YİNE bir Erbakan Haftasındayız. Düzenlenen etkinliklerde

çeşitli yönleriyle Erbakan anlatılıyor. Artık aylar hep Şubat günler cihattır

bize. Yolun yolumuzdur. Ömrünün sonuna değin mücadelesinde sebat eden adam.

Savunan adam Bunlar gibi nice cümleleri okuyoruz ya da işitiyoruz rahmetli

Erbakan için. Siyasi mücadelesi, İslami bir yaşantıyla geçen ömrü, devlet

adamlığı vs. hakkında sayısız yazılar yazılıyor, kelimeler dökülüyor

ağızlardan. Herkes anladığı oranda, tanıdığı kadarıyla aktarıyor, anlatıyor

dinleyenlerine, okurlarına.

Hayattayken onun karşısında olanlar, sürekli onunla

mücadele edenler ölümünden sonra bir iki güzel cümle kurdular diye biranda

Erbakan sever oldular zannediyoruz. İyi niyetli insanlar da geçmişte hak dava

ile mücadele etmiş, sağlığında Erbakan a verip veriştirmiş insanları tövbekâr

oldular diye çıt çıkarmadan, pür dikkat dinliyorlar. Onlar da konuşmalarında

ağızlara bir parmak bal çalmak kabilinden hamasi nutuklar atarak gönüllerde

taht kuruyorlar. Böyle şirinlik yapanlar, sağlığında Erbakan a tabir yerindeyse

kök söktürmüş kimselerdir.

Bir kısım insanlar Erbakan ın yaptıklarına geçmişte kulak

asmazlarken şimdilerde Yeni Türkiye diye adlandırdıkları günümüz

Türkiye sinin mimarı diyerek kendisine sahip çıkmağa kalkıyorlar.

Şimdi yeni moda Erbakan! Daha doğrusu Erbakan ı sömürmek

ve kendi çıkarları için kullanmak! Erbakan ın kabrinde çekilen bir fotoğraf

veya sosyal medyadaki bir paylaşımın altına yazılan Erbakan ı ne kadar çok

sevdiğini gösteren bir iki cümle sayesinde Erbakan severcilik yapılıyor.

Üstelik böyle yaptıklarında insanlar bir yerlere getiriliyorlar. Artık makam,

mevki peşinde koşanların ilk uğrak yerlerinden birisi Erbakan hocanın Merkez

Efendi deki kabri! İlk fırsatta soluğu orada alanlar bir yolunu bularak bu

ziyareti birilerinin görmesini sağlama telaşındalar her nedense.

Böylesi kişilerin Erbakan hakkında konuşurken

suratlarına, gözlerine bakın. İçlerinde hâlâ saklayamadıkları nefretten izler

göreceksiniz mutlaka. Zaten sesleri de donuktur bunların. Ne bir heyecan ne de

bir samimiyet bulursunuz konuşmalarında.

Erbakan ı sevmek; onun ideallerini hayata uygulamakla

kendini belli eder ancak.

Erbakan ı sevmek; davası uğrunda yılmadan mücadele etmeyi

gerektirir aynı zamanda.

Erbakan ı sevmek; hasta yatağında bile Milli Görüş ü

tebliğ etmekten geçer.

Erbakan ı sevmek; Adil Düzeni önce kendi dünyasında

kurmakla başlar.

Erbakan ı sevmek; adaletin hâkim olduğu, haksızlığın ve

zulmün son bulduğu bir dünya istemektir.

Erbakan ı sevmek; inandığın gibi yaşamak için gayret

etmek demektir.

Erbakan ı sevmek; Milli Görüş ün yegâne partisi Saadet

Partisi saflarında olmak demektir.

Erbakan ı sevmek; İslam birliği için mücadele etmek

demektir.

Erbakan ı sevmek; Bana ne Amerika dan diyebilmektir.

Erbakan ı sevmek; Atımızı alan yolumuzu da almadı ya

diyerek en olumsuz durumda bile cehtle mücadeleye devam etmektir.

Dün sövüp bugün Erbakan ı övmekle olmuyor anlayacağınız.

Yeni Türkiye nin mimarı demekle de günahlarınıza ortak etmeyin kendisini. Dün

önünde el pençe divan duranların ayrılık sürecinden sonra arkasından neler

konuştuklarını unutmak ne mümkün. Yazılanları, çizilenleri hatırlıyoruz

bilesiniz! Tekerlekli sandalyede hâlâ koltuk derdinde diyerek STV

ekranlarında konuşanlar da, Ölmedi de kurtulalım deyip mevki, makam sahibi

olanlar da henüz hatırımızda ha! Salonlarındaki vazoda yapma çiçeğe bakarak

baharın geleceğini zannedenler rahmetli Erbakan ı hiç anlamamış, baharı kışı

bilmeyen insanlardır. Baharın gelmesi için çetin şartları bünyesinde barındıran

kışın geçmesi lazım önce. Bu da tedbir almayı, mücadele etmeyi gerektirir

öncelikle. Devran dönmekte! Şimdi izzet, ikbal görenler ileride ne halde

olacaklar Allah ömür verirse göreceğiz. Bu dünyada göremezsek ahirette

göreceğiz.

Sanmayın bu dünyada yapılanların ilerde hesabı

sorulmayacak. Sanmayın şimdi yapıp ettiklerinizi kaydeden ve hesabını soracak

bir Merci bulunmayacak. Sanmayın bugün çeşitli vesilelerle ikna ettiğiniz

insanlar yarın yakanıza yapışmayacak.

Kıbleniz batıyken Mekke ye yönelmenin ne demek olduğunu

nereden bileceksiniz Sizden Erbakan ı öven cümleler değil Erbakan ca bir

mücadele, duruş ve yaşayış bekliyoruz.

            Erbakan

ve borçlanma ihalesi

Refahyol un iki ortağı arasında ilk krizin patladığı

zamanlar. DYP kanadına mensup Hazine den sorumlu bakan Devlet Borçlanmasına

çıkmak istiyor.

Oysa Havuz Sistemi sayesinde kasa para dolu. İsteyen

bakanlık oradan alıp harcayabiliyor.

Buna rağmen DYP kanadı borçlanmak - Refah kanadı da

borçlandırmamak için mücadele ediyor. Borçlanmak demek, faiz lobisine para

aktarmak demek!

İlgili bakanla konuşuluyor: Para çok, istediğin kadar

alabilirsin ama borç ihalesine çıkmayacaksın deniliyor. Fakat bir türlü ikna

edilemiyor.

Konu Başbakan Erbakan a aktarılıyor.

Erbakan ın duruşu net; Bana, Çiller i bağlayın diyor.

Erbakan, telefonun öbür ucundaki Başbakan Yardımcısı

Çiller e tek cümle söyler:

- Bakanınıza söyleyin, bu borçlanma ısrarından vazgeçsin

- Yoksa

- Yoksa Refah Partisi olarak biz, kendi bakanı hakkında

gensoru önergesi verip düşüren Cumhuriyet tarihinin ilk hükümeti oluruz.

Erbakan ın bu kararlılığı karşısında borçlanma ihalesi

ertelenmiştir.

İlgilisine notlar:

* Biz Hakk ı üstün tutarız ama kuvvetin de kıymetini

biliriz. Hakkın emrinde kuvvet en şerefli kuvvettir. Prof. Dr. Necmettin

Erbakan

* Asıl marifet, yük altında ve hizmet esnasında sadık ve

sağlam kalabilmektir. Prof. Dr. Necmettin Erbakan