Atalarımız, “Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az” derken meğer ne kadar haklılarmış! Çünkü benzer bir durumu iktidar partisi sözcüleri sayesinde bugün birebir yaşıyoruz.

İktidar partisinin bir sözcüsü çekilen ekonomik sıkıntılar yüzünden Kahramanmaraş’ta vatandaşlar tarafından protesto edilirken bir diğer sözcü yine Kahramanmaraş’ta, “Kriz yok vatandaş iktidara, hükümete sahip çıkmalı” diyebiliyor.

Yani vatandaşın çektiği ekonomik sıkıntılar nedeniyle iktidarı protesto etmesi iktidar sözcüleri üzerinde hiç etkili olmuyor ve onlar fedakârlığı vatandaştan beklemeyi(!) sürdürüyorlar.

Bunca ekonomik sıkıntının çekildiği bir ortamda “kriz yok” diyenlerin, “Marketlerde sepetleri dolduruyoruz” diyenlerin vatandaşın derdini anladığı söylenebilir mi?

Vatandaşın derdini anladıkları da söylenemez, çekilen ekonomik sıkıntıyı paylaştıkları da söylenemez.

Bir başka açıdan bu iddianın sahiplerinin doğru söyledikleri düşünülebilir. Zira iktidarın yandaşlarının ekonomik durumlarının bir hayli iyi olduğunu kabul etmek gerekir.

Medya çoğunun birkaç maaşı olduğunu yazıp duruyor.

Bırakın asgari ücrete talim etmeyi tek maaşla yetinmeyip birkaç yerden maaş alanlar açısından elbette ülkede kriz yoktur.

Elbette marketlerde sepetleri gönüllerince dolduruyorlardır. Herhalde atalarımız yine durduk yerde “tok açın halinden anlamaz” dememişlerdir.

Muhakkak bir bildikleri olduğu için böyle konuşmuşlardır.

Şimdi günümüzde iktidar sözcüleri aynen bu durumu teyit eden davranışlar içindeler.

Bir de kendilerini protesto eden vatandaşlara, “Makama karşı böyle konuşamazsın” diye hava basıyorlar.

Biraz da biz onlara hava basalım:

“Asıl siz ekonomik sıkıntılara duçar ettiğiniz vatandaşlara karşı böyle konuşamazsınız.”

Bu uyarıya kulak asmaz ve “biz istediğimiz gibi konuşmaya devam ederiz” derseniz ilk seçimlerde boyunuzun ölçüsünü alırsınız.

Bakın eskiden gittiğiniz yerde alkışlanır ve izzet ikram görürken şimdi gittiğiniz yerlerde protesto ediliyorsunuz.

Bu değişiklik size hiçbir şey demiyor mu?

Aslında bu değişiklik anlayana çok şey diyor çok şey!

Ama nerede o basiret ve feraset sahipleri!