Yeni Bakanlar Kurulumuz hayırlı olsun temennisiyle
başlayalım. Türkiye yi sarsan iktidar partisi kongresi etkilerini peyderpey
gösteriyor.
Günlerdir adeta suç itiraf edercesine fiilen yürürlükte
olan Başkanlık Sistemini resmiyete dökeceğiz, uygulamada var olanı ete kemiğe
büründüreceğiz! sözleri aslında anayasayı, hukuku, kanunları ayaklarımızın
altına aldık, hiçbir şeyi takmıyoruz manası taşıyor. Düpedüz anayasayı
çiğniyoruz itirafı. Bu söz yarın başlarını ağrıtabilir, bizden söylemesi.
Dönem dönem devlet
çarkı ayaklar altına alınır alınmasına da bu kadarı başka herhangi bir dönem
yaşanmış mıdır bilmiyorum.
Gelelim Bakanlar Kuruluna; başkalarının yaptığı gibi taze
bakanların bireysel hayatları bizi ilgilendirmiyor.
***
Partinin MKYK listesine alınmayan bakanlar, tek kelimeyle
ipleriyle kuyuya inilmeyecek görülen isimlerdir. AK Partililer açısından
güvenilir bulunan has elemanlar, hem MKYK ya girdi hem de bakan oldu.
Parti kurullarında görev verilmeyip hariçten bakanlık
yapanların durumu, taşerona iş yaptırmaya benzer.
Bunun anlamı köprüyü geçtik artık size gerek kalmadı, ilk
fırsatta Abbas yolcu olabilirsiniz, her an hazırlıklı olun demektir!
Bu tür durumlarda -anlaşılsın diye belirtelim- sığınıcı
eklemlenme gibi sıfatlar da kullanılır.
Uzatmaları
oynayanların her an ipleri kesilebilir. Birine Bin Ali dediler,
Yardımcılarına da pekâlâ İn Ali derler mi derler.
Ata binmek bir ayıp, inmek bin ayıp derler. MKYK da var
olduğu halde çıkarılmak, ihraç edilmek ayrıca incitici bir duygu olsa gerek.
***
Bakanlar kurulunun ilk toplantısının Sarayda yapılması
profilin, Bakanlar Kuruluna başkanlık edemeyecek durumda oluşuna mı işarettir
Yoksa kör gözüne parmak sokmak mıdır Nüktedan ve sempatik olmak iyi olabilir
de başkasıyla var olmak kötü bir şey olmalı.
Başbakan Yardımcılıkları ilginç. Ya başka partilerden ya
başka ülkelerden gelmiş isimlerden oluşuyor. Sadece biri kurucu üye, o da
bürokratik kökenden gelme.
Hele bir diğer başbakan yardımcısının bilinen tek
özelliğinin Yolsuzluk hapis cezası gerektiren suç olmasın teklifi olduğu
iddiası vahim.
Yedek/yardımcı profilleri böyle.
Kabine dışı kalanların çoğunun vebalini bilmiyoruz.
İddiaya göre bir başbakan yardımcısı ünlü mesaj okunurken cep telefonu ile
oynayasıymış. Bu büyük suçu kabine dışı
kalmasında etkin olmuş. Yoksa Dolmabahçe görüşmeleri gibi kritik görevlerde
bulunan bıyıklı birinin üstü nasıl çizilmiş olabilir ki!
Aile Bakanı nın başörtülü olmasını müspet karşılayacağız
ki birden Sümeyye Hanım ın arkadaşı kontenjanından kabineye girdiği iddiası
sevincimizi kursağımızda bırakıyor. Umarız Fatma Betül Hanım kültür ve donanımı
sayesinde bakan olmuştur, aksini düşünmek istemiyoruz.
Kabinede tek olumlu icraat Sağlık Bakanlığı değişiminde
oldu. Eğer Recep Akdağ yolsuzluk, kayırma, tarafgirlik ve meşrep taassubu
yapmazsa tekrar dönüşü isabet olmuştur.
Eğitimde yeni bakanın Savunmadan oluşu bilinçli bir
tercihse gerekçesi açıklanmalı. Mesleği ve kişiliği ne olursa olsun bakanlığı
askerlerden öğrenmiş bir kişinin görevlendirilmesindeki amaç nedir
***
Duyulmadık isimlerin kabinede yer alışı, düşük profil
tercihinin bir sonucu olsa gerek. Bakanların birçoğunun adını ilk kez
duyuyoruz, korku ateşi bacayı sarmış demek ki.
Başka ne mi değişti Karadenizli Karadenizliyle, Kürt
Kürt le, Kayserili Kayseriliyle, Adanalı Adanalıyla, Maraşlı Maraşlıyla, derviş
dervişle, sarhoş sarhoşla ve bekâr bekârla takas oldu. Yani zannedildiği gibi
seçme değil, biraz tombaladan çıkma meselesi.
Son olarak hâlâ Milli Görüş iddiasında olan dostlara
seslenelim. Milli Görüş kökenli ismin en az olduğu AK Parti kabinesi! Bu şeref
size yeter mi
Hiç mi iyi bir şey olmayacak diyenlere şunu söyleyelim.
Suriye politikasından çark edilip faturanın Davutoğlu na kesileceğine dair
söylentiler var.
Ne iyi olur! Savaşın durmasına yönelik atılacak her adım
iyidir.