Toplumda insanların bir türlü vaz geçemedikleri:

• Doğum günleri,

• Evlilik yıldönümleri vesaire gibi günleri kutlama gayretleri daha çok kadınların ve çocukların baskılarının sonucudur. Erkekler de kadın ve çocuklarının gönüllerini hoş etme adına bu baskılara boyun eğerler. Böylesi arzulara uymamaya erkeklerin gücü de yetmez. Huzursuzluk çıkmasın diye katılır görünürler. Bu da akıllı erkeklerin ve Allah’a tavır ve davranışlarının hesabını vereceklerine inananların bir çıkmazıdır. Bu çıkmaz şüphesiz ki becerisizlikle ancak izah edilebilir.

İhdas edilen malum gün ve gecelerin tarihi seyrini şöyle bir irdeleyelim:

Önce Mısırlılar, arkalarından da Bâbilliler hükümdarlarının erkek çocuklarının doğdukları günleri kutladılar. Zamanla bu toplumun zenginlerine sirayet etti. Bu âdet önce Mısır Firavununa aittir. Firavun’un doğum gününde ihdas edilen şamataya firavun tebası katılır, tutuklulara af çıkarılır, esirler serbest bırakılırdı. Doğum günü kutlama âdeti Mısır’dan Yunanlılara geçti. Yunanlılar mevcut âdetlere bir de pasta kesme âdeti ekledi. Pasta kesmeye mum yakma âdeti de bu devirde ilâve edildi.

Dikkat çeken husus bu devrede sadece erkeklerin doğum günü kutlanırdı. Sezar’ın doğum günü tam bir festivale dönüştürülmüştür.

Ancak Hristiyanlığın doğuşu ile birlikte bu uygulamalar yok olmuştur.

İlk Hristiyanlar bu dünyanın zalim ve acımasız yer olduğuna inanıyorlardı. Bundan dolayı doğum günün değil, ölüm gününü kutlamayı ihdas ettiler. Hıristiyanların kutladıkları yortu (kutlama) günleri onların azizlerinin ölüm günleridir. Zira onlar ölümün gerçek hayata doğmak olduğu şeklinde yorumluyorlardı.

Hristiyanlıkta kilise doğum gününü kutlama âdetinin putperestlerden gelen bir uygulama olduğunu iddia ederek, bir firavun gibi doğum gününü kutlamak günahtır diyordu.

Daha sonra kilisenin doğum gününe bakış tarzı değişti. Hz. İsa aleyhisselâmın doğum günü tarihi üzerinde 25 Aralık olarak birleştiler. Bu günün yortu olarak kutlanmasına başladılar.

Doğum gününü kutlama meselesi kadınlar ve çocuklar da dahil tüm aile bireylerini kapsayacak şekilde uygulanmaya başlaması On ikinci yüzyılda başladı. Avrupa’da günümüzdeki anlamı ile doğum günü kutlamaları On ikinci yüzyıldan sonra başlBu doğum günü faciası kâfir Müslüman her kesim tarafından vez geçilmez bir tutku olarak devam etmektedir. Ancak bu uygulama Müslümanlar için câiz değildir.