"Hocam ben onunla otuz yıldır tanışıyorum. Bu kanunun onun elinden çıkması mümkün değil" diyenler var. Cin gibiymiş. Havadan nem kaparmış. Katakulliye gelmezmiş. Ama 219 uncu madde ile Kur an ı yasa dışı okutanlara altı aydan bir yıla kadar hapis cezası onaylandı. 263 üncü madde ile İmam ve vaizlerin ağzına kilit vuruldu. Diğer devlet memurlarını bu maddenin dışında bıraktılar.
Şimdi de daha önce Özal tarafından kaldırılan ve Müslümanları "İrtica" damgasıyla damgalayıp içeri atan maddeleri geri getireceklermiş.
Bunları yapanların mantığını anlamada zorluk çekenler var.
Hiçbir baskıcı mantıksız değildir. Mantığı olmayan baskıcı olamaz. Baskı aleti olan cendereyi yaparken bir eli kan, öbür eli katran olan adamın aklı, akrep kuyruğu kadar kıvrak olmalı ki o aleti yapabilsin.
Yaptıklarını kanun kalıplarına dökmeli ki, kendisi unutmadığı gibi gelecek nesillerde de devam etsin.
Baskıcılar, bütün bu yaptıklarıyla da gurur duyarlar. Halkı tımarhanedeki hasta gibi görürler.
Beton da olsa yatacak yer vermenin mutluluğunu yaşarlar.
Zincire vurduklarını "Güvenlik altında tutuyoruz. Onun güvenliği için nöbetçi görevlendiriyoruz. Şu kadar para harcıyoruz. Gardiyanını seçme özgürlüğü veriyoruz" diye hizmetlerini sayar dökerler.
Deliye gömlek biçer gibi halkın kıyafetini belirlerler. Bülbül gibi şakıyanları susturup karga gibi ötmeye zorlar. Düşünceyi, kıyafeti, san atı onlar belirlerler.
Teşviklerin tamamını cebe indirenlerin evlerinin veya bürolarının önüne bir dilencinin yaklaşması mümkün değil. Bütün güçleriyle hortumcuları korurlar. Son günlerde üzerine gidilenleri ben tanımam ama işi bilenin biri dedi ki "Bu üzerine gidilenler, hortumun ana borusuna kelepçe atıp vana takanlar. Yetkililer bu hortuma kaçak boru takanları temizliyor" demişti.
Halk onları ancak televizyon ekranlarında görebilirler. Bir kurşun menzili insanlardan uzak dururlar. Halk onların ne halt ettiğini bilmeseler de onlar kendilerini bildiklerinden etraflarına korku telleri örerler.
Türkiye şartlarında güvenliğin her türlü tedbiri alınmasına rağmen Center in 25 inci katında da insan güvenlikte olamıyor. Para babasını para koruyamıyor.
Kalpleri kaynaştıran iman esaslarından biri koparıldığında hemen cambazlar onun yerine güvenlik cihazı pazarlamak için televizyondan göz kırpıyorlar. "Güvenlik elemanlarımız ve cihazlarımız var" diyorlar.
Güvenlik: çocuğun anne veya babasının kucağında iken duyduğu mutluluğu, vatanın bağrında gezerken duymaktır.
Bülbülün gül dalındaki sevinci ve hüznü birlikte yaşadığı gibi vatandaşlarıyla birlikte düğün evinde oynamak, ölü evinde ağlamaktır.
Yoksa çelik kafesler içinde her türlü yırtıcı kuş tehlikesinden koruyoruz diye bülbülün kafese konduğu gibi insanları da kanun kalıpları arasında hapishanelerde korumaya almak değildir.
*
İnsanın fıtratında anne-babaya güvenme ve dayanma hissi vardır. Babasının veya annesinin kucağındaki çocuk, kendini dünyanın en güvenli yerinde hisseder. Sonra akrabalarına güvenir.
Hz. İbrahim Mekke ye yerleşirken Rabbine dua eder: "Rabbim bu beldeyi güvenli kıl; beni ve çocuklarımı putlara yapmaktan uzak kıl" der. (İbrahim 35)
Demek ki, bir insan için ilk önce lazım olan şey güven içinde olacağı bir yurttur. Ve demek ki, insanı tutsak eden şey, kula kul olmaktır.
Sevgili peygamberimiz, Adiy b. Hatem e "Eğer ömrün uzun olursa (Kûfe yakınındaki) Hîre den bir kadının deve üzerinde gelip Ka be yi ziyaret edeceği günleri göreceksin. O kadın (yolculuğu esnasında) Allah tan başka hiçbir kimseden korkmayacaktır." (Buhari, menakip hadis no: 3365)
Bu hadisi sevgili peygamberimiz, Adiy b. Hatem e söylemiş. Adiy b. Hatem: "İran ın fethinden sonra bir kadının, Allah tan başka kimseden korkmadan Hîre den Ka be ye geldiğini gördüm" diyor.
Aradan bin dört yüz sene geçmiş, dünyayı titrettiklerini zannedenler Pentagon ininde vurulabiliyorlar.
Rabbimiz "Enfal" suresinde Ayet 63 te "Yeryüzünde olanların tamamını dağıtsan yine de bunların kalplerini kaynaştıramazdın. Onların arasını ancak Allah kaynaştırdı" buyurur.
Bu topraklar üzerinde Türk ü, Arab ı Kürt ü, Laz ı Çerkez i, Abaza sı, Arnavut u, birbirine kaynaştıran ve kardeş ilan eden İslam nimetidir.
Bunların hepsi günde beş defa aynı yere, müşrik Kureyş in bile birliğini sağlayan Ka be ye dönmekteler.
Rabbimiz En am suresinin 82 nci ayetinde "İman edip imanlarına zulmü karıştırmayanlar var ya, işte güven onlar içindir ve onlar doğru yolu bulanlardır." buyurur.