Gülümseyin, selam verin.
Gönüller arasına muhabbet köprüsü kurun.
Gönüllere gül ekin, gözlerinden koklayın.
Dikenlerine bakmayın.
Yüzünüzden güven aksın,
Dilinizden bal
Gönüllere umut saçın
Zehirlere dalmayın
Biz bu dünya tarlasına
Ektiğimizi içeceğiz
Hayırlarda yarışalım
Gerilerde kalmayalım
Gül dalında diken bitse,
Tarlamızda ayrık çıksa
Tavanımız yere çökse
Yolumuzdan kalmayalım.
Gül ol, gülümse
Gözler sana dönsün
Ele batan dikenlerin
Saltanatı sönsün
Amcanız Ebu Leheb olsa
Yolunuza pusu kursa
Sayısız orduları olsa
Kaygılanıp kalmayalım
Yusuf gibi yürü yolda
Tacizciler utansın
Kurtlaşan kardeşlerin
Yaptığından utansın
İbrahim gibi ol
Put kırarken, ateşe dal
Yüzünde endişe olmasın
Nemrutlar ibret alsın.
Cudi’den Tur’a, Arafat’tan Safa’ya
Nuh, Musa’dan… Mustafa’ya
Hepsi örnek olsun sehaya ve safaya
İnsanlığa yöntem olsun.
Kürsüler Tur olsun
Meydanlar Arafat olsun
Salonlar Cudi olsun
Her yer mescid olsun
Sağırlara kulak olun
Körlere göz
Dilsizlere dil olun ki
Anlayalar söz.
Işıktan kaçanların peşinden koşun.
Şarap içenlere şerbeti sunun
Lanet okumayın, rahmet okuyun
Karanlığa ışık olun.
Dinin girdiği yerden kin çıkar
Kindar dediğin dindar olur
Kanına susadığına bakma
Düşman dediğin dildar olur
Mum gibi yumuşak, ağaç gibi dik ol
Mum yanarsa ışık olur
Öd ağacı yanarsa ısı olur
Burcu burcu kokar
Piyasa ateş gibiyse
Hayat bıçak gibi keskinse
Aldırma
Altın gibi güzel
Pırlanta gibi temiz ol
Ateşle bıçak değerini artırır.
Buruc Sûresi’nin tefsirinde bir gencin öldürülmesi esnasında binlerce kâfirin imana gelerek bir ölüp bin dirilişimizi Efendimiz’in dilinden dinle.
Peygamber amcası olmak Ebu Leheb’e fayda vermedi.
Kendisini müftü çocuğu, vaiz oğlu, hacı kızı, şeyh torunu diye takdim edenler!
Siz kendiniz lale olun, sümbül olun. Aslınızın soğan olması zarar vermez.
Siz zehirseniz, toplumu zehirliyorsanız aslınızın panzehir olması size fayda vermez.
Aydınlıkla karanlık, ilimle cehalet, imanla inkâr, hak ile batıl kıyamete kadar devam eder.
Zıtların çatışmasında biz, aydınlığın, ilmin, imanın, hakkın yanında yer alalım.
Akrabalık bağlarının bizi yanlış yerlere çekmesine izin vermeyelim.
Batan güneşe değil, doğana bakın.
Şafak sökünce, tan yeri ağarınca hayat başlar.
Kuşlar yavrulara yem için kanat çırpar.
El rızku alellah der
Batan güneşe ağıt yakma
Doğana bak
İyiliği başa kakma,
Hakkını verir Hak.
Güneş yükselir,
Ekinler boy atar,
Umutlar dağa tırmanır
Haydi bismillah der
Alçaklara akma
Dönüp geriye bakma,
Doğru yolundan sapma
Hasbünallah de.
Yerden buhar yükselir,
Sular tırmanıyor dallara
Dallar tomurcuklandı
Haydi maşallah de.
Hep ağaçlar meyveyle taçlandı
Üzümlendi tatlandı
Mahsul ambara geldi
Barekallah de.
Ekim ayı dikim ayı
Ek sevgisini gönüllere
Dağıt mahsulü muhtaçlara
Zemheride sohbet gerek
Dostlara, yakınlara
Dolaşmak gerek
Haydi Allah bismillah
Güneş yükseliyor
Ekinler boy atıyor
Umutlar dağa ağıyor
Tevekkeltü alellah de.