Unutulmamalıdır ki, ülke güvenliği sınır hattından başlamaz. Türkiye’nin güvenliği Batı’da Bosna Hersek’ten doğuda ise Orta Asya’dan başlar.
ABD’nin Afganistan’dan çekilmesinin bir sonuç olmasının yanı sıra yeni bir dönemin başlangıcı olduğunu görmek gerekir. ABD yeni dönemde bölgede başlayacak etnik, milliyetçi ve inanç temelli çatışmalarda vekâlet ve taşeron savaşları stratejilerini uygulayacak ve bölge gençlerinin farkında olmadan ABD çıkarları için ölmesini sağlamayı hedefleyecektir.
Bunun için Afganistan’a güvenli giriş ve çıkış sağlayacak, insan istihbaratı ve elektronik istihbarat için kullanılabilecek güvenli bir bölgeye ihtiyaç duyacaktır. Bunun bir hava limanı olması durumunda ise aynı zamanda vekâlet savaşında yer alan güçlere silah ve cephane taşınmasını sağlayabilecektir.
Öte yandan çıkacak çatışmalarda mağdur olacak kadın, çocuk ve yaşlılara yardım sağlamak için çalışacak STK›ların ülkeye emniyetle giriş ve çıkışını sağlayacak bir kapıya ihtiyaç duyulacaktır. STK›ların bir kısmının istihbarat kurumları adına rol aldığı dünyanın malumudur. STK›lar için güvenli kapı rolünü Kabil Havalimanı üstlenebilecektir.
Bunun yanı sıra havalimanın güvenli olması ile diğer ülkelerin havayolu ile Afganistan’a yapacağı silah, insani yardım, askeri personel ve istihbarat personelinin intikali ve sevkiyatlar kontrol edilebileceği gibi, bu alandaki istihbaratın elde edilebilmesinde kolaylık sağlanabilecektir.
Tüm bu açıklamalara bakıldığında Kabil Havalimanı ABD için gelecekteki operasyonlarda hayati önemde olacaktır.
Tüm bu olanakları ABD’ye sağlamak için bölgede görev alması için ABD ile Afganistan ve Fergana Vadisi politikalarımızın tam uyum içinde olması gerekir. Peki böyle bir durum söz konusu mudur? Şöyle ki;
* Fergana Vadisi’ndeki Türkî Cumhuriyetler arasında çıkacak olası çatışmaların Türkiye’yi Türk Cumhuriyetlerle geçmişe dayanan ikili ilişkileri açısından olumsuz etkileyebileceği, Türkiye’nin yeni birçok taraflı sorunlu diplomasi sürecine iteceği,
* Bölgede çatışması muhtemel tarafların Müslüman olması nedeniyle ülkemizin ve İslam ülkeleriyle ikili ilişkilerin olumsuz etkileneceği, bu çatışmalarda mezhep kökenli desteklerin devletlere verilmesi durumunda İslam dünyasında -Yemen örneğinde olduğu gibi- mezhepsel çatışmaların söz konusu olabileceği, ( İran ve Suudi Arabistan)
* Taliban ve El Kaide’nin Türkiye’nin tarihi dostluğu olan Özbek ve diğer unsurların bölgelerine yapacağı saldırıların ülkemiz ilişki ve menfaatlerini olumsuz etkileyeceği,
* Fergana Vadisi’nde olası bir çatışmanın Rusya ve Çin’i de etkileyeceğinden, Rusya ve Çin ile ilişkilerimize ve ülkemiz politikalarına olumsuz yansımaları olabileceği,
* Doğrudan sorunumuz olmayan Hindistan ve Pakistan ile olan ilişkilerimizde yeni sorunsal pencereler açılabileceği ve İran ile de farklı politikalarla karşı karşıya gelmemizin ihtimal dahilinde olduğu, değerlendirilebilir.
Tüm bu tespitler ışığında, ülkemiz Rusya ve Çin ile yeni sorunlarla karşılaşabileceğinden bunun yansımaları Suriye, Akdeniz, Ege, Kıbrıs ve Karadeniz politikalarına yansıyabilir, ülkemiz uluslararası platformda yalnızlaşabilir.
Ülkelerin politikaları, etkileri ve sonuçları kısa, orta ve uzun vadeli etkiler oluşturur. ABD›nin Afganistan›dan çekilmesi ile yeni ittifakların ve silahlı yapıların oluşacağı, bu yapıların çatışma alanında yer alacağı kısa vadede öngörülebilir. Sorunun Fergana Vadisi’ne taşınması orta vadede söz konusu olabilecektir. Bunun için öncelikle sıçrama tahtası olarak kullanılacak Afganistan›da karmaşa, kaos ve çatışma ortamını oluşturmak amaçlanacak sonrasında devreye ülkelerin ekonomik yatırımları, eğitim destekleri ve askeri anlaşmaları girecektir.
Ülkemiz Suriye, Libya ve Irak politikalarında başlangıçta ABD politikalarına uygun hareket etmiş ve gelinen noktada görülmüştür ki, sonuçları ülkemiz lehine olmamıştır. Ülkemiz birçok konuda ABD ile karşı karşıya gelmiş ve ABD›nin güncel çıkarlarına göre davranması sonucunda hasım ülke durumunda kalmış ve S-400 ve F-35 vb birçok konuda zarar gören ülke olmuştur.
ABD Afganistan’da ülkemize yönelik mevcut sempatiyi ve ülkemizin askeri gücünü kendi lehine kullanmak istemektedir. Ülkemiz askeri olarak bu alanda yer aldığında dış güvenlikten sorumlu olacak, içeride yürütülecek faaliyetlerden ise bihaber olabilecektir. Bunun yanı sıra güvenliğin ekonomik ve askeri yükünü de kuvvetle muhtemel Türkiye yüklenecektir.
Ülke içinde oluşacak çok taraflı yeni dengelerde, Karzai Havalimanı’nın önemi nedeniyle buraya yapılacak çeşitli saldırlar söz konusu olabilir. Bu saldırıların büyüklüğü, çeşitliliği ve orada olan birliklerin destekten yoksun kalması bazı riskler doğuracaktır.
Ülkelerin ve bölgenin dengeleri dikkate alındığında temel sorular ise şunlardır;
* Ülkemizin ve ABD›nin Afganistan, Fergana Vadisi’ndeki politik çıkarları kısa ve uzun vadede tam uyumlu mudur?
* Ülkemizin ve ABD›nin bölgesel politik çıkarları ve ülke ilişkileri ve dengeleri benzerlik göstermekte midir?
* Ülkemiz ABD çıkarlarında Mehmetçiği sahaya sürecek ise ülkemizin hangi talebinin karşılanması veya hangi milli menfaati söz konusudur ?
* Eğer Mehmetçiğin kanı dökülecek ise kimin çıkarı için Mehmetçik toprağa düşecektir?
Mehmetçiğin, yalnızca Türkiye’nin ve Barışın Askeri olduğu unutulmamalıdır.