Dışarıda yedi düvele karşı büyük bir beka mücadelesi ve ölüm kalım savaşı verdiğimizi söylüyoruz. Ancak bekamızı tehdit eden bu yedi düvelin tüm kültür ve ahlaksızlığını içeride Milli Piyango, faiz, zina, içki, gibi yasal haramlar olarak toplumumuza sumaktan da geri durmuyoruz.

Bu haramların yasallaştığı, yaygınlaştığı, resmileştiği, vergiye bağlandığı toplumların başına bin türlü bela ve musibetin geldiğini ve sonunda yok olup gittiklerini her gün Kur’an’ımızdan okumamıza rağmen neden bu konularda elle tutulur bir adım atamıyoruz?

Yoksa Allah’ın tehdidini ABD’nin, İsrail’in ve batının tehdidinden daha mı az umursuyoruz? Haramlara dalan ve günahları meşrulaştıran toplumların nasıl helak edildiğini unutuyor muyuz?

Başta ABD olmak üzere yedi düvelin üzerimize üşüşmesinin, terörün, darbelerin, ekonomik krizlerin sebeplerinden birisinin de bu haramların ve günahların yasallaşması, yaygınlaşması ve meşrulaşması olabileceği ihtimalini hiç akletmiyor muyuz?

“Zulme (günaha, isyana, harama) batmış nice memleketleri kırıp geçirdik. Onlardan sonra da başka toplumlar yarattık.”(Enbiya, 21/11) ayetinin Lut kavmini helak eden eşcinselliği bile dernekleştirmiş bir toplumun da bekasını tehdit etmediğini mi düşünüyoruz?

“Derken onlar kendilerine hatırlatılanı unuttuklarında, üzerlerine her şeyin kapılarını açtık. Sonra kendilerine verilenle sevinip şımardıkları sırada, onları ansızın yakaladık da bir anda tüm ümitlerini kaybedip yıkıldılar.” (Enam: 6/ 44) ilahi uyarısı zinayı bile yasallaştıran bir toplum için de yeterli bir tehdit değil midir?

“Bir toplumda zina-fuhuş yayılıp, açıkça işlenirse hastalıklar artar, ölçü ve tartıda hile yapılırsa mutlaka kıtlık, geçim sıkıntısı olur ve idarecilerin zulmüne uğrarlar.

Bir toplum mallarının zekâtını vermezlerse mutlaka yağmurdan (bereketten) menedilirler.

Bir toplum Allah ve Rasûlüne olan ahitlerini, sözlerini bozarlarsa o topluma kendilerinden olmayan bir düşman musallat olur ve ellerindeki servetin bir kısmını alır.

Bir toplum Allah’ın kitabı ile hükmetmeyi bırakır ya da kitabın hükümlerinden işlerine geleni seçip alırlarsa Allah onların azaplarını kendi aralarında kılar (yani fitne, fesat, terör gibi belalarla birbirleriyle savaşırlar.)” (İbn Mace) Rasulullah’ın (s.a.s) bu uyarısı bizi ve toplumumuzu hiç ilgilendirmiyor mu?

Asla unutmayalım ki; ABD’nin sınırlarımıza yığınak yapması bekamızı ne kadar tehdit ediyorsa, kumarın millileşmesi, vergiye tabi olması ve bir yılda 35 milyon milli piyango bileti satılması da toplumumuzun bekasını o kadar tehdit ediyordur.

İsrail’in Arzı Mev’ud ile topraklarımıza göz dikmesi bekamızı ne kadar tehdit ediyorsa zinanın yasallaşması, Lut kavmini helak eden eşcinselliğin dernekleşmesi de bekamızı aynı oranda tehdit ediyordur.

15 Temmuz darbe girişimi ile bizi bölüp parçalamak isteyen emperyalizm bekamızı ne kadar tehdit ediyorsa, her akşam evli erkeklerle evli kadınların eşlerini aldattığı ve en ahlaksız sahnelerinin yayınlandığı diziler de bekamızı o kadar tehdit ediyordur.

Efendimiz (s.a.s) buyuruyor ki; “Bir toplumda bir takım günahlar işlenir. Günah işlemeyenler daha çok ve daha güçlü oldukları halde bu günahlara engel olmazlarsa Allah hepsine birden büyük bir ceza gönderir.” (İbn Mace)

Öyleyse bize ve yetkililerimize düşen en önemli görev, bekamızı tehdit eden milletlere karşı nasıl mücadele ediyorsak, bu milletlerin kültür ve ahlaksızlığına karşı da aynı oranda mücadele edip, bir an önce haramların yasallaşmasının önüne geçmektir.