. Hatırlayın İstanbul/Aksaray dan tutup getirdikleri bir "kaldırım icra-i sanatçısı"nı tesettüre sokup bir başka iblisle bastırdıktan sonra TV ekranlarında masum rolüne sokarak günlerce ağlatmışlardı. Mesele on sene sonra aydınlandığında herkese "vay anasına" çektirmişlerdi.
"-İnsanları Allah ile aldatanlar" diye kitaplar yazdırılıp nutuklar attırılanların bugünkü akıbetlerine hepimiz acır hale geldik.
Daha niceleri...
Şimdi Ramazan ayının arefesindeyiz.
Bu yıl acaba ihanet şebekeleri ne hinlik yapacaklar diye kafa yorarken, ülkemizin beklenmedik bir mekanından hiç aklımıza gelmeyen bir hareketin cereyanının haberleri basının bir bölümüne aksetti.
Adı Abdullah olan bir bürokrat, Bodrum da camiye gelen Müslümanları dünyada bir ilk e tabi tutarak kılık-kıyafet denetimine tabi tutarak koyduğu ölçülere uymayanları Müslümanların camisine sokmadı/alınmaması konusunda talimatlar yağdırdı. Verdiği talimata uygun dikkati göstermeyen cami imamını açığa aldı. Elinden gelseydi soluduğu havayı kesip imam efendiyi son nefesinde kelime-i şehadeti söylemesine bile fırsat vermeyecekti.
Adı geçen ilçenin kaymakamının elinde Allah tan böyle bir güç yok da oradaki Müslümanlar şu günlerde ibadet imkanları engellense de hiç olmazsa yaşama haklarını kullanabiliyorlar.
Nerede İçişleri Bakanı Ülkesindeki Müslümanların zorbaların engellemesiyle camide ibadet haklarını koruyamadıktan sonra böyle bir bakanlığın var olmasının ne manası kalır
Camide cemaatle namaz kılmak Müslümanların erkeklerine Hanefi mezhebine göre vacibtir. Camide sarık ve cübbe ile namaz kılmak herkesin hakkıdır. Buna mani olmaya kalkan herifin bu gücü kimden alıyor olduğunu İçişleri Bakanı açıklamalı ve Diyanet ten sorumlu Devlet Bakanı camilerde ibadeti engelleyenlerin cesaretini nereden aldığının izahını yapmalıdır.
Her yer fuhuşhaneye dönmüşken, sokaklar çıplaklık ateşi altında yanarken, mahremiyeti felç edenler ahlâkı çökertirken sarıklı, cübbeli ve tesettürlü Müslümanlarla uğraşmak ancak melanetlikle izah edilebilir.
Basına akseden olayda birkaç husus dikkatimi çekti. Arz edeyim:
*Birincisi, konu mankeninin adı. Bu zatın anne-babası ne muhterem insanlarmış ki, çocuklarının adını Abdullah koymuşlar.Abdullah, Allah ın kulu demektir. Gördüğü tahsil, aldığı eğitim onu nasıl bozmuş ki, Allah ın kulu olmanın dışında nelere kulluk yapma noktasına getirmiş.
*İkincisi, sokakların cehennemi ateş yumağı haline geldiği, örtüsüzlüğün desteklenip fuhuşun kolaylaştırıldığı ortamlar haline getirilmesi. "Camiler açık gitme diyen mi var " derlerdi. Şimdi oranın en yetkilileri camiye gelenleri "vaziyetin uygun değil" diye içeriye sokmaz noktaya geldiler.
*Üçüncüsü, Bodrum ilçesi bu sebeple dünya basınına konu oldu. Hükümetten ses seda yok. Nedir bu korku
*Bodrum da fuhuş sektörü tam gaz faaliyet gösterdiği halde ilçenin kaymakamı neden cami cemaatiyle uğraşmayı öncelik sırasına aldı Merak ediyoruz doğrusu. Acaba Ramazan ayına saldırının hazırlıkları mı yapılıyor
* Devlet ve Devlet Bakanlığı ndan neden bir açıklama yapılmıyor Herkesin merak ettiği bir husus olarak kamuya arz ediyorum.
* Bodrumlular "Ey Devlet. neredesin " diye çığlık atıyor, yok mu duyan
* Bodrumlular, bu gidişle şehirlerinin fuhuşta marka yapılacağını, camilerinin de güvende olmayacağını endişe ediyor.
* İngiliz "Take a Break" adlı dergide yer alan iddianın üzerinde İçişleri Sayın Bakanı tahkikat başlattı mı
Merak ediyoruz, ne cevap verilecek bakalım!