Bir milleti toptan yok etmek ve tarih sahnesinden silmek için üşenmeyip ta Avusturalya’dan kalkıp Çanakkale’ye gelenler oldu yüz yıl önce. Amaçları İstanbul’a varıp Osmanlı devletini tarihin karanlık sularına gömüp Papalarından övgü dolu sözler işitmekti. Onlar kutsal(!) bir amaç için çıkmışlardı sefere. Fakat evdeki hesap Çanakkale’ye uymamış, cennete varmayı uman Anzakların pek çoğu geldikleri gibi gidememişler, leşlerini bu topraklarda bırakıp gerçekle yüzleşmişlerdi.
Aradan yıllar yıllar geçti hem Çanakkale hem de Anzak kelimeleri unutulmak üzereyken ne olduysa bizim Batı kafalı Şark kurnazlarımız güya Çanakkale Savaşı’nı anacağız diye Anzakları da anma törenlerinin içerisine alıverdiler. Sanki dedeleriniz başaramadı sizler bu tarih şuuru ile yetişin belki başarırsınız diye motive edilmek istendi Anzak torunları… Hatta bu sene akreditasyon ve kura ile seçilerek törene katılan Anzaklardan geride kalan 2000 civarında bir grup, dedelerinin 100 yıl önce yaptığı gibi saat 04.30’da 130 kürekçinin katıldığı botlarla koya temsili çıkarma bile yaptılar kahraman edasıyla, sanki tatbikat yaparmışçasına!
Bizler üç kıtada at koşturmuş bir milletin ahfadıyız. Şimdi Viyana kapılarına dayanmış bir devletin bakiyesi olarak gitsek Viyana’da şehit düşmüş dedelerimizi anmak istesek, Avusturya halkıyla kaynaşsak, ortaklaşa şarkılar türküler söylesek, törenler düzenlesek, nasıl olur acaba Kültürler arası iyi niyet gösterisi (!) neticede bu, değil mi Orada Avusturya’nın iyi niyetinin göstergesi olarak düzenlediği törenlerle ansak dedelerimizi ne iyi olurdu. Onlar başaramadı ama bizler göreceksiniz bir gün gelecek ve sizin defterinizi düreceğiz dercesine Viyana kuşatmasını temsili olarak yapsak, Avusturya devleti bizlere nasıl bir gözle bakar dersiniz Balkan harbinde şehit düşen dedelerimizi Yunanistan’da, Bulgaristan’da yâd etsek! O ülkelere de isyan ettiniz, dedelerimizi şehit ettiniz ama unutmadık ha desek! Şimdi bazıları diyecek bana ne kadar kötü niyetlisin. Haklısınız Anzaklar iyi niyetliler. Anzak torunları buraya gayet halisane niyetlerle geliyorlar değil mi Bilirsiniz Anzak, Birinci Dünya Savaşı başlarında Avustralya ve Yeni Zelanda Kolordusu; Australian and New Zealand Army Corps kelimelerinin ilk harflerinin kısaltılmasıyla oluşmuştur! İyi niyetli yani! Üstelik Başbakanları Abott törende burada savaşanların ülkelerinin “kurucu kahramanları” olduğunu söylemişti. Ülke kuran iyi niyetli kahramanlar!
Acaba Çanakkale’de savaşan Anzakların çocukları savaştan bir beş-on yıl sonra gelselerdi anmak için ülkemize ne yapardı o zamanki dedelerimiz Onları çiçeklerle karşılayıp bir de tören düzenlerler miydi dersiniz
Acayip bir millet olduk doğrusu. Bir taraftan Anzakları ağırlarken, diğer taraftan Ermenilere kucak açıyoruz, hatta “bir daha asla!” temennileriyle onların dedelerimize yaptıkları katliamı unutup, üstüne üstlük, onların acılarını paylaşıp, üzülüyor soykırımı neredeyse kabulleniyoruz… Bir bakıyorsunuz bir yandan soykırım ayinlerine katılıyor, bir yandan da Müslümanlığımızı göstermek adına da Kur’an motifli pasta kesiyor, İstanbul’a Kâbe’nin maketini dikiveriyoruz. Öyle ya giden var gidemeyen var, neticede. Hizmet götürmek lazım gidemeyenlere de... Sonra millet ihramını giyip tavaf etmeye kalkınca kızıveriyoruz. Ellerini açıp dua edenlere zaten diyecek pek bir şey yok. Dua edilecek yerleri bulmak konusunda üstümüze yoktur bilirim!
Tuhaf millet olduk vesselam tuhaf!
Minik bir tebessüm
İltifat
Kadın aynada kendini şöyle bir süzdükten sonra kocasına dönerek:
* Kendimi çirkin hissediyorum. Yaşlı ve buruşuk. Kuracağın güzel bir cümleye gerçekten çok ihtiyacım var kocacığım. Der. Kocası:
* Gözlerin hâlâ çok iyi görüyor hayatım.
İlgilisine Notlar:
* Semt pazarından beş kilo patates alan insanları gördükçe çevremde ne kadar zengin var diye düşünmekten kendimi alamıyorum!..
* Bazen sıkı sıkıya sarılası gelir insanın, kiminin boynuna kiminin boğazına.
* Yeşili katlederek kendine rant elde edenler hep yeşilin cennet rengi olduğunu söylediler bize.
* 1996’da Refahyol koalisyonunda işçiye %130, emekliye %300 zam verildi. Demek ki koalisyonlar öcü değilmiş yeter ki doğru işler yapılmak istensin.
* Eskiden analarımız ninni söylerdi uyusun da büyüsün diye, şimdi siyasilerimiz hamasi nutuklar atıyorlar uyuyanlar uyanmasınlar diye.
* Yeni yayınlanan Havarya ve El İzleri isimli kitaplarını hediye eden Sn. Cafer Keklikçi’ye ve Kırmızı Konfeti isimli kitabını hediye eden Sn. Hatice Çay’a teşekkür ederim. Kitapların okuru bol baskısı çok olsun inşallah.