Hayatı yeniden yaşamayı bilme adabı, edebi, düzgünlüğü bir gereklilik. Müslümanlar açısından. Çürüyen toplumlarda veya insanlıkta bulaşıcı olan bir durum. İnsanın insanı iplemediği, değer vermediği, daracık ve kör dünyası içinde kendince bir hayat tarzı oluşturduğu ortada.

Bilinç dünyasına gözlerini açan çocukların bile artık sınır tanımazlıkları belirgin. Bu, sadece Müslümanların değil insanlığın sorunu. Bu genel durum dinlerin veya kültürlerin etki alanlarını da iyice daraltıyor. Yaşanmakta olan olumsuzlukların sadece belli çevreler ile sınırlı olmadığı da bir gerçek. Sapkınlıklar ve aşırılıklar hemen hemen insanlığın ortak bir sorunu.

Müslümanların yaşama ve ahlâk, edep, ilke tarzlarının belli ölçüleri var. Evet ölçüleri ve sınırları. Haramın, helâlin veya hakkedilmiş olan ve olmayanların ölçüleri de belli Müslümanlar için. Çocukluktan ve olgunluk dönemine kadar yaşanan bir ortam ve kendine özgü bir ruh var. Ahlâk ile edep birbirinin bütünü. Biri diğerinin üzerinde değil. Ahlâk ile edep ilkesi şekilden ve görünümlerden beklenmemeli. Asıl yanıltıcı olan da görünenin yanıltıyor olması.

Konuşma ve davranışların tarzı belli bir yansıması kişide kendini belli eder. Sözün nereye varacağını bilmek önemli. Ölçüsüz ve taşkın yaklaşımlı ruh halleri insanları çizgi ötesine götürüyor. Çizgi dediğimiz şey edep ile belli olur.

Müslümanlar çocukluktan itibaren genel anlamda öncülerine bakarlar. Karşı çıksalar bile onlardan beslenir ve etkilenirler. Her aile çevresinin ya da daha geniş anlamda toplumun hallerini belirleyen davranışlarıdır. Müslüman ve ahlâklı ve edepli bir kitle güzellikler saçar. Bu, sadece kendi dünyası için değil, çevresi için de iyi ve güzel sonuçlar doğurur.

Ne yazık ki toplum ahlâkının değerler yitiminin giderek bozulduğu, giderek özünden uzaklaştığı bir gerçek. Görünümde Müslüman olan, kılık kıyafeti ile bar bar bağıran ama iç dünyası ve gerçeğiyle farklı bir ruha sahip olunduğunu şu sosyal medya aracılığı ya da sokaktaki davranışları ile daha iyi görebiliyoruz. Kerli ferli insanların ölçüsüzlükleri alt katmandakiler için de belirleyici bir yol ve yöntem ne yazık ki.

Saldırganlığı, hakareti, küfrü, aşağılamayı güce dayalı ortaya koyanlar ancak kendilerini küçültürler. Küçülürler. Görünürde çok güçlü olsalar bile zamanla tuzla buz olurlar. Putları devirlince geride bir şey kalmaz. Edep ve ahlâk örneği insanların izleri hiçbir zaman silinmez. Bir biçimde varlığını hissettirir.

İslâm’ın en belirgin özelliği ahlâk, yani ahlâklı olma ve yaşama bilinci. Bu, birçok şeyi içerir. Hayatın bütününü kuşatır. Bugün için olumsuzlanan tüm davranışların önünü kesen de güzel bir ahlâk ve edeptir. Yalan, hırsızlık, gasp, hakaret, kul ve hayvan hakları gibi. Büyük günah veya yanlışları burada sıralamanın bir anlamı yok. Küçük günahlar ve yanlışların toplamı büyük olanların sınırlarını aşar. Bunlar daha büyük tehlikelerdir.

Kitlelerin ve toplumların değişen ve bozulan dengesi büyük bir uçurum. Bunu gidermenin manevi bir ahlâk ve edep ile aşılabileceği bir gerçek. Ancak günümüzde bunun da zorlukları çok. Önü alınamayan ve kapanamayan bir uçurum var. Bunu hızlandıranlar da Müslümanların kendisi.

Müslümanlar Müslümanlara engel. Sahihlik ve hakikilik belirsiz. Görünümler en yanıltıcı yanı. Seküler hayatın ve çıkarın baskın olduğu bir dünyada Müslüman kalmanın elbette ki zorlukları olacak. Bu kirli ortam ve ruh dünyasından kendilerini koruyabilenler, sakınanlar nadir de olsalar çok değerlidirler. Nadirlik azlık veya ulaşılmazlık anlamında da olsa bunların karşılık bulması elbette ki zamana bağlı.

Kene gibi insana yapışan kirlerin giderilmesi ancak Peygamber ahlâkı ile olabilir. Peygamberin yaşama üslubu ve ilkeleriyle olabilir. Müslümanların yeniden Müslümanlaşması ile ancak aşılabilir. Müslümanların yeniden Müslüman olmasından başka seçenekleri yok.