Değişim rüzgârlarının etkisi ile olsa gerek yılların vermiş olduğu Milli Gazete okuma keyfi serüvene bir de yazma müşerrefinin eklenmesi ziyadesi ile heyecanımı doruğa çıkardı. Öncelikle böylesi bir duyguyu ve imkânı bizlere bahşeden Rabbimize hamd ediyor ve buna vesile olan Milli Gazete ailesine teşekkürü bir borç biliyorum. Kendimizce mataramızı doldurmaya çalıştığımız şu hayat penceresinde “Eyvallah…” diyeceğim bu nadide ana Şeyh Galip’in edası, bu köşenin de sedası olarak şu beyit ile başlamak istiyorum:

Hoşça bak zâtına kim zübde-i âlemsin sen.

Merdüm-i dîde-i ekvân olan âdemsin sen.

***

Başlangıç yapmanın zorluğunu ya da bir seçimde bulunmanın ağırlığını insan üzerinde hep hisseder. 24 Haziran seçimleri arefesinde de bir baskı noktası üzerimize üşüşü verdi ve siyasetimizin ana gündem maddesi ittifaklar üzerinden cereyan etti. Yaşanan süreçler ile ittifaklar bir yandan yapılan referandum ile yasal bir zemine çekilirken bir yandan da ülkemizin siyasi yelpazesi ve ana akım siyaset tarzında yeni bir mecra açtı. Yeni tarz siyasi yapılanmaya kimileri eski tarz siyasetin ritüelleri ile korku saldı kimileri de siyasal uzlaşı kültürünün, sadrının genişliğini açtı. Yine de bir şeyler ters gibi. İnsan sormadan edemiyor. Peki, bu %10 barajı da neyin nesi? Gençler bundan ne anlamalı? Ne anlamamalı!  İki parti bir araya gelse ya da üç veya dört, söylendiği gibi baraj ortadan kalkıyor mu? Bu durumda istikrar neyimiz olur? Havsalamın aldığı kadarı ile baraj, parti sayısı ile ilgili değil, oy sayısı ile ilgili bir şey. Yani kaç parti birleşirse birleşsin aslında %10 seviyesine tekabül eden bir oy oranına ulaşamamışsa bir tane bile milletvekili çıkaramıyor. Basit düzenlemelerle kaldırılabilecek olan baraj için sunulan argüman ise partilerin ittifak edince barajın zaten ortadan kalktığı algı safsatasına dayanmaktadır. Teorik olarak ya da ufak bir cebir bilgisi ile meseleye yaklaştığımızda aslında bu söylenti ile seçmenin küçük düşürüldüğü, alaya alındığı hemen göze çarpıyor. Bir bakıma millet aklı, parti ittifakları üzerinden manipüle ediliyor. “O halde ne diye partiler böyle bir girdabın içine sokulur ki?” sorusunun bir cevabı olmalı. Bu arada istikrar “başkan bey”le birlikte zaten sağlanıyor. Baraja ne hacet? Anlaşılıyor ki eski kafa, yeni sisteme sığmıyor.

İnsanda bir ruh-beden bütünlüğü vardır. Ruhu bedenine, bedeni ruhuna yansır. Siyasette yeni sistem durumuna kendini adapte edemeyenler abartılı makyajlarıyla palyaço gibi sırıtmaktadır. Kimileri panayırın etkisi ile olsa gerek olup biteni normal karşılasa da kimileri makul bir sese kulak kabartmadan kendini alamıyor. Kendi dip dalgası el vermiyor ortada bu kadar boya varken her şeye kafa sallamaya.

O vakit ne diye eski kafa ile yeni işlere kalkışılır ki? “Yapmayın, etmeyin beyler.” desek de gücün esrarı tüm benliği sarıyor ve insanın zihninde sinsice bir kavram beliriveriyor: STATÜKO

***

Statüko bilgimiz kafamızın bir tarafını meşgul ede dursun. Eski kafa ile yeni işler yapmaya çalışanların icadını unutmayalım: MANİFESTO. Tabii şaşırılmayacak gibi değil! Lügat bilgisi bize manifestonun zannedildiğinden, dile getirildiğinden farklı olarak aslında sıradan bir bildiri değil; iktidarın, siyasi otoritenin bu arada statükonun politikalarına veya siyaset tarzına karşı muhalefetin yaptığı bir başkaldırı, itiraz ve değiştirme eylemi olarak karşımıza çıkarmaktadır. İnsanlık tarihinde bir ilk olsa gerek güzel ülkemde bir siyasi iktidar kendi politikalarını beğenmemiş olsa gerek kendi kendine bir manifesto ilan etti ve kendi iktidarının değişimini şerhen kabul etti. Hayret! İnsan düşünmeden edemiyor. Biri çıkıp şöyle kafasını ellerinin arasına alıp bir şüphe ile de olsa “Yoksa ben statüko muyum!” der mi acaba. Yoksa kendince böyle bir durumu vehme kapılmak olarak görüp “Tövbe!” mi der?

***

Seçimden önce Dennis Gansel’in yapımını üstlendiği “Die Welle” (2008) isimli izlenmesi gereken ilham verici bir film var. Sakin kafayla seçim malzemelerini bir tarafa koy ve düşünmene fırsat ver. Kendine imkân tanı.

Seçimden sonra “Şimdi mi izlenir bu?” dememek için şimdi izle. Hoşça bak zatına…