BÜTÜN Müslümanların tek bir Ümmet olmaları gerekir. Bir
Müslümana Sen hangi topluluğa mensupsun sorusu yöneltildiğinde Ben
elhamdülillah İslam Ümmetindenim cevabını vermelidir.
Müslümanların etnik kimlikleri olabilir. Türk, Kürt, Arap,
Çerkes Müslümanlar çeşit çeşit diller konuşabilir Müslümanların farklı
tarafları olabilir ama birinci ve temel mensubiyet İslam Ümmetidir.
Kendisinde Ümmet şuuru(=bilinci) olmayan Müslüman eksik bir
Müslümandır.
İslam dini ırkçılığı, bölücülüğü, menfi kavmiyetçiliği
yasaklamıştır.
Kendisinde cemaat, hizip, fırka, tarikat, sekt asabiyeti var
ama Ümmet şuuru yok, böylesi tam ve gerçek Müslüman değildir.
Ümmet in başında ehliyetli, liyakatli, dirayetli, kiyasetli,
muktedir bir İmam-ı Kebir bulunması ve bütün Müslümanların bu muhterem zata
biat ve itaat etmesi gerekir.
Resulullah Efendimiz (Salat ve selam olsun ona) Zamanındaki
İmam a biat etmeden ölen kimse sanki cahiliyet ölümüyle ölmüş olur buyurarak
Müslümanları uyarmıştır.
İslamda din ve dünya ayırımı yoktur.
Uyanık, olgun, şuurlu Müslüman İmama bağlı olmamasının
üzüntüsünü çeker.
Müslümanların ileri gelenleri Ümmetin başına geçecek bir
İmam aramak, bulmak ve ona biat etmekle yükümlüdür. Bunu yapmazlarsa sorumlu
olur, vebal altında kalırlar.
İmam veya halifeler ikiye ayrılır: Gerçek imam, sûrî imam.
Şeriata aykırı işler yapmaması ve kendisinde bozuk inançlar
bulunmaması şartıyla sûrî imama da biat ve itaat edilir.
Son gerçek İmam, Sultan Abdülhamid tir.
Ondan sonra gelen Sultan Reşad ve Sultan Vahidüddin, İttihad
Terakki çetesinin, dinsiz Jön Türklerin, Dönmelerin ve Masonların gölgesinde
kaldıkları için sûrî imamlardır.
Son Halife, bir tür ruhanî liderdi ama yine de İslamı ve
Müslümanları temsil ediyordu, hiç halife olmamasından iyiydi.
Hilafet 1924 te kaldırılmıştır.
Sultan Vahidüddin 1926 da İtalyada San Remo şehrinde, Halife
Abdülmecid bin Abdülaziz 1944 te Pariste vefat etti.
İslam dünyası şu anda başsız vaziyettedir ve param parçadır,
pek perişandır. Ümmet birliği bitmiş, İslam dünyası bir sürü ulusal devlete,
hizbe, fırkaya, diktatörlüğe, vesayet rejimine ayrılmıştır.
İmâmet veya Hilafet boşluğu İslam dünyasına kaos, anarşi ve
zaaf getirmiştir.
Hilafetin kaldırılmasının Lozan ın gizli protokollerinde
yazılı olduğu iddia edilmektedir.
Müslümanların başsız olmaları çok büyük bir felaket ve
hezimet sebebidir.
İslam dünyasındaki millî devletler, krallıklar=saltanatlar
Hilafet istemezler.
Bid atçi cemaatler ve sektler Hilafet istemezler.
Siyonistler ve Haçlılar istemezler.
Emperyalistler ve sömürgeciler istemezler.
Münafıklar Hilafet istemezler.
Dönmeler ve Pakraduniler istemezler.
Devlet içinde devlet gibi ve holdinge yapılı büyük cemaatler
Hilafet istemezler.
İslam dünyasındaki kaos ve anarşi ancak İmametle ve Ümmet
teşkilatı ile giderilebilir.
Bütün mü minlere ve Müslimlere Hilafet şuuru aşılanmalıdır.
Hilafet konusunda en büyük tehlike Siyonistlerin,
Haçlıların, ABD nin, Kriptoların Müslümanların başına emr-i vaki ile fantoş bir
Halife müsveddesi getirmeleridir. Böyle bir şey gerçekten büyük felaket olur.
İslam dünyasında şu anda Halife, İmam-ı Kebir olabilecek
ehliyet ve liyakatte bir kimse var mıdır
İnşallah bir buçuk milyar Müslüman içinden böyle bir kimse
çıkar.
Müslümanların gelecekleri, başlarına bir İmam-ı Kebir seçip
Ümmetleşmezlerse çok karanlıktır.
İlim, irfan, hikmet, yüksek kültür sahibi ehliyetli bir
Halife Ümmete nasihat edecek, onları doğru yolu gösterecektir.
Böyle bir Halife Allahın tevfikine nail olacak, Resulullahın
(Salat ve selam olsun ona) ruhaniyetinin gölgesinde bulunacaktır.
