Konuyu özetleme adına sanırım bu ifadenin kullanılması gerekir. 

Malum 'Devlet' için 'Derin Devlet' kavramı kullanılıyor. Herhalde çok derin bir anlam ifade ettiği içindir.

Derin devlet, buz dağının görünmeyen kısmı şeklinde tanımlanabilir. Yani bir takım görünmeyen kirli ellerin devletin varlıklarını, kaynaklarını vs. kendi menfaatleri doğrultusunda kullanma, kasasına aktarma; argoca tabirle cebe indirme veya cukkalama... işidir.

Bu tabi işin bir boyutu, bir de çok farklı emellere hizmet etmesi var derin devletin. Daha doğrusu devletler veya milletler ölçeğinde tanımlamalar yapılabilir. Yani dar anlamda, global bir sömürü düzeni, bir kölelik düzeni vs. getirme çabasıdır denilebilir.

Ancak biz belediyecilikle alakalı konuya giriş yaptığımız için onun üzerinden gidelim.

Türkiye genelinden de gidilebilir ama son zamanların popüler gündemi olduğu için İstanbul belediyesi üzerinden konumuzu genişletelim. 

Malumunuz diplomadan ziyade yolsuzluktan içeride Ekrem İmamoğlu... Şimdi yaptı-yapmadı ona mahkemeler karar verir. Ben işin başka boyutundayım. 

Şöyle bir mantık yürütüyorum. Tamam İmamoğlu seçimleri merkezi yönetime rağmen iki dönem kazandı. Tamam ama merkezi yönetimin eli her an ensesinde... e o da bunun farkında... sürekli de zaten denetleniyor vs. Bütün bunlara rağmen yolsuzluk yapmak bence ta aptallığın kendisi olur!

Peki, yapmadı da iftira mı atılıyor denilebilir... Bu soruya "Evet." dersem, biliyorum önce CHP'lilikle arkasından terörle bağlantıya kadar itham edilebilirim, adete trol kafasıyla...

Hayır öyle demeyeceğim. Muhtemelen yolsuzluk vardır. Ancak bu İmamoğlu'nun iradesini aşan ve fakat boynuna ekşitilen bir yolsuzluktur. Onun da bunu boynundan çıkarcak basirete sahip olduğunu düşünmüyorum... Yani klişe tabirle aşağısı sakal, yukarısı bıyık meselesi... Tabi bu onun masumiyeti anlamına gelmez. Çekecek gari...

Şöyle bir seneryo olamaz mı? CHP'li görünen ama esasında merkezi idareye bağlı gizli bir yapı, İBB'de kasten her türlü haltı yese, bu İmamoğlu'nun boynuna ekşimiz olmaz mı? Bal gibi de olur!.. Benzer tiyatro, diğer belediyeler için de düşünülebilir.

Bana göre İmamoğlu boyundan büyük işlere kalkıştı. Biraz fazla pohpohladılar, o da acayip gaza geldi. Bu da birilerinin uykusunu kaçırıyor tabi. Nihayet sen misin diyerek adeta 'Yılanın başını küçükken ezeceksin' hesabı fişini çektiler.

Demezler mi adama "Kardeşim İstanbul'un bunca sorunu varken, sen ne dolaşıyorsun ortalıkta..." Derler, çok da diyen oldu zaten ama toy işte. Ya aslında CHP kafası işte. "Bu kafa adam olmaaz!.." demiştim önceki yazılarımda. 

Böyle de derin yapının cenderesine düşürürler adamı... Ne diyeyim bunlar, Kılıçtaroğlu'nun kıymetini bile bilmediler.