Bir ay kadar önce bir Bakanımız Devleti teslim etmeyiz
demişti. Haberin başlığını okumuş, haber metnine bakmamıştım. Sadece bu üç
kelimelik başlık bile beni dehşete düşürmeye kâfi geldi.
Devlet kimsenin tapulu malı değildir. Birileri, devlet
bizimdir, malımızı teslim edin demişler ki, Bakan böyle konuşmak ihtiyacını
hissetmiş.
Sıradan, normal, rutin günler yaşamıyoruz. Medyaya
bakınca, dehşetli bir çalkantı, heyecan, fırtına içinde olduğumuz kolayca
anlaşılır.
Nereye gitsem bugünkü savaşla ilgili konuşmalar
yapılıyor.
Geminin idaresini ele geçirmek isteyenler var
Ülkemizdeki usul ve metot, gemi idaresinin serbest
seçimlerle değişmesidir. Birileri seçim meçim demiyor, devir teslim işini darbeyle
yapmak istiyor.
Bir vatandaş olarak devletimin iyi idare edilmesini
isterim. Bütün işler âdil kanunlara göre yapılmalı. Sadece kanun demedim, önüne
âdil sıfatını ekledim. Kanunlar, hukuk âdil olmazsa, idare iyi olmaz.
Ülkemin bilgelik kurallarına göre idare edilmesini
isterim.
Adalet, bilgelik Sonra ahlak
Şartlar bitti mi Bitmedi. Ehliyet, liyakat
Yapılmak istenen darbe adalet, ahlaklı idare, bilgelik
getirecek mi Hiç sanmam. 27 Mayıs 1960, 12 Mart 1971, 12 Eylül 1980 ve 28
Şubat darbelerini yaşamış bir vatandaşım.
Bu darbe teşebbüslerinin arka planında bir iki milyar
değil, yüzlerce milyar dolarlık hesaplar, planlar olduğu söyleniyor.
1960 dan bu yana gazetecilik yapıyorum. Fikirlerim,
inançlarım, görüşlerim, tenkitlerim yüzünden tutuklandım, mahkemelerde
süründüm, ağır hapis cezaları giydim, zindanlarda çürüdüm, altı seneye yakın
yurt dışında yaşadım. İki günlük gazetem batırıldı, büyük maddî ziyana uğradım,
iflas ettirildim. Bana bunları hep darbeciler, darbe sevenler yaptı.
Darbe, askerî olsun sivil olsun; keyfilik demektir, zulüm
demektir, zorbalık demektir Baskı, işkence, insafsızlık demektir
Türkiye de bazı işler iyi olmayabilir ama bunlar darbe
ile değil, hukuk ve ahlak dairesi içinde düzeltilmelidir.
Darbe hukuka ve ahlaka aykırıdır.
Darbe olursa vesayet rejimi hortlar, resmî ideoloji
sistemi güçlenir.
Türkiye yi olgun bir armut gibi birtakım muhteris saflara
yedirmezler.
1952 te Mısır da General Necib darbenin başı görünüyordu.
Kısa bir müddet sonra onu kızağa aldılar, yerine Abdülnasır geçtiydi.
Darbeler, ihtilaller çocuklarını yer.
Eskiden bir kısım subaylar darbe yapardı. Şimdi birtakım
hukukçular yapmak istiyormuş. Yapmasınlar, yapamasınlar, ayaklarına dolaşsın
inşaallah.
Devleti, ülkeyi ele geçirmek mi istiyorlar Bunun tek
meşru ve ahlakî yolu, siyasî bir parti kurmak, seçimlere girmektir.
Türkiye de bugün yapılmak istenenleri vaktiyle İspanyada
Opus Dei bile yapmamıştı.
Devlet içinde kadrolaşmanın sınırları vardır.
Vesayet rejiminin yıkılması için seçimle gelmiş siyasî
iktidarla işbirliği yapmak, bilahare devleti teslim almak istemek akla,
mantığa, vicdana uymaz.
Birtakım yolsuzlukları darbeye alet ve bahane etmek
ahlaka ve bilgeliğe uygun değildir.
Dindar bir grup, siyasî emelleri uğruna, din
karşıtlarıyla ittifak yaparsa, ortada çok anormal ve acayip bir durum var
demektir.
Darbe heveslilerini engellemezsek, başımıza çok büyük
felaketler, musibetler, belalar gelebilir.
