Durduk yerde doların TL karşısında yükselişinin sebepleri

üzerinde ekonomistler duruyor ve farklı yorumlar getiriyorlar. Sebebin ne

olduğundan çok bu yükselişin sonuçlarından başta Türkiye olmak üzere birçok

ülke önemli sıkıntı ve zararlara uğruyor. Çünkü dış ticaretin dolara

bağlanması, doların miktarının belirlenmesi de ABD Merkez Bankası nın

dolayısıyla küresel sermaye sahiplerinin elinde oluşu ister istemez özellikle

gelişmekte olan ülkeler açısından dolara ve ABD ye bağımlılığı gündeme

getiriyor. Bir diğer ifadeyle dünya üzerinde doların hükümdarlığını, bu da ABD

sömürüsünü sürekli kılıyor. Aynı zamanda küresel sermaye sahiplerinin elini

güçlendiriyor. Sonuç itibariyle oluşturulmuş gizli dünya devleti dolar vasıtasıyla

dünya üzerinde hükmünü sürdürüyor.

Bu sömürü düzeninden kurtuluşun bir çaresi yok mu Sistem

bu şekliyle devam ettiği sürece, yani ülkeler ithalat ve ihracatlarını dolar

ile yapmak merkez bankalarında sürekli olarak belli miktarda dolar tutmak mecburiyetinde

oldukları sürece siz ne yaparsanız yapın dolar hükmünü sürdürecektir. Söz

gelimi eğer her sene 50 milyar dolar borç faizi ödemek zorunda bir ülkeyseniz

ve buna rağmen merkez bankanızda 100 milyar ile ifade edilen dolar stoku

bulundurmaya kendinizi mecbur hissediyorsanız ABD eliyle küresel sermayenin

sömürüsüne boyun eğmek zorundasınız demektir. Çünkü merkez bankanızda

tuttuğunuz doların çokluğu ile övünürken bu parayı orada tutabilmek için

sürekli olarak faiz ödemek zorundasınız demektir. Çünkü merkez bankınızda

tuttuğunuz o para dış ticaretinizdeki ihracatınız lehinde ortaya çıkan bir

fazlalığın sonucu değildir. Kaldı ki, yıllardan beri dış ticaretiniz açık

vermektedir. Bu bakımdan dış ticaretinizin tıkanmaması için üretim artışı

yaparak döviz ihtiyacını karşılamak durumunda olmadığı için dış kredi

kullanacak ya da piyasadan dolar toplayarak istifleyeceksiniz. Bu da size yeni

külfetler getiriyor. Bir fasit dairenin içine hapsedilmiş durumdasınız. Bundan

kurtulabilmek için öncelikli olarak bu fasit dairenin kırılması gerekiyor.

Bunun nasıl kırılabileceğini rahmetli Erbakan Hoca bu millete ve İslam

dünyasına yıllarca anlatmaya çalıştı. Teklifi Avrupa Birliği benzeri bir İslam

Birliği oluşturulmasıydı. İslam Birliği nin oluşması sadece bir söylem değildi.

Bu söylemin hayata nasıl geçirileceği de ortaya konulmuştu. Erbakan Haftası

münasebetiyle bu günlerde Erbakan Hocanın bu yöndeki teklifi tüm toplantılarda

dile getiriliyor. Bu bakımdan işin detayına girmeden Erkan Hocanın İslam

ülkeleri arasında ortak bir para birimi oluşturulması teklifini hatırlatmak

istiyorum. Bu ortak para biriminin adını Erbakan Hoca, İslam Dinarı olarak

koymuştu. Böylece doların dünya üzerinde özellikle de İslam ülkelerinde

hükümdarlığı son bulacaktı. Çünkü ABD hiçbir karşılığı olmayan adına dolar

denen para birimi yoluyla İslam dünyasının zenginlerini bu kâğıtlar yoluyla

sömürüyor, zenginlikleri yok olup giden İslam ülkelerinin elinde bu kâğıt

parçaları kalıyor. Bunun için İslam ülkeleri ne kadar dolar biriktirmek

zorundaysalar küresel güçler de İslam ülkelerinin sahip olduğu zenginlikleri

ithal edebilmek için İslam Dinarı biriktirmek zorunda kalacaklar.

Sözün özü, dolar hükümdarlığı ndan gerçekten rahatsızlık

duyuyor ve şikâyetçiysek bu hükümdarlıktan kurtuluş için gerekli adımların

atılması gerekiyor.