Yaşının gereği bazı olumsuz davranışlar sergileyen, camide dikkati dağıtan çocuklara karşı kırıcı ve küstürücü tavır yerine, doğru davranışa yönlendirecek tarzda yumuşak, sevecen, hoşgörülü bir yaklaşım sergilemek gerekir. Sanırım ibadetler içinde en çocuksu olanı oruçtur. İçinde mistik unsur barındıran her şey; insanın doğal ve saf yönüne hitap etmesinden dolayı çocuksu bir damara sahiptir. Ancak, Ramazan ın çocuksu damarı daha coşkuludur.
Çocuğa orucu ve Ramazan ı öğretmek için didaktik bir çaba göstermeye gerek yoktur. Çocuk, yeter ki, orucu ve Ramazan ı kavrayabileceği bir ortam içinde bulunsun. Böyle bir iklimde, çocuk ve oruç birbirlerini bulacak, hızlıca ünsiyet oluşacaktır. Hepimizin ilk oruç, ilk Ramazan, ilk sahur ve ilk bayram hikayeleri vardır. Bütün hikayelerin ortak yönünde göreceğimiz şeyler; çocuksu bir tattır.
Tekne orucu, bütün çocukların en sevdiği oruç şeklidir. Çünkü hem acıkınca yersin hem de oruçlu olarak iftarı beklersin ve sahura kalkarsın. Küçük yaştaki çocuklar için tekne orucu hâlâ başarılı bir eğitim unsuru sayılabilir. Tekne orucu ile orucun sihirli yolculuğuna başlayan çocuk, tam gün tutacağı oruç için zaman kollayacaktır. Tam gün oruç tutmak için en uygun zaman Ramazan ın ilk günüdür. İlk gün orucunu başarı ile tamamlamış çocuk için Kadir günü orucu da zevkle tutulabilecektir. Yaşa ve bünyeye göre, birkaç hafta sonu da oruca eklenince, artık uygun yaşlara gelinmiş demektir. Cami şerefelerinde her gece yakılan kandiller, büyük camilerin minareleri arasında salınan mahyalar, sahurda sokağı şenlendiren davul sesleri, büyük gümbürtü ile yankılanan iftar topları, iftara has özel yemekler, iftar davetleri, teravihe gidişler, cami ziyaretleri, bayram hazırlıkları gibi bir çok şey çocukların oruca doğru yaptıkları yolculukta birer binek gibidirler.
Çocuğa Ramazanın bütün keyiflerini ve yönlerini hissettirmek gerekir. Çünkü Ramazan, aylar arasında en zengini, en cömerti, en coşkulu olanıdır. İçinde ibadeti, iyiliği, ikramı, sevgiyi, seyahati, bayramı, sohbeti ve daha birçok dini ve sosyal unsuru barındırmaktadır.
Hepimizin Ramazan a ait özel yaptığı şeyler vardır. Ama ben yine de özellikle çocuklarınızla beraber yapabileceğimiz mini aktiviteler önermek istiyorum.
Evinizde bir çocuk iftarı düzenleyebilirsiniz. Bu iftarın konukları sadece çocuklar olmalıdır. Akrabalarınızın, arkadaşlarınızın ve komşularınızın çocukları gibi. Diş kirası adetini en azından birkaç davetinizde uygulayabilirsiniz. Önerim, büyüklere kitap, çocuklara oyuncak vermenizdir.
İftarda buluşma imkanı bulamadığınız dostlarınızla beraber olmak için bir sahur yemeğine, onları evinize davet edebilirsiniz. Ama çocuklarını unutmamak şartı ile.
Birkaç sabah namazında, çocuklarınızı da alarak daha uzak bir camiye gitmeyi planlayın. İftardan sonraları, ailecek Kur ân-ı Kerîm okuyun. Kur ân-ı Kerîm okumayı bilen çocuklarınız varsa, onların da sesinden Kur ân-ı Kerîm dinleyin.
Hiçbir zaman zorlayıcı ve bunaltan bir nasihatçi olmayın, doğal olun, olabildiğince sevginizi gösterin. Mütevazi şekilde orucunuzu tutun, en doğal haliyle Ramazanınızı yaşayın. Mümkün olduğunca iftar sofrasında ve sahurda ailenin tüm fertleri olarak beraber olun. Dostlarınızla ve sevdiklerinizle bu ayı paylaşın. Çocuklarımıza orucu kavratmanın en iyi yolu, ailenin birbirine sevgi duyarak beraberce geçirdiği Ramazan dır.
6- Bu mübarek ayda bulabildiğimiz serbest vakitlerde din bilgilerimizi, islâmî kültürümüzü ilerletmeye çalışalım. Büyük din âlimlerinin, kâmil, mürşidlerin yazmış oldukları mübarek ve feyizli kitapları okuyalım. Ömer Nasuhi Bilmen in "Büyük İslâm İlmihali" her Türkiyeli Müslümanın başucu kitabı olmalıdır. İtikada, temizliğe, ibadetlere, ahlâka ait temel dinî bilgiler muteber ilmihallerden öğrenilmelidir. "Büyük İslam İlmihali" her Müslümanın evinde mutlaka bulunması ve okunması gerekli bir ilmihal kitabıdır. Bu ilmihali alırken mutlaka ama mutlaka "Sadeleştiren Mehmet TALÛ" başkanlığında ilmi bir heyet baskısını alın. Reformcu, bid atçi, yenilikçi, zındık, mezhepsiz, kafa karıştırıcı müelliflerin, aktivistlerin eserlerini okumayalım. Reformcu bir şahıs "Oruç cinsel münasebetle de açılır..." fetvasını vermiş... İlerici, çağdaş, pembe gazetelerde "öpüşmekle oruç bozulur mu " gibisinden yazılar yer alıyor. Bunlar adam olmaz. Bu gibi fetvalar, konuşmalar dinle alay etmek mânâsına gelmez mi Zaten Sabataycı gazeteciler bu gibi lâfları, beyanları dillerine dolayıp Müslümanları hafife almaktadır.
Bir Müslüman olarak, her yıl milletçe idrak ettiğimiz rahmet ve mağfiret ayı Ramazanın bu yıl da büyük bir coşkuyla yaşandığını, milletimizin dindarlık bilincini geliştirdiğini; birlik, beraberlik ve kardeşlik duygularını pekiştirdiğini görmenin sevincini ve her türlü din hizmeti ve bilgilendirme faaliyetleriyle bu sevince katkı sunmanın mutluluğunu yaşıyoruz.
Bizler, din konusunda toplumu aydınlatmak üzere bütün imkânlarımızı seferber ederek basılı, sesli ve görüntülü yayınlarla, vaaz ve irşad faaliyetleriyle, dinî sorulara cevaplarla halkımızı bilgilendirmekteyiz. Halkımız da büyük bir coşkuyla ve gönül huzuru içinde orucunu tutmakta; bir taraftan komşusunu, eşini dostunu iftara davet etmekte, yaşlı ve ilgiye muhtaçlarla ilgilenmekte, yoksulu ve kimsesiz çocukları gözetmekte, bir taraftan da camileri doldurup ibadetini ve duasını büyük bir arzuyla yerine getirmektedir.