Üzerinde yolculuk yaptığımız gemide noksanlıklar,
bozukluklar, hatalı işler yok mudur Elbette vardır ama bunların darbeyle
giderilmek istenmesinin daha büyük bozukluklara yol açacağı kesindir.
Herkes aklını başına toplasın Türkiye, ağacı sallamakla
kucağa düşecek olgun bir armut değildir.
ABD, AB, İsrail, Siyonizm, Haçlılar, Evangelistler,
uluslararası kapitalizm, sömürgeciler, dev faiz çeteleri pusuda bekliyor.
Gemi iyi idare edilsin, eyvallah Aksaklıklar
düzeltilsin, eyvallah Yolsuzluk yapılmasın, eyvallah
Bu saydıklarımın dışında daha nice iyi, hayırlı, faydalı
işler yapılsın ama sakın darbe yapılmasın.
Darbelerde hayır yoktur.
Sultan Abdülhamid bir tür darbe ile hal edilip Selanik e
sürüldü de ne olduydu Üç sene geçmeden Balkan Harbi nde Rumeli yi
kaybetmiştik. Bulgar ordusu Çatalca ya kadar gelmişti.
Devlet bizimdir, âlem-i manada rüyada bize verilmiştir,
gerekirse darbe yoluyla malımızı mülkümüzü çatır çatır alırız derken, ülke
parçalanabilir.
(İkinci yazı)
Mâneviyat Büyükleri
MANEVİYAT büyükleri dünyayı ayakları altına alırlar. Bir
büyük ne kadar mütevazı ve alçak gönüllü ise büyüklüğü o kadardır.
Dünya sevgisi mânevî yükselmeye engel olur.
Rahmanın veli kulu olmak çok yüksek bir derece ve
rütbedir. Denî dünyanın hiçbir rütbesi veliliğe denk olamaz.
Büyük veliler gönüller sultanıdır.
İbrahim Edhem hazretleri dünya sultanlığını bıraktıktan
sonradır ki, maneviyat sultanı olmuştur.
Yatacak yeri olmadığı için soğuk gecelerde hamam
külhanlarında yatardı, mübarek yüzü, üstü başı küle, ise bürünürdü.
Dünya bir lâşedir, ona kilâb talib olur.
Dünya iki padişaha dar gelmiş, kırk derviş bir kilime
sığmış.
Veliler insanların alkışlarını istemezler.
Dünya bir oyun yeridir Makamlar, mevkiler, servetler,
çoluk çocuk gelip geçicidir.
Bir varmış bir yokmuş
Nemrud unki de saltanattı, İbrahim inki de Nemrudun
saltanatı bitti, yerinde yeller esiyor şimdi ama İbrahimin (aleyhisselam)
saltanatı sürüyor
İnsanların en hayırlısı olan Resulullah Efendimizin
(Salat ve selam olsun ona) evi ne kadar mütevazı idi. Bazen kaba bir hasır
üzerinde yatardı da, hasır vücudunda iz bırakırdı. Zaman zaman eline büyük
miktarda mal ve para geçerdi ama o onları en kısa zamanda dağıtırdı.
Yiyecek bir şey bulamayıp aç kaldığı zamanlar olmuştur.
Bir meclise geldiğinde başköşeye oturmazlar, nerede boş
bir yer varsa oraya ilişirlerdi.
Ashab-ı kiram, Peygamberin sevmediğini bildikleri için o
bir yere gelince ayağa kalkmazlardı.
Ondan büyük, ondan şerefli, ondan kerim insan yok; ondan
halimi, ondan mütevazıı, ondan alçak gönüllü olanı da yok.
Nemrudlar, Firavunlar, mütekebbirler, mağrurlar çukurda;
mütevazı bir hayat süren Seyyid-i Beni Âdem şeref zirvesinde.
Müslümanlar, sakın sakın sakın dünyaperestlerin peşine
takılmayın.
Sakın, mağrurları rehber edinmeyin.
Sizden para isteyenler veli değildir.
Sizden alkış isteyenler de.
Velilerin sağ elleri asümana dönüktür, yükseklerden
aldıklarını sol elleriyle zemine dökerler.
Toprağa serpilmiş tohum gibi ol. Toprak ol, toprakta ol.
Mütevazı olanı rahmet-i Rahman büyütür.
EvliyaurRahmana tabi ol, evliyuşşeytandan kaç bucak
bucak.
16.2.2014
M.Ş.EYGİ