“Ülke genelinde açacağımız fabrikalarda çalıştırılmak üzere, vasıflı, vasıfsız yüzbinlerce eleman aranıyor.”
Bu ilanlar, son günlerde afiş ve pankartlardan duyuruluyor. Şehirlerin sokaklarını süslüyor. Sosyal medyada paylaşım rekorları kırıyor.
Bu bir iş ilanı. Ama, hemen değil seçimlerden sonra. Çünkü müraacat “Seçim Sandıklarına yapılıcak!”
İş arayan milyonlar, önce Saadet Partisi’ne, gençlik kollarına başvuracak.
Sandıklarda müşahit, baş müşahit olarak çalışacak. Milli Görüş’ü sandıktan çıkaracak.
1974-78 arası nasıl 70 fabrikayı her ile bir tane olmak üzere kurduysa, 230 adet fabrika yapan fabrikaların temelini attıysa… 1996’da işçiye, memura bereket dağıtıp, D-8’lere yelken açtıysa, işsize iş bulduysa Milli Görüş, yine öyle yapmak üzere… En orijinal çıkışları, çalışmaları yapan Saadet gençliği, milyonlarca işsizimize “İş istiyorsanız çözümü bu!” demiş. Yok eğer iddiaa, işçi bulma ve iş kuyruklarında ömür tüketmek istiyorlarsa öteki partilere buyursunlar! diyor. Tercih yüce milletimizin!
7 PUANLIK DÜŞÜŞÜN NEDENİ O LİSTE Mİ
İktidarın milletvekili listeleri seçmende heyecan oluşturmadı. Acaba neden Başkent kulislerinde konuşulanlar şöyle.
Vekil sayısı küçük bir ülkenin parlamento sayısına eşit İstanbul’da etkin olan Genel Başkan Yardımcıları, 2-3 vekillik yerlere kaydırıldı. Numan Kurtulmuş’u İstanbul’dan Ordu’ya yollandı. Yasin Aktay, 2 vekillik Siirt’e, Süleyman Soylu yine İstanbul’dan Trabzon’a hapsedildi. Nureddin Nebati, Şanlıurfa’ya kaydırıldı. Potansiyeller güçlenmese iyi olur dimi!
Başbakan Davutoğlu, Erdoğan’la birebir özdeşleşmiş 15-20 ismi listelere koydu. Ama çalışacak, oy getirebilecek güçlü isimler çizildi. Belki Konya’da Davutoğlu’ndan daha etkin bi isim olan Recep Konuk’u Karaman’a gönderdi.
2002-2007-2011 seçimlerinde il başkanları çalışsınlar diye 6-7. sıralara konuyordu. Şimdi düz mantık yapılarak birinci sıralara kondu.
İmam Hatip dernek yöneticileri, etkili rektörler, genel müdürler listelere alınmadı. Mehmet Atalay, Süleyman Karaman, Prof. Yunus Söylet gibi. Başkent kulislerinde; listelerdeki heyecansızlığın iktidara 6-7 puan kaybettireceği konuşuluyor.
Götürme davası
Mamak’ta Ankara Büyükşehir görevlileri, “İstemeyiz ama, el mecburuz. Ekmek parası!” dediler. Bayrakları, indirdiler.
Medyaya olay, Milli İttifak’ın adresi Saadet bayraklarını Gökçek’in kestirdiği şeklinde yansıdı. Peki buna karşı inatçı Saadet gençleri ne yaptı N’apsın, Belediyeye Saadet bayrakları astırdılar.
Hem de Ankara Büyükşehir Belediye binasının ana giriş-çıkış kapısının tam önüne!
Yılların Gökçek yorgunu Belediye’de Milli Görüş’ün zamanının geldiğini hatırlattılar.
Dile kolay, tam 21 yıl. Saddam, Mısırlı Hüsnü… Kaddafi çok da kötü yönetmemişti aslında. Ama en azı 30 yıllıktı. Bırak ihale, suistimal, kötü yönetimi! Baldan yağ olsa 20-30 yılda usanıyor insanlar. Hele bu değişim, değiştirme, yenilik çağında. Ne ki anlamadı mübarekler!
Bizim Hakan Pala, Zirvede Bırakmak diye bi kitap yazmıştı. Demirel’e de takdim etmişti. Ama anlayan kim İlla rezil, rüsvay olunca mı bırakılır makamlar Ardınızdan gelenler, hayırla anmayınca ne geçecek elinize
Bazılarını solcular sevmiyordu. Sağcılar da sevmiyor. İslamcıların da gittikçe içi kaçıyor. Neden Çünkü insanın, İnsanlığın Kurtuluşu Davası olur. Götürme Davası diye bi şey olmaz!
CHP’NİN “CANLI YAYINDA” ERDOĞAN KORKUSU!
Havuzu, yandaşı, candaşı, muhalifi, devleti (TRT) olsun fark etmiyor . Merkez medyada, televizyonlarda sürekli Erdoğan var. Sonra Davutoğlu. Ardından CHP. Az biraz da MHP ve HDP… Sanki birilerinin üst aklı Türkiye için böyle bir dizayn “takdir etmiş.”
Ama CHP, televizyon canlı yayınlarındaki Erdoğan tekelini bakın nasıl kıracakmış
Program ve mitinglerini haftalık olarak planlayıp açıklıyor CHP. Nedeni ise şu: Erdoğan o saate bir program koymasın. Canlı yayını kapmasın!
Önceki hafta Sudan’da seçimleri izlemiştik. Seçime 44 parti katıldı. Bizde 3 Cumhurbaşkanı adayı vardı. Onlarda 16 Başkan adayı listelere ismini yazdırdı. Ancak sokaklarda sürekli Devlet Başkanı Ömer El Beşir’in dev fotoğraflarını gördük. Televizyonlar yine öyle.
AKP, CHP’YE ZİKİR ÇEKTİRİYOR!
Tatile girmeden önce TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu’nda çalışma hayatıyla ilgili bir kanun tasarısı görüşüldü. Madde, asansörlerin tescili, kontrol ve gerekli hallerde hizmet dışı bırakılması ile ilgili.
Hatırlayın, Torunlar İnşaat’ın asansöründeki feci kazada ölen 10 işçimizin acısını! Sabırlar tükenmişti. Komisyonda da sinirler gergin haliyle!
İşte vekiller arasında geçen zikirli, tespihli o ilginç diyaloglar:
BAŞKAN, Necdet ÜNÜVAR (Adana- AK Parti) –La havle ya!
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa-CHP) – “La havle” çekmeyin. Çekmeye kalksam ben bütün gün “la havle” çekerim…
BAŞKAN – Çek çek, faydalıdır “la havle” çekmek. Ben size daha büyük bir tespih var 99’luk onu vereyim Aytuğ Bey.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) – Vallahi billahi, Komisyonun her üyesine böyle iyi bir 99’luk Nasreddin Hoca tespihi dağıtsanız anca çekeceğiz sayenizde.
AYTUĞ ATICI (Mersin, CHP) - Bize 99’luk yetmez, zikirmatik lazım…
Nejdet Ünüvar tespih baktırmış, ama almaktan vazgeçmiş nedense.
Millet vaktiyle CHP’den çok çekmişti. Şimdi ise CHP, 12 yıllık AK Parti iktidarından “Çekiyor” O kadar ki, iktidara karşı CHP komisyonlarda sabır niyetine “zikir çekiyor!” İrtica elden gitmiş umurlarında değil.