Müslümanlar ehliyetli bir İmama biat ve itaat edip de Ümmet
haline gelmezlerse kurtulamazlar.
(İkinci yazı)
Alâmet bir Gemi
KÜÇÜK veya büyük bir gemide yolculuk yapan kimselerin,
binmiş oldukları gemi ile bazı sorular sormaları, ona ait bazı sağlam bilgilere
sahip olmaları gerekir.
Siz yemîn istikametine gitmek istiyorsunuz, gemi ise
şimale gidiyor
Şimale doğru hızla, bata çıka yol alan çok uzun, Keşti-i Nuh
gibi büyük bir geminin ön ucundan (burnundan) arka tarafına doğru yürümüş
olsanız, göreceli olarak yemîn istikametine gitmiş olursunuz ama, gemi şimale
gittiği için bunun bir kıymeti olmaz.
Üzerinde hayat yolculuğu yaptığınız geminin sistemini veya
düzenini mutlaka bilmelisiniz.
Bu gemi bir İslam gemisi midir
Bu gemi bir Hıristiyan gemisi midir
Bu gemi bir Yahudi gemisi midir
Bu gemi laik bir gemi midir
Geminin sistemi Laik midir, Laikçi midir
Gemide büyük sayıda tayfa ve yolcu bulunmaktadır. Bu gemide
adalet ve güvenlik var mıdır
Yolcu ve tayfaya dağıtılan yemekler, içecekler sağlıklı
mıdır
Halkının çoğunluğunun Müslüman olduğu bu gemide yolculara
haber verilmeden evcil ve yaban domuzu, eşek eti yedirilmekte midir
Gemide bankacılık, ticaret, sanayi işleri yapılmaktadır.
Bunlar meşru ve helal şekilde mi yapılıyor, yoksa içlerine haram karışıyor mu
Gemi nüfusunun yarısı kadın ve kız. Bunlara saygı
gösteriliyor mu Gemide namus, iffet ve şeref var mı Seks azgınlıkları teşvik
mi ediliyor, bastırılıyor mu
Gemide yasal, gizli veya yarı gizli seks ticareti ve seks
köleliği var mı
Geminin çoğunluğunu oluşturan Müslümanların, çok uzun
yolculuk esnasında çocuklarını kendi dinlerine ve imanlarına uygun şekilde
yetiştirecek bir eğitim sistemi var mı
Gemide âsâyiş, huzur, dirlik düzen, rahat ve saadet var mı
Yolcuların işte bunlar gibi bir yığın soruyu sormaları ve
cevap aramaları gerekir.
Geminin yolcu ve tayfasının ezici çoğunluğu Müslüman
olduğuna göre, seyir istikametinin Yemîn olması gerekir.
Gemide Müslümanlar için din, iman, inandığı gibi yaşamak,
eğitim hürriyeti olması gerekir.
Geminin güvenliğine, İslamî ölçü ve nizamlar dairesinde
dikkat edilmesi gerekir.
Geminin, uluslararası sularda herhangi başka bir gemi ile
çarpışmaması için tedbirler alınmalıdır.
Titanic gibi batmaması için buzdağlarından korunmalıdır.
Geminin her yerindeki direklerde hoparlörler varmış ve günde
beş kez ezan okunuyormuş, öyleyse gemi ve gidişat iyiymiş Böyle konuşanlara
güvensinler mi yolcular
Doğrusu bu gemi hepimizi çok yakından ilgilendiriyor.
Geminin doğru dürüst bakımı yapılıyor mu
Gemide adalet, güvenlik ve huzur sağlanıyor mu
Geminin bir bölümünde otuz yıl boyunca çarpışmalar olmuş, ya
gemi batarsa, batırılırsa
Gemi hikmetle=bilgelikle idare ediliyor mu
Gemide birtakım acayip iki kimlikli zümreler var.
Gemi çok büyük Gemi bir alamet Gemi zaman ve tarih
denizinde yol alıyor
Geminin içinde casuslar var, civarında ise su sathında
periskoplar görülüyor.
Geminin çok lüks lokantalarında tabağı 269 TL ye yemek
yeniyor.
Geminin halkı bölünmüş Müslümanlar yekun olarak çoğunlukta
ama bin parçaya ve fırkaya ayrılmışlar.
Gemide müthiş bir faiz sektörü var.
Gemide genelevler var, vesikalı seks köleleri çalışıyor.
Gemide kumar, gemide her çeşit günah ve eğlence var.
Yolcuların bir kısmı ibadet ederken, üstteki lüks salonlarda
mutlu bir azınlık gel keyfim gel, oh kekah fısk u fücur içinde yaşıyor.
Ufukta üçüncü dünya savaşının fırtınaları
Geminin etrafı dev köpek balıkları ve deniz canavarları ile
sarılmış.
Geminin stadyumlarında futbol maçları yapıldığı zaman takım
holiganlarının tezahüratı tekneyi tir tir titretiyor.
Gerçekten bir alamet olan bu gemi nereye gidiyor
Yolcular, quo vadis