Rahmetli Aliya İzzetbegoviç!

Asrımızın büyük mücahitlerinden birisi!

19 Ekim 2003 tarihinde, yani bundan 12 sene önce Rahmeti

Rahman a kavuşmuştu. Nurlar içinde yatsın!

Kendisi ve ailesi hakkında birçok hatıramız var.

Bunlardan bir tanesini yazmanın zamanıdır. Önemli olduğu

için, günümüze yol gösterdiği için...

1992 tarihinde zalim Sırplar katliama başlamışlardı.

Erbakan Hocamız Refah partimizin Genel Başkanı ve

Liderimiz, Recep Tayyip Erdoğan İstanbul İl Başkanımız, biz de Mali İşlerden

Sorumlu yardımcısı idik.

Savaş başladığında Liderimiz Erbakan Hocamızın talimatı

ile İstanbul da biz, Türkiye de ve dünyada diğer Milli Görüşçüler büyük yardım

kampanyaları başlatmış, Müslüman Boşnak kardeşlerimize karınca kararınca destek

olmaya çalışıyorduk.

Rahmetli Aliya İzzetbegoviç in özel olarak atadığı

Bosna nın ilk İstanbul fahri Büyükelçisi Slaziç Hanımefendi nin istediği yönde

ve şekillerde destek olma gayretindeydik. Mültecilere destek oluyor, mitingler

düzenliyor, esnaf ziyaretleri yapıyor, üyelerimizi kapsayan bağış kampanyaları

yaparak, zekât, sadaka ve cihat parası toplamaya çalışıyorduk.

Bu hummalı yardım faaliyetleri sırasında biz de 1994

Mahalli seçimlerine hazırlanıyorduk. İl Başkan Yardımcımız Boşnak asıllı, bizim

Bosna ile irtibatlarımızda aracılık eden Hüseyin Kansu odamıza girdi. Elinde

500 Doyçe Mark lık bir banknot vardı. Üzgün bir ifade ile dedi ki:

-Ekrem Bey bu parayı Bosna da savaştan kaçıp İstanbul a

sığınan bir mülteci bana verdi. Saraybosnalı bir Müslüman Boşnak göndermiş.

Şöyle tembih etmiş:

Erbakan Hocamıza veya Refah partisi yetkililerine selam

söyleyin! Biz burada savaştayız. Bu para benim ailemin nafakası için mevcut son

param. Bosna nın kurtuluşu ancak Milli Görüş ün seçim kazanması  ile mümkündür. Bu parayı seçimlerde

kullansınlar, iktidar olsunlar ve bizi kurtarsınlar!

Kalem elimizden yere düştü. Odada bulunan bizler bir

müddet konuşamaz olmuş, başımızı ellerimizin arasına almış, öylece

kalakalmıştık.

Daha sonra İl Başkanımız Recep Tayyip Erdoğan ın da emri

ile o parayı çerçeveletmiş, çekmecemizde saklıyorduk. O paranın bereketine

esnafımızdan, kardeşlerimizden, üyelerimizden bağış, sadaka ve zekâtlar

topladık. Seçim kampanyamızı bitirdik, Allah ın yardımı ve belki de parayı

gönderen Müslüman kardeşimizin katkısı ve duası bereketine, İl Başkanımızı

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olarak seçtirmeye muvaffak olmuştuk.

Savaş acımasızca devam ettiği için Bosna ya yardım

toplamaya devam ediyorduk.

O çerçeveli paranın hikâyesini toplantılarda anlatarak

bereketli yardımlar topladık.

Yurtta ve Avrupa da toplanan paralarla Bosna da silah ve

cephane fabrikalarının kurulması ile Müslümanlar varlık göstermeye başlayınca

Birleşmiş Milletler devreye girmiş, çok acı olaylar meydana gelmişti. Allah a

şükür sonunda Bosna ve Bosnalı Müslümanlar kurtarılmıştı. 

Bu hatıramız şunu gösterir:

Milli Görüş ün iktidar olması demek, bütün İslam Âleminin

kurtulmasının başlangıcı demektir.

Şuurlu Müslümanların savaşta bile olsa, Milli Görüşü

madden ve manen desteklemesi gerekmektedir. Ben zar zor geçiniyorum, ya da,

elimde çerez parası bile olmayacak kadar para ile ben ne yapabilirim, demeden

destek olmak gerekir. Belli mi olur, o az paraların bereketine büyük hedefler

Allah ın yardımı ile elde edilebilir.

Zanneder miyiz ki, bu devirde bombardıman altındaki

Bosnalı kardeşimizin bilincinde olan kimse kalmadı Elhamdülillah binlerce

kardeşimiz aynı şuurla, İslam Dünyasının içinde bulunduğu rezil istiladan

kurtulması için Milli Görüş ün güçlenmesinin şart olduğunu bilerek, az çok

demeden destek oluyor, fedakârlık yapıyor.

Söz buraya gelmişken fedakârlığın en uç noktalarını yapan

yüzbinlerce muhtereme hanımefendilerden biri olan Semiha hanımefendiyi anmadan

geçebilir miyiz

Ömrü boyunca Milli Görüş davası için çalıştı, çabaladı,

didindi. Sadece bedenen koşma değil, varını yoğunu bu dava uğruna sarf etti.

Halen de sarf etmeye devam ediyor.

70 yaşının içinde Allah şifa versin, tek başına

hastalıklarla mücadele ediyor. Bedenen cihada devam ediyor. Bazen göreve

gidemiyor, ama emekli maaşının büyük bölümünü her ay Saadet Partisi ne getirip

teslim etmedikçe kendisi asla harcamıyor. Saadet Partisi nin Ankara da 4 Ekim

günü aday tanıtım şölenini yapacağını haber aldığında, hastalığını falan

unutarak ta Nevşehir den kalkıp Ankara ya kadar koşup geldi. Bizi görmek

tanışmak istemiş. Nevşehir Kadınlar Kolu İl Başkanımız Muhtereme Filiz

Hanımefendi aldı yanımıza kadar getirdi. Ettiği dualar hâlâ beni duygulandırır.

O titrek ve dualı elleri ile çantasından çıkardığı ve rızkından kestiği

paraları ön safta mücadele eden kardeşlerimizin cebine ve Cansuyu standındaki

kumbaranın içine atarken duyduğu heyecan yüzünden okunuyordu.

Gıyabında kendisini biraz soruşturduk ki, duyduklarımız

bizi çok üzdü. Milli Görüş ün cihad delilerinden biri olduğundan yakınları onu

anlayamamış ve yalnız bırakmışlar. Aynı zamanda da çok duygulandık. Çünkü

odasında bir kilim ve bir yataktan ibaret eşyası ile tek başına hayat

mücadelesi verirken, her şeye rağmen deli liğe devam ediyor. Neyi var neyi yok

ise Milli Görüş e bırakmayı planladığını da öğrendik.

Allah ım sağlık, mutluluk, yüz aklığı versin. Eli

bereketli, dili dualı böyle insanlarımızın sayısını bol eylesin!

Siz Milli Görüş aşığı kardeşlerim!

Arife başka söz söylemeye gerek var mı

Bu örneklerde anlatılan fedakârlıkların benzerlerini

bugün yapmayacağız da ne zaman yapacağız

Iraklı, Suriyeli, Libyalı ve diğer işgal altındaki

ülkelerdeki kardeşlerimiz her şeylerini kaybetmediler mi

Milli Gazete de banka hesap numaraları yazılı olan Saadet

Partisi için kardeşlerimiz mutlaka kampanyalara katılmalıdırlar.

Unutulmamalı ki, kıt imkânlardan ve acıtarak verilen bu

cihat paraları, Bosnalı Müslüman kardeşimizin parası gibi bereket olsun diye çerçeveletilmeye

müstehaktır.

O çerçeveli para ne mi oldu

Cunta maşaları partimizi kapattılar. Bizler eşya ve belge

kurtarma derdinde iken maalesef o parayı kaybettik.

Milli Görüşçülere, yani cihad delilerine selam olsun! Her

iki büyük lider. Necmettin Erbakan ve Aliya İzzetbegoviç e Rabbimiz rahmet

eylesin!

GELECEK

Zaman dediğimiz şey üç bölüm,

Dün geçti, bugün ve de gelecek!

Geleceğimizse mutlak ölüm,

Ne verdiysek bizle o gelecek!